29 Temmuz 2021 23:50

Siyaset Bilimci Kaya: Irkçı-popülist söyleme karşı entegrasyon politikaları şart

Siyaset Bilimci Celil Kaya, ırkçı popülist söylemlerin seçim için yapılmak istendiğini söyledi. Kaya, “Sosyal medya aktivistliğinden öteye geçecek entegrasyon politikaları örgütlemek gerek" dedi.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın göçmenlerden daha fazla su ücreti alacağını söylemesi tartışma yarattı. Türkiye’de halkın büyük bölümünün göçmen karşıtı olduğu söyleminin sorgulanmadan doğru kabul edilmesini eleştiren Siyaset Bilimci Celil Kaya, ırkçı popülist söylemlerin seçim için yapılmak istendiğine vurgu yaptı. Bu tarz söylemlere karşı sol, sosyalist güçlere önemli görevler düştüğünü belirten Kaya, “Sosyal medya aktivistliğinden öteye geçecek bir takım entegrasyon politikaları, göçmenlerle dayanışma politikalarını yapmaları gerekiyor” dedi. Kaya, bunun da emek ve işçi dayanışmasını örgütleyerek olabileceğini belirtti.

Milliyetçilik üzerine çalışan Siyaset Bilimci Celil Kaya ile siyasetin gündeminde olan göçmenler ve ırkçılık tartışmalarını konuştuk. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı ırkçı popülist biri olarak tanımlayan Kaya, belediye seçimlerinden önce de benzer açıklamalar yaptığını hatırlatarak, “Seçimleri de ırkçı popülist söylemlerle kazandığını düşündüğü için bunu devam ettiriyor” dedi. Belediye başkanlarının aynı zamanda kamu görevlisi olduğunu belirten Kaya, “Ama belediye başkanlarının siyasi kimlikleri daha ön plandadır. Dolayısıyla bir siyasi hesapla söyledi. Belki hem CHP içine dönük hem de genel ülke siyasetine dönük kişisel bir planı var. Onu takip ediyor” dedi.

 

"FİKRİ SAĞLAR BİLE RÜZGARA KAPILDI"

Türkiye’de halkın büyük bir bölümünün “göçmen karşıtı” olduğu yönünde bir algının olduğunu ve bunun sorgulanmadan doğru olarak görüldüğüne vurgu yapan Kaya, “Herkes bunun üzerinden siyaset üretmeye çalışıyor” dedi. Göçmen karşıtlığı ve düşmanlığının siyasi çıkar üzerinden ele alındığını ve bunun seçim dönemleri yaklaşıldığı dönemlerde, arttığını anlatan Kaya, “İYİ Parti ve ulusalcı çevreler bunu doğrudan ırkçı söylemlerle yapıyorlar. CHP’nin belli bir kanadı bunu biraz daha yumuşak bir dille söylüyor. Fikri Sağlar gibi bir isim bile bu rüzgara kapıldı. Böyle genel bir söylemde bulundu” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de yaşanan göçmen düşmanlığının Avrupa’da 50 yıl öncesinde benzer bir şekilde yaşandığını hatırlatan Kaya, “Bu hikaye Avrupa’da çok görüldü. Türkler, Kürtler, Kuzey Afrikalılar, Ortadoğulu göçmenler üzerinden Avrupa’da bunlar yaşandı. Hep sağ partiler doğrudan ırkçılık yaptılar. Sosyal demokrat ya da merkez sol partiler biraz daha yumuşak bir şekilde yaptılar. Ama yine göçmen karşıtlığını yaptılar. Sonuç olarak kazanan sağ popülist ırkçı, faşist partilerin yükselişi oldu” değerlendirmesinde bulundu. 

"MİLLEYETÇİ SÖYLEM İÇİN UYGUN FIRSAT"

Milliyetçi söylemin ve siyasetin üzerinden geliştirilen ırkçılıkla ilgili Kaya’nın değerlendirmesi şöyle oldu: “Karşısında güçlü bir kimlik olması gerekir. Güçlü derken ya kalabalık bir grup ya da tarihsel olarak düşmanlık beslenen bir grup mesela; Ermeniler, Rumlar, bugün az bir nüfuslar ama tarihsel olarak bu etnik, ulusal kimlikle karşıtlık olduğu için, bir çatışma yaşandığı için bu güçlü bir ötekidir. Şu anda da mülteciler, göçmenler o milliyetçi söylemin üretilebilmesi için çok uygun bir kimlik. Kalabalıklar, yabancılar buraya, yeni gelmişler, topluma entegre olamıyorlar. Çünkü devletin böyle bir politikası yok. Gettolarda kendi aralarında yaşıyorlar. Milliyetçi söylem için çok uygun fırsat. Bu kadar gündeme gelmesinin nedeni, Türk milliyetçiliğinin ne kadar güçlü olduğunu da gösteriyor. HDP, sosyalist partilerin dışında olanların bir kısmı hariç bütün siyaseti etkisi altına almış milliyetçi söylem.”

"YARIN ÖBÜR GÜN CİDDİ PROVOKASYONLAR OLABİLİR"

Türkiye’de halkın geniş bir kesiminin zannedildiği gibi göçmen karşıtı ya da düşmanı olmadığına dikkat çeken Kaya, “Yarın öbür gün ciddi provokasyonlar olabilir. Ciddi problemler olabilir, sıradan halk dediğimiz insanlar, komşusu olan Suriyeli, Afgan göçmenler de saldırabilir. Bunların örnekleri tarihte var. Ama göçmen karşıtlığının ön kabulünün sorgulanması lazım. Zaten bunu kabul ettiğinizde göçmen karşıtlığı politikalar üretiyorsunuz. Yumuşak ya da sert. Bir entegrasyon politikası üretemiyorsunuz. Mesela Kemal Kılıçdaroğlu yumuşak bir ifadeyle ‘biz bu kardeşlerimize güvenli ülke inşa edip Suriye’ye geri göndereceğiz’ dedi.  Burada doğmuş, artık buralı olan, burada yaşamak isteyen milyonlarca insan ne olacak? Bir kısmı ülkeleri daha güvenli hale geldiğinde geri gidebilir. Ama bir kısmı gitmeyecek. Çünkü artık onlar buralılar… Onlar Suriyeli değil Türkiyeli, bir kere buradan bakmak lazım. Ya da Afganistan gelen yıllardır burada olan insanlar da Türkiyeli. Dolayısıyla ön kabulü bırakıp ona siyaset geliştirmek gerekiyor.”

"SOSYAL MEDYA AKTİVİSTLİĞİNDEN ÖTEYE GEÇİLMELİ"

CHP gibi merkez sol, sosyal demokrat partilerin, tarihsel olarak popülizme eğilimli olduğunu anlatan Kaya, “Böyle durumlarda göçmen karşıtlığına entegre olurlar” dedi. Irkçılık karşısında sosyalist partilere, özgürlükçü sol hareketlerine önemli görevler düştüğünü anlatan Kaya, şu değerlendirmede bulundu: “Ciddi bir şekilde popülist söylemden öteye geçecek, sosyal medya aktivistliğinden öteye geçecek bir takım entegrasyon politikaları, göçmenlerle dayanışma yapmaları gerekiyor. Zaten göçmenlerin Türkiye’deki emek piyasasında köle emeği olarak, emeklerinin kullanıldığını biliyoruz. Dolayısıyla bu açıdan da yaklaşarak, bir emek ve işçi dayanışmasını da örgütleyerek politika üretmek gerekiyor. Onları farklı bir kimlik olarak değil aynı zamanda sınıfın bir parçası ve en alt katmanlarında yer alan insanlar bunlar. Göçmen meselesini, bunları geliştirerek, çoğaltarak, hem entegrasyon sürecini planlayarak hem de emek mücadelesi içinde değerlendirerek ele almak gerekiyor.”

ÖNCEKİ HABER

CHP'li Bakan: İzmir'de bazı bölgelerin hava kirliliği verileri neden açıklanmıyor?

SONRAKİ HABER

TİS taleplerini açıklayan kamu emekçisi kadınlar: Taleplerimizi görmezden gelmeyin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa