29 Temmuz 2021 09:00
Son Güncellenme Tarihi: 29 Temmuz 2021 14:27

TİS taleplerini açıklayan kamu emekçisi kadınlar: Taleplerimizi görmezden gelmeyin

KESK üyesi kadınlar, TİS taleplerini açıkladı: En az 32 hafta doğum izni verilmeli, kamu kreşleri yeniden açılmalı.

KESK üyesi kadınların TİS taleplerini açıkladığı basın açıklaması | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisinin yaşamını doğrudan etkileyen Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreci 2 Ağustos'ta başlıyor. KESK'li kamu emekçisi kadınlar toplu iş sözleşmesi (TİS) taleplerini açıkladı. Hamile kadınlara 32 hafta doğum izni, eğitim alanında müfredatın toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınarak düzenlenmesi ve kamu kreşlerinin yeniden açılması gibi taleplerini sıralayan kamu emekçisi kadınlar, ortak mücadele çağrısı yaptı.

KOŞULLARIN AĞIRLAŞTIĞI DÖNEMDE TİS'E GİDİYORUZ

Eğitim Sen Ankara 1 No'lu Şube binasında gerçekleştirilen açıklamayı KESK Kadın Sekreteri Döne Gever Koyun paylaştı.

TİS sürecine; kamu emekçilerinin haklarına, ücretlerin, iş güvencesine saldırıların arttığı, çalışma koşullarının ağırlaştığı bir dönemde gittiklerinin altını çizen Koyun, imzalanan toplu iş sözleşmelerinde, kamu emekçilerinin her seferinde daha da katmerlenmiş bir yoksulluğa mahkum edildiğini, haklarının eridiğini, kadın temsiliyetinin ısrarla reddedildiğini ve kadın taleplerinin görmezden gelindiğini söyledi.

"Bu tabloda büyük vebali bulunan, İstanbul Sözleşmesinin iptalini de büyük coşkuyla karşılayarak siyasal iktidarın yanında saf tutan Memur-Sen, bu yıl bir kez daha masaya oturacak" diyen Koyun, bugüne dek kamu emekçileri lehine tek bir kazanıma imza atmayan ve hatta maaş zammı dahi alınamayan bir toplu sözleşme imzalayan Memur-Sen’den emekçilerin hiçbir beklentisi olmadığını söyledi.

TAKEPLER SIRLALANDI: EN AZ 32 HAFTA DOĞUM İZNİ VERİLMELİ, KAMU KREŞLERİ YENİDEN AÇILMALI

Kamu emekçisi kadınların talepleri şöyle:

  • "Grevli, gerçek bir toplu sözleşme yasası yapılmalı, kadınların görüşmelerde temsiliyeti sağlanmalıdır. TİS görüşmelerinde kadın talepleri ayrı bir başlıkta ve gündemle ele alınmalı, mutabakat metninde de aynı şekilde tek başlık altında toplanmalıdır.
  • Hamile kadına doğum öncesi 8 hafta, doğum sonrası 24 hafta olmak üzere en az 32 hafta ücretli doğum izni verilmelidir. Doğum sonrası ücretli-ücretsiz izin ile süt izni kullananlar sosyal ve özlük hak kaybı yaşamamalıdır.
  • ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi imzalanmalıdır. Kadınlara ve LGBTİ+lara uygulanan ayrımcılık, fiziksel cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz, sözlü sataşma, ısrarlı takip ve dijital taciz son bulmalı,  toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanmalıdır.
  • Boşanan, boşanma aşamasında olan, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz, ısrarlı takibe uğrayan kadın emekçilerin tayin ve yer değişikliği talepleri herhangi bir belge ibrazı istenmeksizin kabul edilmelidir.
  • Çalışma yaşamında şiddet ve taciz aynı zamanda çalışanların sağlığı sorunu olarak görülmeli ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kurulu’nun çalışmalarının bir parçası haline getirilmelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik eğitimler ve farkındalık çalışmaları kadınların ve LGBTİ+ bireylerin ihtiyaç duyabileceği sağlık ve/veya psikolojik destek kurul çalışmalarının parçası haline getirilmelidir.
  • 8 Mart’ta tüm kamu çalışanı kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.
  • Kamu kreşleri yeniden açılmalıdır. Kadın erkek fark etmeksizin en az 50 çalışanın olduğu işyerlerinde, ücretsiz, nitelikli, anadilinde ve gerektiğinde 7/24 hizmet verecek, istihdam biçimine bakılmaksızın tüm çalışanların yararlanacağı kreşler açılmalıdır.
  • İstanbul Sözleşmesi’nin feshi iptal edilmeli, sözleşmenin etkin bir biçimde uygulanması sağlanmalıdır.
  • Kadınların çifte mesaisi göz önünde tutularak erken emeklilik ve yıpranma payı sosyal güvenlik sistemine dâhil edilmelidir.
  • Nüfusu 50 bini geçen belediyelerde şiddete ve istismara uğrayan kadın ve çocuklar için sığınma evleri açılmalı, sığınma evlerinin uluslararası standartlara uygun hizmet verecek hale getirilmesi sağlanmalıdır.
  • Bu hizmetlerden trans kadınların da yararlanması sağlanmalıdır.
  • Kamuda toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırmak ve kadınların yönetim düzeylerinde yer almalarını sağlamak için cinsiyet eşitliği sağlayan mekanizmalar uygulanmalıdır.
  • Eğitim alanında müfredat toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınarak düzenlenmeli, cinsiyet, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ayrımcılığının ortadan kalkması için okul öncesinden itibaren tüm kademelerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi zorunlu ders olarak okutulmalıdır.
  • HPV aşısı (rahim ağzı kanser aşısı) ücretsiz olmalıdır ve özellikle risk grubundaki kadın emekçiler başta olmak üzere 26 yaşından büyük olsalar dahi tüm kadınlar açısından aşıya ulaşımın önündeki engeller kaldırılmalıdır.
  • Talepleri halinde kadınlara regl dönemlerinde ayda 2 gün ücretli izin hakkı tanınmalıdır. Haklarımız için örgütlü kadın mücadelemizle gerçek toplu sözleşmelere." (Ankara/EVRENSEL)

KESK İZMİR KADIN MECLİSİ TİS TALEPLERİNİ AÇIKLADI

KESK İzmir Kadın Meclisi Bayraklı'da Haber Sen binasında düzenledikleri basın açıklamasında taleplerini dile getirdi. KESK İzmir Kadın Meclisi'nden Gülsev Sağıroğlu, pandemi ve ekonomik krizle birlikte kadınların işgücü piyasasından çekilme hızının, kadın işsizliği ve yoksulluğunun arttığını belirterek, "AKP/Saray iktidarının, milliyetçi, tekçi, dinci, muhafazakâr, mafyatik, politikalarını, neoliberal politikalar aracılığıyla sürdürmesinin bedelini en çok kadınlar ödüyor. Eve sabitlenmek istenen kadın emeği ile hem devlet üstlenmesi gereken sorumluluklardan kurtulmayı,  hem de küçük devlet olan aile içinde kadınları daha kolay kontrol edebilmeyi amaçlıyor" diye konuştu.

"KADIN EMEĞİNE YÖNELİK AÇIK SALDIRI"

Kamuda güvenceli çalışmanın fiilen ortadan kaldırıldığını, KHK’lerle işten atma gibi uygulamalarla yeni emek rejiminin tesis edilmesinde 'yol temizleyici unsurlar' olarak kullanıldığını dile getiren Sağıroğlu, "İhraç politikasının birçok amacının yanında, AKP’nin kadını geleneksel cinsiyetçi rollere hapsetme, bağımlı kılma amacının bir parçası olduğunu görmek, kadın emeğine yönelik açık bir saldırı olarak nitelendirmek gerekiyor" dedi.

"MEMUR-SEN'DEN BEKLENTİMİZ YOK"

Kadın temsiliyetinin ısrarla reddedildiğini ve kadın taleplerinin görmezden gelindiğini söyleyen Sağıroğlu, "Memur-Sen’den emekçilerin hiçbir beklentisi olmadığını çok iyi biliyoruz. Hele hele biz kadınların, İstanbul Sözleşmesinin iptalini destekleyen Memur-Sen’den, gölge etmemesinden başka hiçbir beklentisi olamaz. Ayrıca TİS masasını en hafif ifadeyle 'uzlaşma' masası haline getirenlerin imzaladığı sözleşmenin nezdimizde bir hükmü de bulunmuyor" diye belirtti. (İzmir/EVRENSEL)

 

ÖNCEKİ HABER

Siyaset Bilimci Kaya: Irkçı-popülist söyleme karşı entegrasyon politikaları şart

SONRAKİ HABER

CHP'li Tutdere: Yapılan atamalar öğretmen açığını kapatmaya yetmiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa