EMEP: Irkçı dalgadan medet umanlar kaybedecek, kardeşlik kazanacak!
Emek Partisi: "Konya'daki katliamdan günlerdir nefret söylemini körükleyen iktidar sahipleri ve şovenizmin değirmenine su taşıyan burjuva muhalefet anlayışı sorumludur"
Fotoğraf: Cengiz Anıl Bölükbaş/Evrensel
Emek Partisi (EMEP) Konya’da Dedeoğulları ailesinden 4’ü kadın 7 Kürt yurttaşın katledilmesine dair açıklamasında "Günlerdir nefret söylemini körükleyen iktidar sahipleri ve şovenizmin değirmenine su taşıyan burjuva muhalefet anlayışı sorumludur" dedi. Saldırının daha önce Afyon, Ankara ve Kahraman'da yaşanan ırkçı saldırıların devamı olduğu vurgulanan açıklamada, "Mültecilere ve Kürtler üzerinden yapılan kışkırtmalar aynı zamanda emekçilerin birliğini bölmeye yönelik girişimlerdir. Halkımız, sorumsuz şekilde bu kervana katılan, Kürtlere ve mültecilere yönelik ayrımcı ifadeler kullanan burjuva muhalefet anlayışına da prim vermemelidir" denildi. Soruşturmaların etkin ve halka açık şekilde sürdürülmesi için çağrı yapan EMEP, "Nefret suçlarında cezasızlık politikası terk edilmelidir. Medya kullandığı dile dikkat etmeli, nefret suçlarına ağır yaptırımlar getirilmelidir" dedi.
EMEP'in açıklaması şöyle:
"Mültecilere ve Kürtlere karşı günlerdir devam eden şoven propaganda zehirli meyvelerini vermeye başladı. Konya’da aynı aileden 4’ü kadın 7 Kürt katledildi. Sorumlusu günlerdir nefret söylemini körükleyen iktidar sahipleri ve şovenizmin değirmenine su taşıyan burjuva muhalefet anlayışıdır.
"KATLİAM GÖZ GÖRE GÖRE GELMİŞTİR"
Bu saldırı Afyon, Ankara-Kahraman ve yine daha önce Konya’da gerçekleşen ırkçı saldırıların bir devamıdır. Saldırıları önlemekle yükümlü devlet ve hükümet sözcüleri 12 Mayıs’ta Konya’da yaşanan vahim saldırıdan sonra bile Dedeoğlu ailesini koruyamamıştır! Katliam göz göre göre gelmiştir. Hrant Dink cinayeti davası nedeniyle görevden el çektirilmesi konuşulan bir emniyet mensubunun Konya’da İl Emniyet Müdürü olarak görev alması da başka bir garabettir.
Hal böyle olduğu halde sorumluluktan sıyrılmaya çalışan hükümet sözcüleri, yaşanan vahim saldırıları “adli vakalar” olarak lanse edip işi geçiştirmeye çalışmaktadır. Oysa bizzat AKP iktidarı eliyle yaratılan bu siyasal iklim neticesinde, her husumet olayını ırkçı söylemlerle linç eylemine dönüştüren zehirlenmiş güruhlar yaratılmıştır. Şiddet saldırılarının ve cinayetlerin hangi tartışma ya da anlaşmazlıktan çıktığından bağımsız olarak, hemen her olayda Kürtlere yönelik nefret ve ırkçı sözlerin kullanıldığı tanıklarla sabittir. Bu durum toplumsal muhalefeti sindirmek ve dizayn etmek üzere ırkçı bir dalganın kabartılmak istendiğinin de resmidir. İktidar blokunun son açıklamaları da bunu doğrular niteliktedir.
Tek adam yönetiminden rahatsız olan, işsizlik ve yoksulluğun girdabında çırpınan işçiler ve emekçiler uyanık olmalıdır. Çünkü mültecilere ve Kürtler üzerinden yapılan kışkırtmalar aynı zamanda emekçilerin birliğini bölmeye yönelik girişimlerdir. Halkımız, sorumsuz şekilde bu kervana katılan, Kürtlere ve mültecilere yönelik ayrımcı ifadeler kullanan burjuva muhalefet anlayışına da prim vermemelidir.
"GÜN, HALKIN DEMOKRASİ TALEPLERİNİ YOK SAYANLARA KARŞI BİRLEŞME VE MÜCADELE GÜNÜDÜR"
Gün ormanlarımızın yakılırken bir yangın uçağını halka reva görmeyenlere, işsizliğin ve yoksulluğun mimarlarına, zengin sınıfların hizmetkarı siyasi anlayışlara, halkın demokrasi taleplerini yok sayanlara karşı birleşme ve mücadele günüdür.
Gün kardeşlik günüdür, ırkçılığa ve şovenizme karşı dayanışma ve el ele verme günüdür.
İş, ekmek, özgürlük taleplerimizle barış ve demokrasinin sesini yükseltelim!
Emek Partisi olarak Dedeoğlu ailesine başsağlığı diliyor, soruşturmaların etkin ve halka açık şekilde sürdürülmesi için çağrı yapıyoruz. Nefret suçlarında cezasızlık politikası terk edilmelidir. Medya kullandığı dile dikkat etmeli, nefret suçlarına ağır yaptırımlar getirilmelidir." (HABER MERKEZİ)