02 Ağustos 2021 11:53

Êzidîlerin Şengal’de yaşadıklarının soykırım olarak tanınması için kanun teklifi

HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca ise Şengal'de Êzidî halkına yönelik gerçekleştirilen katliamın TBMM’de soykırım olarak tanınmasına dair kanun teklifi verdi.

Şengal Katliamı sonrası bölgeden kaçan binlerce Ezidi mülteci olarak barınaklara sığındı | Fotoğraf: İngiltere Uluslararası Kalkınma Bakanlığı/Wikimedia Commons (CC BY 2.0)

Paylaş

HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, 3 Ağustos 2014 yılında Şengal’de buluna Êzidîlerin IŞİD tarafından kaçırılıp Türkiye’ye getirilmesine ilişkin Meclise araştırma önergesi verirken, HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca ise Şengal'de Êzidî halkına yönelik gerçekleştirilen katliamın TBMM’de soykırım olarak tanınmasına dair Meclise kanun teklifi sundu.

Ortadoğu'nun kadim halkı Êzidîlerin, dünya genelindeki nüfuslarının bir buçuk ila iki milyon arası olduğu tahmin edilmekte olduğunu belirten Uca, “ Ortadoğu'nun ulus devletlere göre şekillendirilmeye çalışıldığı 20. yüzyılda Êzidîler sınırlarla birbirlerinden koparılmıştır. Êzidî halkının büyük bölümü Irak Kürdistan Federe Bölgesi içerisinde yer alan Şêxan ve Şengal bölgesinde, bir bölümü Ermenistan, Gürcistan, Afrin, Suriye Ceziresi ve Halep ve Türkiye'nin Güneydoğusunda yaşamıştır. Ancak, Êzidîler tarih boyunca özellikle inançları nedeniyle birçok defa soykırıma uğramış, katledilmiş ve göçe zorlanmışlardır. Bu nedenle, Êzidîler bugün Avrupa başta olmak üzere Amerika ve Kanada gibi dünyanın farklı bölgelerine dağılmış durumdadır.”

Ortadoğu'nun büyük bir kısmını yöneten Osmanlı imparatorluğu topraklarda yer alan Êzidîler, Osmanlı yönetimi tarafından millet statüsüne sahip olmadığını belirten Uca, “Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan Êzidîler ise 1960'lar itibarıyla dünyanın farklı yerlerine göç etmişlerdir. Farklı bir inanca sahip oldukları için geçmişte 74 kez katliama maruz kalan Êzidîlerin kaderi 21’nci yüzyılda da değişmemiş, inançlarını ve kültürlerini günümüze aktaran Êzidîler IŞİD’in yıkım gücü yüksek savaş araçları ve teçhizatları karşısında savunma araçlarından yoksun şekilde Şengal ve Şêxan ’da 74. Ferman olarak adlandırılan katliama maruz kalmışlardır” dedi.

BİNLERCE ÊZİDÎ ÖLDÜRÜLDÜ

 IŞİD tarafından yerlerinden ve yurtlarından edilen Êzidîler yaşamlarını devam ettirecek maddi temellerinin tamamından mahrum bırakılarak ölüme terk edildiğini belirten Uca, “Binlerce Êzidî öldürülmüş, binlerce kadın ve çocuk kaçırılmış, yüzlerce çocuk, hasta ve yaşlı açlıktan ve susuzluktan, gündüz sıcaktan gece soğuktan dolayı yaşamını yitirmiştir. Bu kıyımla Êzidîlerin tarih sahnesinden silinmesi amaçlanmıştır. Tüm dünyanın özellikle Türkiye, Irak Kürdistan Federe Bölgesi, Irak ve Birleşmiş Milletlerin Êzidîleri koruması gerekmektedir. Bu kültürel inanç, sadece Kürtlere değil, tüm insanlığa miras kalmıştır.

IŞİD’in, Êzidîlere yönelik Şengal'de gerçekleştirdiği katliam ve soykırım tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşmiş, Êzidîlerin yaşadığı bu insanlık dışı uygulamalar pek çok kez raporlanmıştır. 2015'te Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, IŞİD’in Êzidîlere planlı şekilde 'soykırım' yaptığını rapor etmiştir. Yine, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından Haziran 2016 tarihinde yayınlanan raporda da IŞİD’in Êzidîlere yönelik soykırım işlediği belirtilmiştir. Benzer şekilde, 2016 tarihinde Avrupa Parlamentosu Êzidî soykırımını tanıma kararı almıştır. Yine aynı yıl, ABD yönetimi IŞİD’in Êzidîlere ve diğer azınlıklara yönelik 'soykırım' yaptığını tanıdığını açıklamış, Ekim 2017 tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) IŞİD’in Irak ve Suriye'de ‘özellikle Êzidî, Hristiyanlar ve Sünni olmayan Müslümanlara karşı soykırım gerçekleştirdiğini’ resmen tanımaları için Avrupa devletlerine çağrı yapmıştır” dedi.

ÊZİDÎ KİMLİĞİ ORTADAN KALDIRILMAK İSTENMİŞTİR

Uca, “Birleşmiş Milletlerin Şengal katliamına için hazırladığı raporda IŞİD’in Êzidî halkına yönelik öldürme, cinsel şiddet, kölelik, işkence, insanlık dışı muamele, Êzidî çocukları ailelerinden alıkoyarak kendi inançlarından ve toplumundan koparma gibi uygulamalarla Êzidî kimliğini yok etmeye yönelikti. Tüm bu bulguların Êzidîlerin kimliğinin tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik olduğu açıkça dile getirilmiştir. IŞİD özellikle Êzidî kadınları ve çocukları savaş ganimeti olarak esir almış, kaçırmış, köleleştirmiş, sistematik cinsel şiddete maruz bırakmış, zorla din değiştirmeye zorlamış ve köle olarak satmıştır. BM Raporunda Êzidî Halkına yönelik soykırım, Suriye ve Irak'ın taraf olduğu 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşmesi’nin 2’nci Maddesinde yer alan ‘Ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden herhangi biri soykırım suçunu oluşturur’ tanımında belirtilmiştir” dedi.

TÜRKİYE SORUMLULUK ÜSTLENEN BİR ÜLKE OLMALIDIR

Uca, teklifi gerekçesinde, “ BM raporu, başta BM kurumları olmak üzere Suriye ve Irak gibi doğrudan soykırımla ilgili sorumluluk alması gereken ülkelerin yanı sıra Türkiye gibi, Êzidî göçünün olması nedeniyle sorunun bir parçası olan ülkelere yönelik pek çok tavsiye içermiştir. Türkiye, kadim Êzidî toplumunun kutsal topraklarını barındıran ülkelerden biri olarak Êzidî inancının ve kültürünün katliam ve soykırımlarla yok edilmesinin önüne geçebilecek şekilde sorumluluk üstlenen bir ülke olmalıdır. Ne yazık ki, Êzidî halkına yönelik soykırım tüm dünyada çok geç görülmüştür. Êzidîlerin bir anayurdu olan Türkiye, IŞİD’in Êzidîlere yönelik gerçekleştirdiği kıyımı hala soykırım olarak kabul etmiş değildir. Türkiye, 74. ferman olan Êzidî-Kürtlere yönelik soykırımın yedinci yılında bu soykırımı tanıyarak ve IŞİD'e karşı etkin bir mücadele yürüterek tarihi rolünü oynamalıdır. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere IŞİD çetelerinin elinde olan Êzidî halkının özgürleşmesi, göç yollarına düşen binlerce Êzidî’nin topraklarına dönmesi yönünde üzerine düşen her türlü tedbiri ve politikayı uygulayarak halen devam eden soykırımın önüne geçmek adına adım atmalıdı.”  ifadelerine yer verdi.

Uca’ın kanun teklifi ise şöyle:

MADDE I- Türkiye Büyük Millet Meclisi, İŞİD adlı terör örgütünün, 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal ve Şêxan bölgesinde 800 bin ila 900 bin arası Êzidî-Kürdün yaşadığı coğrafyada on binlerce Êzidîyi katlettiği, yüzbinlerce Êzidîyi göçe zorladığı, beş bin ila yedi bin arası Êzidî Kadın ve çocuğu alıkoyduğu, Êzidî çocuklarını kendi kimliğinden kopararak asimile ettiği ve Şengal ve Şêxan bölgesinde yaşanan sistematik şiddetin, Êzidî halkının kimliğini ve inancını yok etmeye yönelik gerçekleştirdiği kırımın Êzidî halkına yönelik soykırım olduğunu ve bu soykırımının insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanır.

MADDE 2- Türkiye, Êzidî halkının maruz kaldığı, katliam, etnik temizlik, tehcir sebebiyle 3 Ağustos gününü Êzidî Soykırım Günü olarak tanır.

MADDE 3- Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan Êzidîlerin ayrımcılığa uğramamaları, nefret söylemi üretilmesinin önüne geçilmesi ve güvenlikleri için özel tedbirler alır. Êzidî Halkının kimliğini ve inancını koruyucu yönde önlemler alır. Türkiye sınırları içerisinde yaşamak isteyen ve Türkiye sınırları dışındaki topraklarına geri dönmek isteyen Êzidîlerin, kimlikleriyle, kültürleriyle güven ve ferah içinde yaşamaları konusunda sorumluluklarını yerine getirir.

MADDE 4- Türkiye Hükümeti, Êzidî Soykırımının tüm yönleriyle ortaya çıkarılması ve yaşanan saldırılardan etkilenmiş Êzidîlerin yeniden yaşam kurabilmeleri için gerekli ihtiyaçlarının maddi ve manevi olarak tazmin edilmesi konusunda aktif rol alır ve sorumluluk üstlenir.

MADDE 5- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

BİNLERCE KADIN VE ÇOCUK KAÇIRILDI

IŞİD’in 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal’de gerçekleştirdiği katliamda binlerce Êzidî katledilirken binlerce kadın ve çocuğunda kaçırıldığını belirten Kurtulan, “O tarihten bu yana Türkiye’de IŞİD’li şahısların kaçırdığı Êzidî kadın ve çocukların bulunduğuna yönelik birçok haber kamuoyuna yansımış, kaçırılan kişilerin çeşitli yollarla satılması ve internet üzerinden başta Gaziantep olmak üzere bazı kentlerde köle ticareti yapıldığı ortaya çıkmıştır. Son olarak 24 Şubat 2021 tarihinde Ankara’da Irak uyruklu bir şahsın evine polis baskını düzenlenmiştir. Baskında, Musul’da IŞİD’de sorumlu düzeyde faaliyet gösteren ve bir süre önce Ankara’ya gelen S.O. gözaltına alınmıştır. Ayrıca S.O.’nun Irak’tan kaçırdığı 7 yaşındaki Êzidî kız çocuğunu da Irak’tan sözde ‘ganimet’ olarak getirdiği ve deep web üzerinden satışa çıkardığı açıklanmıştır. Baskında kurtarılan 7 yaşındaki Êzidî kız çocuğu Ankara Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü görevlilerine teslim edilmiş ancak çocuğun kimliğine ve ailesinin akıbetine yönelik açıklama yapılmamıştır. Türkiye’de daha önce de Êzidî iki kardeş IŞİD’liler tarafından getirildikleri Kırşehir’de bulunmuş uzun uğraşlar sonucu çocukların ailelerinden sağ kalan tek akrabaları olan ablalarına teslim edilmesi sağlanmıştır” dedi.

ÜLKEDE BULUNANLARA YÖNELİK RAPOR HAZIRLANMALIDIR

 IŞİD’in Şengal’den kaçırdığı binlerce Êzidî’nin halen Türkiye’de tutulduğuna dair değerlendirmelerin olduğunu İfade eden Kurtulan, “Türkiye, IŞİD’in Şengal saldırısından sonra Êzidîler için kayıp yakınlarını bulmaya çalıştıkları, kaçırılan ve alıkonuldukları süre zarfında her türlü istismara maruz kalan kişilerin ailelerine yüklü paralar karşılığında satılmalarının trafiğinin döndüğü ülkelerden biri konumuna gelmiştir. Bundan dolayı Êzidîlerin hangi yıllarda, hangi yollar üzerinden Türkiye'ye getirildiği, kaçırılanların halen nerede ve ne şartlarda tutulduğu ve kurtarılmalarının ve ailelerine, ülkelerine dönmelerinin sağlanması için yapılan çalışmaların incelenmesi ve dönüşlerinin sağlanması, kaçırılan ve kolluk tarafından kurtarılarak resmi kurumlara bağlı koruma merkezlerinde tutulanlara yönelik bakım ve rehabilite çalışmaları hakkında bilgi alınması, Türkiye’de bulunan Êzidîlerle ilgili raporlama çalışmasının yapılmasını ve bu konularla ilgili çalışma yapmak üzere IŞİD tarafından alıkonularak Türkiye’ye getirilen Êzidîlerle ilgili Anayasanın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederiz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Denizli Buldan'daki orman yangını 12 saatin ardından söndürüldü

SONRAKİ HABER

TTD: Ciğerimiz yanıyor! Paris Antlaşması’nı yürürlüğe koymaya davet ediyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa