Alevlere karşı dinlenme hakkı dahi olmayan kahramanlar!
“Herkesin üzerinde müthiş bir yorgunluk var. İnsanların gözündeki kül oluşu görebiliyorsunuz. Bütün çaba sağ kalan 1 metrekareyi daha koruyabilmek için.”
Fotoğraf: DHA
Murat UYSAL
İstanbul
Antalya’nın Manavgat ilçesinde 28 Temmuz’da 4 farklı noktada başlayan yangını söndürme çalışmaları sürüyor. Binlerce hektarlık alanı küle çeviren alevlerle günlerdir burun buruna olan itfaiyeciler son derece ağır koşullarda çalışıyor. Yangını söndürmek için alevlerin arasında çaba sarf eden itfaiyecilerin 10-15 dakikalık yemek arası aynı zamanda istirahati oluyor. Bir itfaiyecinin anlattığına göre kendilerine ayrılan bir okulda kalıp, kirli çamaşırlarını dahi kendileri yıkıyorlar. İtfaiyeci, “Sabah saat 9’dan gece 4’e kadar alandaydık, yangına müdahale ettik. 4 buçukta bir okula geldik orada 1.5-2 saat kadar dinlendik ardından saat 6 buçuk gibi yeniden yangına müdahale için alana gittik. Ertesi gün de 8 buçukta çıkıp gece 3 buçukta dinlendiğimiz okula döndük” diyor.
Antalya’nın Manavgat ilçesinde başlayan ve birçok bölgeye yayılan orman yangınlarının henüz önü alınabilmiş değil. Günlerdir beklenen hava desteğinin bir türlü gelmemesi, uyarılara rağmen yangının yerleşim yerlerine kadar ulaşması, yangın bölgesindeki bakanların türlü açıklamaları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yangından etkilenenlere dağıttığı çay tartışılan başlıca meseleler arasında. Tüm bu meseleleri ve Manavgat’ta neler yaşandığını günlerdir alevlerin içinde olan itfaiye erlerinden dinledik.
‘UÇAKLAR MÜDAHALE ETMİŞ OLSAYDI ORMANLARIMIZ KURTULURDU’
Yangının çıktığı günden bir gün sonra 29 Temmuz sabahı saat 9’da ekibiyle birlikte Manavgat’ta olan itfaiye eri yangının bu denli sıçrayarak büyümesinin sebebini, “Lodos ilk gün çok etkiliydi çok şiddetli bir rüzgar vardı. Zamanında havadan müdahale edilmiş olsaydı bu ormanlarımızı kurtarabilirdik. Bizim gibi birçok destek ekibi geldi ancak yeterli olmamız mümkün değildi” diye açıklıyor. Yangını söndürmeye yardım eden halka teşekkür ederek sözlerine devam eden itfaiye eri, “Halk son derece duyarlı, çok özverili bir şekilde destek oluyorlar. Su, yemek, giyecek birçok ihtiyacımızı karşıladılar. İnsanlar ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyor. Ancak halkın da yapabileceği çok fazla bir şey yok. Ben 20 küsür yıldır itfaiyeciyim. Birçok orman yangını gördüm hiçbirinde bu denli zorlanmadık, hiçbirinde alevlerle bu kadar iç içe kalmadık. Geçmişte çıkan yangınları daha yayılmadan söndüren uçaklar neredeler diye soruyoruz sürekli. Eğer başından beri uçaklarımızla müdahale edilmiş olsaydı belki de bunların hiçbirini yaşamak zorunda kalmayacaktık. Yayılarak devam eden koca yangında sadece 1 tane helikopterle çalıştık. Geçtiğimiz gün bakan gelmeden hemen önce iki helikopter daha çalışmalara katıldı, bakan gidince helikopterler de ortadan kayboldu” diye sitem ediyor.
ALEVLERİN ARASINDA 10-15 DAKİKALIK İSTİRAHATLER
İtfaiyecilerin ve orman işçilerinin yangını söndürdükleri alanda dinlendiğini söyleyen itfaiye eri, “Yangının çıktığı alanlar, müdahale ettiğimiz yerler genellikle sarp kayalık bölgeler, tabii ki insanlar yoruluyor bir şekilde sadece öğle vakti bir yemek arası veriyoruz. Orada yemeğini erken yiyen istirahat edebiliyor. İstirahat dediğimiz de 10-15 dakika uzanma işte, o fotoğrafta gördüğünüz gibi. Özellikle perşembe günü geldiğimizde gece 4’e kadar rüzgar yangını bir sağa bir sola savurdu. Bu şartlarda müdahale de zorlaşıyor. Bizim ekibimizden rahatsızlanan yok ama desteğe gelen ekiplerin içerisindeki birçok arkadaşımız dumandan etkilendi, yangın esnasında düşenler yaralananlar oldu” ifadeleriyle durumlarını anlatıyor.
‘YANGINI KİMİN SÖNDÜRMEDİĞİ ORTADA’
Manavgat’taki yangının kısmen kontrol altına alındığını söyleyen itfaiye eri, “Şu an sadece periyodik olarak küçük yangınlar var” diyor. Yangını kimin çıkardığına dair söylentilerin kendilerinin de kulağına geldiğini aktaran itfaiye eri, “Halkın arasında birilerinin yaktığına dair söylentiler var bahsettiğiniz nöbet tutan köylüler burada da var. Görmeden kimin yaptığına dair bir şey söyleyemeyiz ama bu yangını kimin söndürmediği, söndürmek için çaba sarf etmediği ortada. Asıl mesele de bu, yangını kimin başlattığına dair kırk tane şey söyleniyor bunları konuşmaktan yangını kimin söndürmediğini konuşamıyoruz” diye konuşuyor.
İTFAİYE EMEKÇİSİ SORULARIMIZI YANITLADI
Yangına müdahale kaç saat sürüyor, alanda ne kadar duruyorsunuz?
Geldiğimiz ilk gün (perşembe günü) sabah saat 9’dan gece 4’e kadar alandaydık, yangına müdahale ettik. 4 buçukta bir okula geldik orada 1 buçuk 2 saat kadar dinlendik ardından saat 6 buçuk gibi yeniden yangına müdahale için alana gittik. Ertesi gün de 8 buçukta çıkıp gece 3 buçukta dinlendiğimiz okula döndük. Son gün Manavgat’ta yayılan bir yangın olmadığı için bizi Alanya tarafına gönderirler diye bekledik ancak şimdiye kadar bir haber gelmedi.
Bir dinlenme alanınız var mı yangına müdahale eden itfaiyeciler nerede kalıyor?
Burada bir okul var bize orayı tahsis ettiler, gece geldiğimizde yemeğimizi sabah çıkarken kahvaltımızı veriyorlar. Şu an bir sıkıntımız yok. Burada çamaşırımızı da yıkayabiliyoruz. Dinlenmek için yerimiz yatağımız da var. Buradaki arkadaşlara teşekkür ediyoruz.
Günlerdir alevlerin arasındasınız, oradaki tabloyu rengiyle kokusuyla nasıl tarif edersiniz?
Herkesin üzerinde müthiş bir yorgunluk var. İnsanların gözündeki kül oluşu görebiliyorsunuz. Bütün çaba sağ kalan 1 metrekareyi daha koruyabilmek için. Duman bulutları her yeri kaplamış durumda yangına müdahale ederken gökyüzünü göremez oluyoruz. Biz alışkınız fakat önceden yaşamamış olanlar için o is kokusu katlanılır şey değil. Bütün bir ilçenin üzerinde o duman bulutları gece gündüz duruyor o koku hiç geçmiyor.
Bir itfaiyeci olarak yıllardır birçok orman yangını gördüğünüzü söylüyorsunuz, Manavgat’ta farklı olarak neler gördünüz?
Organizasyon son derece bozuk. Organize edilmiş bir hareket yok herkes bireysel olarak bir çaba sarf ediyor. Siyasi kimliklerin çatışması afet alanına yansıyor. Devletin kurumlarıyla belediyeler ortaklaşamıyor. Belediyelerin taleplerinin karşılanmadığını gördük. Kötü düşünmek istemiyorum ama burada iktidar yangın sönmesin, suç belediyenin üzerine kalsın diye elinden geleni yaptı. Taleplerin karşılanmamasını da buna bağlıyorum. Burada sadece bir orman yangını değil bir sürü hesap döndü. Ülkeye yazık ediyorlar.