03 Ağustos 2021 15:58

TTB'nin Arhavi'deki sel felaketine dair raporunda doğa talanına dikkat çekildi

Türk Tabipleri Birliğinin Artvin Arhavi'deki sel felaketine dair raporunda sebepler, iklim değişikliği, imar planı sorunu, dere yataklarının daraltılması, HES'ler ve ağaç kesimleri olarak sıralandı.

Fotoğraf: Mevhibe Akdeniz/Evrensel

Paylaş

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Artvin Arhavi'deki sel felaketine dair hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı.

29-30 Temmuz tarihlerinde sel alanına giden TTB, raporunu, incelemelerine ve Arhavi Devlet Hastanesi Başhekimi, Acil Servis, Aile Sağlığı Merkezleri ve Toplum Sağlığı Merkezi doktorları, Arhavi Belediye Başkanı, Arhavi Doğa Koruma Platformu üyeleri ve NERO Hayvan Barınağı gönüllüsü ile yapılan görüşmelere dayandırdı.

Raporda sel felaketinin sebepleri, iklim değişikliği, imar planı sorunu, dere yataklarının daraltılması, HES'ler ve ağaç kesimleri olarak sıralandı.

SEBEPLER

Raporun sel baskınının sebeplerine dair bölümü şöyle:

İklim değişikliklerine bağlı nedenler: Geçmişte 20-30 senede bir görülen yağışların, artık beş ya da on senelik periyodlar halinde görülüyor olması ki, en son 2015’de Hopa’da meydana gelen sel felaketinden Arhavi ilçesi de etkilenmiştir.

İmar planı sorunu: Boğaziçi Mahallesi yerleşkesinin büyük bölümünün dere yatağı üzerine inşa edilmiş olması ve mevcut durumdaki kot farkının yaklaşık 1,5 metre kadar dere seviyesinin aşağısında yer alması, maddi zararın önemli bir sebebi olarak göze çarpmaktadır.

Dere yataklarının uygunsuz şekilde daraltılması: Akademik çevreler ile yapılan görüşmede, derelerin kenarına beton duvarların inşa edildiği, bu sebeple halkın su ile temas etmesine fiziksel bir engel yaratıldığı, aynı beton duvarların derelerin debisinde artışa da yol açtığı belirtilmiştir.

Hidroelektrik santrallerinden (HES) kaynaklı hafriyat: HES’ler yörede akarsular üzerine kurulan, fazla verimli olmayan fakat hem akarsuya ve hem de çevresine ekolojik ve toplumsal yönden olumsuz etkileri bulunan küçük elektrik santralleridir. HES inşaatlarından çıkan hafriyatın yine dere yataklarına dökülmesi ve oluşan birikimin yoğun yağış ile beraber şehrin deşarjlarını sağlayan menfezleri tıkamaktadır. Öyle ki, dere yatağındaki birikimin fazlalığı, sel sonrası gözlemlerde dikkati çekmiştir. Özellikle hastanenin yanındaki menfezin tıkanması,  hastane otoparkında ve askeriyeye ait bölgede suyun yükselmesine sebep olmuştur.

(Raporda ayrıca belediyenin yaklaşık bir yıl önce Devlet Su İşleri’ne (DSİ) derelerin temizlenmesi konusunda dilekçe yazdığı ancak bu talebe yanıt verilmediği aktarıldı. Belediyenin, hafriyat, taş ve diğer yığıntıların sel ile şehre doğru taşınmasında bu ihmalin payına dikkat çektiği vurgulandı.)

Ağaç kesimleri: Yüksek bölgelerde yapılan kontrolsüz ağaç kesimleri, fındık bahçeleri yerine çay ekimi için yeni alanlar açılmış olması toprak ve çevre yapısında zamanla değişmelere neden olmuştur.

ARHAVİ DEVLET HASTANESİ

Raporda Arhavi İlçe Devlet Hastanesine dair bölüm ise şöyle:

"Yapılan incelemelerde, 40 yataklı olan hastanenin şu an için yatış kabul etmediği gözlenmiştir. Diyaliz hastaları Hopa ve Borçka’ya yönlendirilmektedir. Pompa ve su tesisatındaki sorunun giderilmesini takiben, su numuneleri temiz çıktığında diyaliz çalışmalarına tekrar başlanacağının öngörüldüğü tarafımıza bildirilmiştir.

Yoğun yağış neticesinde zemin katta yaklaşık 50 santimetre yükseklikte bir su baskını gerçekleştiği bildirilmiştir.

Etkilenen bölümler ve ekipman: Diyaliz su tesisatı, vakum ve pompa sistemi, kompresör, depoda bulunan bir dizi elektronik eşyalar, yedek ekipman ve sarf malzemeleri, asansörler, mutfakta yer alan fırın ve dondurucu, yine aynı katta yer alan eczanenin etkilenmesi sonucu antibiyotik, serum setleri, antipiretikler gibi bir kısım ilaçlarla diyaliz solüsyonlarının bir kısmı kullanılamaz hale gelmiştir. Arşivde yer alan belgelerin yere yakın olan ilk sırası yükselen sudan etkilenmiştir.

Elektrik ve su kesintisi nedeniyle yatan yedi hastanın Hopa ve Borçka’ya sevk edildiği bilgisi alınmıştır.

Acil servis sevklerinde sorun yaşanmadığı tarafımıza bildirilmiştir."

TOPLUM SAĞLIĞI MERKEZİ VE AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİ

Raporun toğlum sağlığı merkezleri ve aile sağlığı merkezlerine dair bölümü ise şöyle:

"Sorumlu hekimlerle yapılan görüşmede şehre ikinci gün elektrik, üçüncü gün temiz su sağlandığı bazı bölgelere suyun verilmesinin beş günü bulduğu belirtilmiştir. Bazı sağlık çalışanlarının ikamet ettikleri evlerin hasarlanması sonucu ikamet değiştirdikleri bilgisi alındı.

Halk sağlığı açısından, gastroenterit vakalarında henüz olağan dışı bir artışın gözlenmediği, suların klor miktarında artışa gidildiği belirtildi. Bol miktarda hazır su şehir sakinlerine kapalı plastik şişeler ve tankerlerle ulaştırılmış, ihtiyacın giderilmesi sağlanmıştır. Sahra mutfakları ile halkın sıcak yemek ihtiyaçları karşılandığı belirtilmiştir. Düzenli olarak su örnekleri alındığı ve herhangi bir patolojik üremeye rastlanmadığı ifade edilmiştir. Sık yapılan belediye anonsları ile halkın çeşme/şebeke suyu kullanmaması gerektiği bilgisi verilmiştir.  Bu arada yapılan tetkiklerde içme suyu şebekesine kanalizasyon karıştığına dair bir bulgunun saptanmadığı belirtilmiştir.

Toplum sağlığı merkezi (TSM) COVID-19 aşılaması için gelenleri hastaneye yönlendirirken aile sağlığı merkezlerinde (ASM) COVID-19 aşıları uygulanmaya devam edilmektedir.

Hastane, ASM ve TSM kayıtlarında herhangi bir mortalite olgusu bulunmamaktadır. Bir ayak fraktürü ve travmaya bağlı kesiler ile abrazyonlar haricinde sele bağlı başka kayda değer primer veya sekonder morbidite oluşmamıştır.  

Hekimlerle yapılan görüşmelerde, hastanenin durumuna ilişkin elde edilen ön bilgiler teyit edilmiş olup, ayaktan sağlık hizmeti sunma konusunda bir sorun yaşanmadığı anlaşılmıştır. Selin yarattığı travmaya ikincil olarak, olağandışı şartlarda hizmet sunulmasının zorluğu hekimler tarafından dile getirilmiştir.

Sağlık çalışanları yaşadıkları zorlukları, ikincil travmatizasyonları ifade eden şu cümleleri kurmuşlardır:

'Hastane otoparkını su bastığında arabamız yüzerken hastane başvurularını karşılamak çok zordu, araba cidden sular altında ya da evimizi apartmanımızı su basmış; bunları düşünürken çalışmak hiç kolay değildi.'

'Apartmanda kalmak riskli dediler, oteli aradık orası da kabul etmedi, birkaç gün göçebe gibi yaşayıp nöbete gelmek zorunda kaldık.'" (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Buca’da aşı olamayan bir kişi ASM’de hemşireye hakaret etti

SONRAKİ HABER

Ankara Şehir Hastanesinde toplu sözleşme bildirisi dağıtan SES yöneticilerine engel

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa