BirGün Gazetesi Haber Müdürü Uğur Şahin: Gazetecilik emniyet genelgesine sığmaz
Şişli’de kadına şiddet olayı ardından video çektiği gerekçesiyle gözaltına alınan BirGün Gazetesi Haber Müdürü Uğur Şahin, "Anayasaya aykırı bir genelgeyle basın özgürlüğü kısıtlanmak istendi" dedi.
Fotoğraf: Kişisel Arşiv
Eylem NAZLIER
İstanbul
Şişli’de bir kadına şiddet olayı ardından olay yerinde video çektiği gerekçesiyle polis tarafından gözaltına alınan BirGün Gazetesi Haber Müdürü Uğur Şahin, yaşadıklarını Evrensel'e anlattı. Şahin, "Anayasaya aykırı bir genelgeyle basın özgürlüğü kısıtlanmak istendi. Gazetecilik emniyet genelgesine sığmaz" dedi.
'BASIN KARTIMA EL KOYDULAR'
“Şişli, Mecidiyeköy Meydanı’nda bir erkek büfe çalışanının saldırısına uğrayan kadının ağladığını fark ettim” diyen Şahin o gün yaşananları şöyle özetliyor: “Kalabalık içerisindeki kadın ağlıyor, sitem ediyordu. Saldırgan erkek, “kaybolmuştu”. Telefonumu çıkartıp kadının isyanını kaydetmeye başlamamla birlikte, hemen bir polis yanıma geldi ve beni diğer polislerin yanına götürdü. Burada 5-6 polis vardı ve emniyet genelgesinden bahsettiler, “Polislerin kaydedilmesi yasak, izinsiz çekemezsin” denildi. Turkuaz Basın Kartımı göstermeme ve bu genelgenin biz gazetecileri kapsamadığını belirtmeme rağmen, basın kartıma el koyup, bekletmeye başladılar. Bu aşamada bir polis, “Sen çok antipatik davranıyorsun” minvalinde hakaretvari ifadeler kullandı. Olay yerindeki polislerin tümü maskesizdi, bir polis gelip, “Maskesiz olduklarını, onların bu şekilde görüntülerinin paylaşılmasının onları zor durumda bırakacağını” söyledi. Açık açık maskesiz oldukları için keyfi bir şekilde haber yapılmasını genelge bahanesine sığınarak engellediler.”
‘YAŞADIKLARIM KEYFİLİĞİN GELDİĞİ NOKTAYI GÖSTERİYOR’
Genelgeyi kendilerine zırh yaptıklarını söyleyen Şahin, “tehdit” ve “özel hayatın gizliğini ihlal”den suçlandığını belirterek, şunları söyledi: “Kamusal bir mekanda, şiddete maruz bırakılmış bir kadının isyanının haberleştirilmesi nasıl özel hayatın gizliğinin ihlali olabilir? 5 saate yakın emniyette tutuldum. emniyette, “savcının sözlü talimatı var” denilerek telefonuma el konulmak istendi. “Vermezsen zorla alırız” bile dediler. Talimatı görmek istediğimizde, aradan geçen sürenin ardından “savcı talimatı geri çekti” dediler. Olayın başından beri savcıya çıkartılacağım söylendi, fakat sosyal medya tepkisi üzerine bunun gerçekleşmediğini düşünüyoruz. Dün yaşadıklarım tamamen keyfiliğin geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Düşünün ki ifade tutanağının altında iki polisin imzası bile yoktu, “Onlar sonra imzalar” dediler, biz itiraz edince bu düzeltildi. Saldırıya uğrayan kadınla emniyette çok kısa konuşmamız bile engellendi. Fakat saldırı failinin karşımda oturmasında bir mahsur görmediler! Sözde ben polislere “bu haberi farklı şekilde lanse ettireceğim” gibi ifadeler kullanmışım ve “tehdit" suçunu işlemişim. Bu, akla ve mantığa tamamen aykırı bir durum ve aleni bir iftira.”
'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANMAK İSTENDİ'
Süleyman Soylu'nun sözlerini hatırlatan Şahin,"Bu genelgenin gazetecileri kapsamadığını söylemişti, gelinen noktada görünüyor ki, hiç de öyle değil! Anayasaya aykırı bir genelgeyle basın özgürlüğü kısıtlanmak istendi. Gazetecilik emniyet genelgesine sığmaz. Bana bunları yaşatan polislerden şikayetçi olacağız" diye konuştu.
