Yunanistan yangınları: Bir kemer sıkma faciası
Akdeniz bölgesindeki orman yangınları son günlerde, özellikle de durumun tamamen kontrolden çıktığı Yunanistan’da şiddetle devam ediyor.
Yunanistan | Fotoğraf: Ayhan Mehmet / AA
Katerina SELIN
“Cehennem”, bir “kabus” ve İncil boyutlarında bir felaket: Bunlar, Güney Avrupa’da gözlerinin önünde olup biteni anlatmakta güçlük çeken insanların ve gazetecilerin ifadelerinden sadece birkaçı. Akdeniz bölgesindeki orman yangınları son günlerde, özellikle de durumun tamamen kontrolden çıktığı Yunanistan’da şiddetle devam ediyor.
Dayanışma ve fedakarlık ruhu muazzamken, halk ve itfaiyeciler yangınlara karşı gece gündüz çetin bir mücadele yürütürken, bu insanlığa ve çevreye karşı suçtan sorumlu olan sağcı Yeni Demokrasi (ND) hükümetinin eylemsizliğine duyulan öfke ise artıyor.
40 derecenin üzerinde tehlikeli bir sıcak hava dalgası ve çok sayıda yangın ülkeyi kasıp kavurdu. Atina’nın kuzeyindeki Attika’daki yangınlar geçici olarak bastırıldı, ancak arkalarında yanmış evlerin iskeletleri, kömürleşmiş ağaçları ve küllerle kaplı distopik manzaraları bıraktılar. En az bin 300 elektrik direği yandı.
İtfaiyeciler Mani ve Olympia çevresindeki bölgeler de dahil olmak üzere güney Mora yarımadasında ve Yunanistan’ın en büyük ikinci adası olan Evia’da yangınla mücadele ediyor. Pazar günü İyon Denizi’ndeki Zakynthos adasında iki yangın çıktı.
Yunanistan’da onlarca yıllık kemer sıkma önlemleri nedeniyle operasyonel personel ve yangın söndürme uçakları eksikliği nedeniyle, itfaiye teşkilatı ülkenin dört bir yanında çıkan yangınlarla tamamen boğulmuş durumda. Gücün büyük bir bölümü, başkent Atina’ya yaklaşan yangınla mücadele etmek için Perşembe ve Cuma günleri konuşlandırıldı, bunun sonucunda Evia’ya çok az uçak konuşlandırıldı ve yangınların engellenmeden yayılmasına izin verildi.
HALKIN KENDİ ÇABASI
Her yerde insanlar kendilerini kurtarmaya ve köylerini mevcut tüm yollarla alevlerden korumaya çalıştılar. Ormanın için için yanan kısımlarını kovalarla söndürdüler ve alevleri söndürmeye yardımcı olmak için arabalarını ve küçük kamyonlarını yardımcı itfaiye araçlarına dönüştürdüler.
İlk başta yangınları küçümseyen Istiaialı belediye başkanı da öfkeyle kendinden geçmişti. Pazar günü Open TV’den uyardı: “Bugün burada yangınla tam bir yıkım bekliyoruz. Biz yalnızız. İtfaiye bize sadece saçma sapan tahliye planları veriyor. Köyler yanıyor ya da sadece sakinlerinin özverisi ile kurtarılıyor. Bölgemizin yanmasını durdurmak için şimdi uçak konuşlandırılmalıdır. Burada yaşananlar ülkenin yüz karasıdır. Tek bir cepheyi bile söndürmedik” dedi.
Fransa, Ukrayna, Kıbrıs, Hırvatistan, İsveç ve İsrail gibi diğer ülkeler yardım gönderirken, Almanya ancak bir hafta sonra yanıt verdi. İçişleri Bakanlığına göre, Kuzey Ren Vestfalya ve Hessen’den THW yardım örgütü ve itfaiye ekipleri Yunanistan’a gönderilecek.
ALMANYA’NIN ROLÜ
Yunanistan alevler içindeyken Alman hükümetinin önlem almadan izlemesi şok edici ama sürpriz değil. Son on yılda Yunanistan işçi sınıfına Avrupa Birliği’nin kemer sıkma önlemlerini acımasız bir gaddarlıkla uygulayan Alman hükümetiydi.
Kamu bütçelerinin kanının çekilmesiyle birlikte felaket önleme sisteminin ve altyapının sistematik olarak ihmal edilmesinin sorumluluğu, Yunan ve Alman egemen sınıfına aittir. Onlar için, insan hayatını kurtarma ve çevreyi koruma kaygısı, kâr amaçlı çıkarlarını kesen can sıkıcı bir masraftan başka bir şey değil.
Bu politikalar, ND, sosyal demokrat PASOK ve sahte sol Syriza dahil olmak üzere tüm partiler tarafından desteklenmekte ve bir dizi önlenebilir orman yangını felaketine yol açmaktadır. 2007’de Mora, Attika ve Evia’da alevler yükseldi. 2018’de Alexis Çipras’ın Syriza hükümeti altındaki tatil beldesi Mati’deki cehennem 100’den fazla can aldı.
ASIL PAY SİLAHLANMAYA
Hükümetin öncelikleri 2021 bütçesinde vurgulanıyor. Savunma bütçesi geçen yıla göre üçte bir oranında artarak toplam 5.5 milyar avroya ulaştı. Önümüzdeki yıllardaki yeniden silahlanma planının tamamı 11,5 milyar avrodan oluşuyor. Buna ek olarak, hükümet, üniversiteleri kontrol etmesi için polise 30 milyon avro daha pompaladı. Yunan oligarkları tarafından kontrol edilen hükümet yanlısı medya kuruluşlarına büyük meblağlarda para aktı.
Buna karşılık, sağlık hizmetlerinde ve orman yangınlarından korunmada tasarruf yapılmaktadır. Hükümet, orman yangını merkezleri tarafından yangından korunma için bu yıl talep edilen 17,7 milyon avronun sadece 1,7 milyon avrosunu onayladı. Hükümet, personel sayısının 2018’den bu yana yüzde 15,6 arttığını iddia etmesine rağmen, itfaiye birimleri umutsuzca yetersiz kaynaklara sahip. Yunanistan gibi her yıl orman yangınlarıyla mücadele eden bir ülkede bu bir düşüş.
Afet koruma altyapısı da yetersiz. Hükümet, harcamaların 2021’de, 2018’deki 400 milyon avrodan 616 milyon avroya yükseldiğini söyledi. Ancak koronavirüs önlemlerinin ve temaslı takibinin de afetten korunma kapsamına girdiği konusundaki sessizliğini koruyor. Sıcak hava dalgası ve yıkıcı yangınların yanı sıra, kovid-19’un yayılması günlük 3 binden fazla vaka ile hızlanıyor.
KAPİTALİST POLİTİKALAR SORUMLU
Başbakan Kyriakos Miçotakis, olağanüstü acil duruma yol açan iklim değişikliğinin daha yüksek gücüne atıfta bulunarak dikkatleri hükümetinin siyasi sicilinden uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak gerçek şu ki hem en başta çevresel krizi üreten hem de yangınların kapsamını ve sefaletini yaratan, dünyanın dört bir yanındaki egemen sınıfların olduğu gibi, kendi politikasının da kapitalist doğasıdır.
Orman yangını felaketi, milyonlarca insanın geleceğini ve yaşamını tehdit eden kapitalist kâr sisteminin ürettiği iklim değişikliğinin doğrudan bir ürünüdür.
2050 yılına kadar, her yıl 20 binden fazla sıcaklığa bağlı ölümle birlikte 93 milyon insan daha sıcak hava dalgalarından etkilenebilir. Küresel ısınma her zamankinden daha aşırı hava olaylarına yol açacaktır: Bir yanda Akdeniz’de olduğu gibi kuraklık ve sıcak hava dalgaları, diğer yanda son zamanlarda Almanya ve Belçika’da görüldüğü gibi fırtınalar ve seller…