Yıllardır süren ırkçı saldırılara karşı birlikte mücadele önemli
Halkların eşit hak mücadelesi ve talebi üniversiteler dâhil olmak üzere ülkemizin her yanında giderek artan bir önemdedir. Bu saldırılara karşı çözüm birlik ve mücadeleden geçmektedir.
Metin SEVİM
Hacettepe Üniversitesi
Her gün başka bir olaya uyandığımız bir zaman içerisindeyiz. Parmağımızı ülke haritasında nereye işaretlersek orada bir olayın yaşandığını görüyoruz. Yangınlar, göçmenler ve Dedeoğlu ailesinin katledilmesi... Bu konuların her biri başlı başına bir inceleme konusu.
Biz de bu yazıda İktisadi ve İdari Bilimler öğrencileriyle giderek artan şoven ve ırkçı politikaların etkilerini ve çözüm olarak ortaya nasıl bir yol koyduklarını, Konya’da yaşanan olayın sadece üzücü bir olay mı yoksa topyekûn bir iktidar ve sistem politikası mı olduğunu tartışmaya çalıştık.
YÜZYILLARDIR SÜRÜYOR
Aile ve Tüketici Bilimleri öğrencisi Ercan “Konya’da yaşanan aile katliamında ilk başta haneye tecavüz vardı ve bunları yapanlar serbest bırakıldı, bence bunlar serbest bırakılmamalıydı. Serbest bıraktılar ama bu olayın da takipçisi olmaları gerekirdi. Şahsen ben bir Kürt olarak şahsıma herhangi bir ırkçı davranış sergilendiğini görmedim ama bu sergilenmeyeceği anlamına da gelmez. Bu yaşanan olayda bence bütün insanlık rahatsızlık duymalıdır” dedi.
İktisat birinci sınıf öğrencisi Eylül “Aşırı üzücü bir durum. Irkçılığın laftan sözden çıkıp da tacize hatta katliama kadar dönüşmesi çok korkutucu. Eğer 2,5 ay önce adalet yerini bulup da bu sözel ve fiziksel şiddet karşısında aile koruma altına alınsaydı belki de bu katliam yaşanmayacaktı. Bu tür politikaların ve ırkçı saldırıların insanları ‘Tamam ya artık her şey yapılabilir’ izlenimine doğru sürüklediğini düşünüyorum. Özellikle bu şekilde ırkçı saldırılara daha çok zemin hazırlanmakta” dedi.
Aile ve Tüketici Bilimleri son sınıf öğrencisi arkadaşımız ise “İçinde insanlık olan her bir birey gibi ben de bu katliamı günlerce düşündüm. Mesele Kürtlük değil, insan olarak bakmamız gerekiyor öncelikle ama ırkçı saldırılar bugün değil yüzyıllardır sürüyor bu ülkede.”
ÇÖZÜM BULUNMADIKÇA DEVAM EDECEK
Bu olayların son bulması için çözüm olarak Eylül önce adaletin sağlanması gerektiğini düşünüyor. Adaletin birçok alanda işlemediğini belirten Eylül, “Ne taciz ne şiddet. O yüzden öncelikle adalet sağlanmalı. Halka da bu güven verilmeli. Herkesin ben Kürt’üm, ben Türk’üm, ben Çerkez’im deyip rahat bir şekilde yaşayabileceği bir ortam yaratılmalı. Tabii bu ortamı yaratmakta topluma kalıyor bence. Toplum birbirini benimseyip sayarsa huzur belki bir ölçüde sağlanabilir. Bu tür ırkçı, mezhepçi yaklaşımlar sadece adaletin sağlanmasıyla olmuyor çünkü. Adalet sağlandığı takdirde bile bazı insanların böyle yaklaşımlara karşı gözü dönebiliyor. Öncelikle toplum barışı, sonra devlete düşen görevler diye düşünüyorum” dedi.
ATB son sınıf arkadaşımız “Yaşamak o kadar ağır geliyor ki ekonomiden hiç bahsetmiyorum. Kuru ekmek bile olsa yenir ama sırf Kürt kimliğim yüzünden doğduğum coğrafyada öldürülüyorum. Yıllardır hep batıdaki şehirlerde yaşıyorum, okuyorum ve o kadar kötü saldırılara maruz kaldım o kadar dışlandım ki bunu anlamaya kimsenin zihni yetmeyecek. Her Kürt bu olayı yaşamıştır” dedi.
Arkadaşlarımız bu olayların devam edeceğini söylüyor. Ercan “Bugün Konya’da yaşanan olay Van’daki Ankara’daki Diyarbakır’daki ya da herhangi bir yerde yaşayan Kürt’e olumsuz yansıyor. Türk Kürt’ü, Kürt Türk’ü kabul etmedikçe bu ırkçı saldırılar bitmez ve devamının da geleceğini düşünüyorum” dedi.
2015 dönemi ile birlikte artan ırkçı-şoven politikalar günümüze kadar her fırsatta HDP’nin kapatılması çağrısı yapılması, binalarına saldırılması ve ulusal sorunun çözümüne dair hiçbir adım atmayan iktidarla birlikte ortağı MHP’nin her türlü hedef göstermesi gençlerde bu saldırıların artacağı yönünde düşünülüyor. İktidar bu politikaları kendine karşı biriken öfkeyi baskılamak ve oy toplamak amaçlı yapıyor görüşleri öne çıkıyor.
BİZLERİN MÜCADELESİ İLE ŞEKİLLENECEK
Gerçekleri karartmaya yönelik “iki komşu arasındaki husumet” söylemleri bulunsa da bu işlenen cinayet iktidarın tek adam ve tek parti inşasından bağımsız değildir. Kendi iktidarının perçinlenmesi ve güçlenmesi için “beka” olarak ortaya konan politikalara karşı Kürt gençlerinin de “bizler yalnız kaldık” düşüncesi önce çıkıyor. Halkların eşit hak mücadelesi ve talebi üniversiteler dâhil olmak üzere ülkemizin her yanında giderek artan bir önemdedir. Bu saldırılara karşı çözüm birlik ve mücadeleden geçmektedir. Bir bütün olarak sistem eleştirisi ve sistemin yarattığı ırkçı-şoven söylemlerin nedenlerini ve sonuçlarını tartışmak gereklidir. Bunu yaparak bu dönem üniversite içerisinde Kürt-Türk gençliği arasında oluşabilecek sorunları engellemek, ülkemizin demokratik bir hal alabilmesi için öğrenciler olarak üniversite içerisinde ve bulunduğumuz her alanda tek adam tek parti inşa sürecine karşı gelmekle mümkündür.
Evrensel'i Takip Et