Van'daki gazeteciler: Bütün uluslararası güçler bu sorunun ortağıdır

Fırat TOPAL
Van

Van'ın içinde olduğu sınır illerinde her yıl yoğun şekilde mülteci geçişleri oluyor. ABD’nin Afganistan’dan çekileceğini duyurması sonrası göçlerin artacağı belirtiliyor. Sığınma prosedürlerini uygulamayan Türkiye ise sınıra duvar örmekle önlem almaya çalışıyor. Van’da çalışan gazetecilerle hem Türkiye’nin göçmen politikasını hem de haber yaparken yaşadıkları sorunları konuştuk. Mezopotamya Ajansı Muhabiri Dindar Karataş, kaçakçılarla yaptığı röportajın ses kaydının gözaltına alındıktan sonra mahkemede aleyhine delil olarak kullanıldığını söyledi. Serbest gazeteci Arif Aslan ise, sığınmak için gelenlerin hayati tehlikeye rağmen sınır dışı edildiğini, Türkiye’nin güvenlikçi politikalarla meseleyi çözemeyeceğini belirterek, bütün uluslararası güçlerin bu sorunun ortağı olduğunu söyledi.

KARATAŞ: İNSAN KAÇAKÇILARININ HEDEFİ OLUYORUZ

Mezopotamya Ajansı (MA) Muhabiri Dindar Karataş, göçmenlerin insanlık dışı koşullarda kentte kaldığını belirterek, maruz kaldıkları hak ihlallerini haberleştirirken kendilerinin de birçok sorunla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Karataş, “Sadece Van değil kırsal kesimlerde özellikle Ağrı’nın Doğubayazıt, Iğdır’ın Aralık, Hakkari Yüksekova ve Van’ın birçok ilçesi İran’a sınırı olan birçok yerde mülteci geçişleri yaşanıyor yıllardır. Biz de burada gazetecilik yapanlar olarak bunu yakından takip ediyoruz. Yaptığımız haberlerden dolayı birçok kez sorunlarla karşılaştık gerek kolluk gerek insan kaçakçıları tarafından” diye konuştu.

"YAPTIĞIM RÖPORTAJ ALEYHİMDE DELİL OLARAK GÖSTERİLDİ"

Halkın göçmenlere değil, insan kaçakçılarına tepkili olduklarına dikkat çeken Karataş, haber takibi sırasında kolluğun da kendilerini engellediğini söyledi. Karataş, göçmen kaçakçılarıyla yaptığı röportajın dahi mahkeme aleyhinde delil olarak kullanıldığını belirtti. Basının ülkenin her yerinde baskı ve şiddete maruz kaldığını aktaran Karataş, “Kolluk tarafından birçok kez sorunlarla karşılaştık. Mülteci geçişlerini takip sırasında, Tatvan girişinde bir aile ile görüş aldığımız sırada Jandarma çekimimizi engelleyerek bizi saatlerce bekletti. Neden çekim yaptığımız sorarak basın kartlarımız alındı, geçerliliği soruldu. Keyfi bir şekilde karakola götürmek istediler. ‘Gazeteciliğinizi nasıl teyit edeceğiz’ şeklinde keyfi bir yaklaşımla hem çekim yapmamız hem de gazetecilik faaliyetimiz engellendi. Çünkü tehlikenin boyutunu kestiremiyorsun. Çok zorlukla karşılaşıyoruz, bu haberlerimizi etkiliyor. Zaten sınırlı bir şekilde haber yaptığımız bu bölgede haber yapmamız engelleniyor. Gözaltına alınmadan önce insan kaçakçıları ile röportaj yapmıştım. Bilgisayarda bulunan ses kayıtları mahkemede aleyhime suç delili olarak kullanıldı ve mahkeme bunu kabul etti” diyor.

MEDYA HEDEF GÖSTERMEKTEN VAZGEÇMELİ

Medyanın mültecileri hedef gösteren dilden vazgeçmesi gerektiğini söyleyen Karataş, “Türkiye şu an mülteciler için açık cezaevi. Ülke şu an bir ekonomik kriz içerisinde insanlar işsiz, iş bulamıyor. Bununla birlikte ırkçı söylemler artmaya başlıyor. Bunun önünün alınması gerekiyor. Burada basına çok büyük rol düşüyor, mülteci meselesine dair yapılan haberlere dikkat etmek gerekiyor. Ana akıma baktığımızda, mülteci meselesi bir kaza olduğunda gündeme getiriliyor. 13 mülteci yanarak hayatını kaybettiğinde ya da bir tekne battığında haber değeri taşıyor. Ama bugün geri gönderme merkezlerinde mülteciler tecavüze uğruyor. Fakat bunlar görünmüyor. Biz bunun haberini belgelerle yaptık, failler cezalandırıldı. Birçok fail de tahliye edildi. O da ayrı bir konu” dedi.

TALİBAN’DAN KAÇIYORLAR

Serbest gazeteci Arif Aslan, ABD’nin Afganistan’dan çekilme kararıyla Türkiye sınırında örülen duvarla birlikte artırılan denetimlerin göçmen geçişlerini güçleştirse de henüz bir göç dalgasının yaşanmadığını söyledi. Aslan, Taliban’ın ilerleyişi ile göçmen meselesinin daha belirgin bir hal aldığını ve Afgan göçmenlerin ekonomik kaygılarına bir de savaşın eklendiğini belirtti. Aslan, “ABD ve NATO’nun çekilmesiyle Afganistan’da hükümetin zayıflamasıyla birlikte Taliban birçok bölgeyi ele geçirdi. Bunları oradaki haberler ve buraya gelen mültecilerle yaptığımız haberlerden biliyoruz. Özellikle röportaj yaptığımız mülteciler Taliban tarafından ailelerine zarar verildiği hatta öldürüldüğü bilgisini veriyorlar. Bu nedenle topraklarını terk etmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Afganistan kalabalık bir ülke, ekonomik sıkıntıları olan bir ülke ancak Taliban’ın ilerleyişi bu durumu daha fazla belirginleştirdi. Son röportajların çoğunda “Biz Taliban’dan kaçıyoruz” şeklinde ifadeler oldu. Elbette ekonomik, sosyal sorunlar var ama şu an sorunlarının en başında Taliban var” dedi.

"TÜRKİYE’NİN ÇÖZEBİLECEĞİ BİR SORUN DEĞİL"

Türkiye’nin aldığı önlemlerle sorunun çözülemeyeceğini, sorunun Afganistan’da çözülmesi gerektiğini söyleyen Aslan, “Oradaki sorun devam ettiği sürece oradakiler sınırı aşıp gelecektir. Güvenlikçi politikalar çözüm değil. Bu, Türkiye’nin de çözeceği bir sorun değil. Bütün uluslararası güçler bu sorunun ortağıdır” dedi. Aslan, “Türkiye’nin bir göçmen politikası yok. Ülkede binlerce göçmen var, bu göçmenlerin sorunlarının çözülmesine yönelik bir politika yürütülmüyor. Bunu kendine dert ettiğini görmüyoruz. En fazla sınır dışı etmek var, bunun ötesinde bir şey yok. Sığınmak için geldiği bir ülkede, hayati tehlikesine rağmen sınır dışı etmiş oluyorsunuz. İnsanlar da kaçak yolla girmeyi göze alıyorlar. Bu tehlikeli yollara itiyor. Afganistan’dan Van’a, Avrupa’ya büyük bir insan kaçakçılığı ağı var. Çok zor koşullarda yolculuk yapıyorlar, defalarca kandırılıp paraları alınıyor. İnsan kaçakçıları bir türlü yakalanmıyorlar. Tekne faciasında neredeyse tutuklanan kimse kalmadı. Adli olaylar, trafik kazalarında yaşamını yitirenler oluyor ama failler cezasız kalıyorlar” dedi.

Akdeniz: İki kutuplu siyaset dışında devrimci demokratik bir seçenek yaratabiliriz

3 ayda 16 gazeteci gözaltına alındı