Gençler bir araya geldikçe özne haline geliyor
Bir dönem izcilikle de uğraşmış biri olarak diyebilirim ki, şüphesiz lise kampı çok farklıydı. Eğlenirken öğreten, hiyerarşiden uzak komün bir hayat pratiği idi.
Fotoğraf: Evrensel
Abbas VURAL
Pendik
Asgari koşulların bile sağlanmadığı bir işletmede günlük 10, hatta ekstra mesailer ile 17-18 saat çalıştığım günlerde haberim olmuştu kampın kesin gerçekleştirileceğinden. Haber aldığım gün çok mutlu olmuştum çünkü işten ayrıldıktan sonra kısa da olsa bir tatil yapmak istiyordum ve lise kampı maddi ya da manevi, her açıdan çok iyi bir seçenekti.
REKABET DOGMASINI YIKAN KAMP
1.5 – 2 senedir içinde bulunduğum üniversiteye giriş sürecinin ve bu süreçte eğitimin aksadığı aralıklarda çalıştığım işlerin yarattığı rekabet ortamı, nereye gidersem gideyim peşimi bırakmayacak bir hayalet olmuştu sanki. Bu dogmayı yıkmam yine lise kampı sayesinde olacaktı.
İlk kamp tecrübem olmasına rağmen, bazılarının oturduğu semtlerden daha önce yol üzeri bile geçme fırsatı yakalayamadığım arkadaşlarla, sanki yıllar öncesinden beri tanışıyormuşçasına kolektif 4 gün geçirmek inanılmaz deşarj edici idi. Farklı renklerden insanlarla kurduğumuz bu saygı, sevgi, özgür düşünce ortamı bir gökkuşağı gibiydi adeta.
Bir dönem izcilikle de uğraşmış biri olarak diyebilirim ki, şüphesiz lise kampı çok farklıydı. Eğlenirken öğreten, hiyerarşiden uzak komün bir hayat pratiği idi. Aynı zamanda liseli gençlerin yaşadığı sorunların çözüm yoluna ışık tutuyordu.
Atölyelerden çıkardığım üzere, hemen hemen her sorunun politik bir yönü olmasına rağmen günümüzde apolitikleştirilmek istenilen bir gençliğin parçası olarak, atölyelerden lise forumuna kadar katıldığımız bütün etkinlikler benim için oldukça kıymetliydi çünkü bir nesne gibi değil de o topluluğun öznelerinden biri olarak görüyordum kendimi. Aslında tek bir özne ile de ifade edilebilir bu durum zira hepimizin sorunları ortaktı ve herkesin bir çözüm arayışı ya da fikri vardı.