Bütçe eğitime ve hayallerimize engel!
Bilimsel bir eğitim almalıyız ve bunu özel sektörden değil devletten ücretsiz bir şekilde almalıyız. Haklarımızın, yıllarımızın, hayallerimizin her biri için haykırıp hesap sormalıyız.
Fotoğraf: Pixabay
Zehra CEYLAN
Gaziantep
YKS sonuçlarının açıklanmasının üzerine birkaç yıldır süren ve hala devam eden kendi sınava hazırlık sürecimden bahsetmek istiyorum. Belirtmeliyim ki ailemin beni istediğim her dershaneye gönderebilecek veya istediğim her öğretmenden özel ders aldırabilecek bir maddi gücü yok. Çoğu öğrencinin yaşadığı benzer olayların sadece bir tanesini buyurun benden dinleyin.
2020 yılında liseden mezun oldum fakat o yıl olan YKS sınavına sağlık sebeplerinden dolayı giremedim. 2021 yılında olacak olan YKS sınavı için çok erkenden çalışmaya başladım. Çok sıkı çalışıyordum fakat ailemin maddi durumu o zamanlar çok sıkıntılı olduğundan dolayı dershane gibi veya özel ders gibi bir destek alamadım. Çok zorlandım, nasıl ders çalışılması gerektiğini bile bilmiyordum neredeyse ve bu yüzden ilk birkaç ayım oldukça verimsiz geçti. Toparlamaya çalıştıkça ders çalışma sıklığım gittikçe artıyordu. Evden dışarıya çıktığım nadir zamanlarda hastaneye psikiyatri randevularıma gidiyordum.
Anlayacağınız üzere zor bir çalışma süreciydi, gerek psikolojik gerek maddi olarak. Çoğunlukla anksiyete krizleri geçiriyordum “Acaba bu çalıştığım onca saat verimli oluyor mudur? Yaptığım bu kadar masrafa değecek mi?” diye düşünmekten. Sınav zamanı yaklaştıkça verimli çalıştığım süreler daha da düşüyordu. Panik yapmaktan, düşünmekten derslere odaklanamıyordum. Birkaç defa parka gidip bir iki saat temiz hava almayı denedim fakat “Burada oturmak yerine şu kadar ders çalışabilirdim” gibi düşüncelerim yüzünden bunu da yapamadım, koşarak eve döndüm her seferinde.
Mayıs ayı geldiğinde sınavın yaklaşmasının stresi yetmiyormuş gibi alınan iki haftalık tam kapanma kararından dolayı sağlık sorunları olan dedem evimize gelmek zorunda kaldı. Artık evin içerisi eskisi kadar sessiz sakin değildi, dikkatimi dağıtan çok fazla etken vardı, dedemin sağlığı kötüye gidiyordu ve kısa bir süre sonra vefat etti. Önceleri sınava son iki ay kala daha sıkı çalışırım diye düşünürken ders çalışmayı bıraktım. Ders çalışamıyordum elime kitap kalem alıp masaya oturduğum zaman midem bulanıyordu ve ağlamaya başlıyordum.
BÜTÇEME UYGUN DERSHANE BULAMADIM
Sınava girmeden çok önce bir yıl daha mezuna kalmaya karar verdim ama bunu kabullenemiyordum. Hem bu yıl verdiğim o kadar emek ve para hem de zaman boşa gidecek gibi hissediyordum. Üstelik bir yıl sonra sınava girecek kişi sayısı çok daha artacaktı. Bu gibi düşüncelerle beraber berbat bir ruh halinde sınava girdim. Bu halde ne kadar soru çözebilirdim ki? Son iki ay yaşananlardan dolayı tüm senemin etkilenmesi adil miydi? Başka çözüm yolu yok muydu? Bana ve benimle beraber tüm sınava giren tanıdığım tanımadığım tüm arkadaşlarıma yazık değil miydi? Soruları nasıl çözdüğümü kodladığımı bile hatırlamıyorum. Zaten sınav sonuçlarım geldiğinde nasıl kodladığımı anlamıştım, kaydırma yaparak. Elimde bakmak istemediğim, kimseye utancımdan bahsetmek istemediğim sınav sonucumla dershane aramaya başladım. Peki ya sonuç? Yine evde hazırlanacağım. Üzücü değil mi? Belki de bir yıl daha sınava çalışıyor olma sebebim evde tek başıma hazırlanmakken ben yine evden hazırlanacağım çünkü koca şehirde hem ailemin bütçesine uygun hem de eğitimi ortalama olan bir dershane bulamadım.
EĞİTİM ÖZEL SEKTÖRÜN AVUÇLARINA BIRAKILMALI MI?
Zaten bu fiyatların hangi standartlara göre belirlendiğini aklım almıyor. O kadar parayı ben veremiyorsam sen veremiyorsan o veremiyorsa bu yöneticiler niye bu fahiş fiyatları belirliyorlar? Bu çıtayı yükseltenler kimler? Yani aslında bu sorumun cevabını çok kolay bir şekilde yanıtlayabiliyorum. Ama yine de anlam veremiyorum. Bu eğitim gerçekten özel sektörün eline mi bırakılmalıydı? Madem hangi dershanede olursam olayım önemli olan, fark yaratan asıl şey benim çalışmam ise bu kadar çeşitlilik neden var? Kimin için var?
BENİM İÇİN SENİN İÇİN DEĞİL HEPİMİZ İÇİN
En üzücü olan şey ise isyanımı belirtirken sorduğum soruların gerçekten bir cevabı olması. Birilerinin ceplerinin dolması, çocuklarının isim yapması (önemli şeyler başarmış gibi gözükmesi) için bizim geleceğimizin boşaltılması. Geleceğimiz için yürüyebileceğimiz yolları yıktılar, ne olursa olsun durmayıp devam edemeyelim diye koca koca duvarlar inşa ettiler. Bunu kabul etmeli miyiz? Öyle yaptılar tamam deyip susmalı mıyız? Hayır. Bilimsel bir eğitim almalıyız ve bunu özel sektörden değil devletten ücretsiz bir şekilde almalıyız. Haklarımızın, yıllarımızın, hayallerimizin her biri için haykırıp hesap sormalıyız. Benim için değil, senin için değil; hepimiz için, geleceğimiz için.