Dezenfektan aşkı
İlk dezenfeksiyon örneklerinden birine neredeyse 3000 yıl öncesine dayanan Homeros’un Odysseia Destanında rastlarız.
Fotoğraf: Alan Mason Chesney Medical Archives of The Johns Hopkins Medical Institutions
Covid 19 pandemisi sonrasında zihnimize kazınan kelimelerden biri de dezenfektandır. Dezenfektan; zararlı mikroorganizmaların öldürülmesi veya üremelerinin durdurulması amacıyla kullanılan kimyasal madde olarak tanımlanmaktadır. Dezenfektanlar yalnızca zihnimizde bir kavram olarak yer almadı; kokusuyla evimize, işimize girdi. Ancak en çok da elimize değdi.
Pandeminin başında hijyenin bir parçası olarak yaşamımıza giren dezenfektanlar kapitalist sistemin gereği olarak hızlıca kâr maksimizasyonunun öznesi haline geldi. Hatta Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ı koltuğundan eden kimyasal madde olarak Türkiye siyasi tarihindeki yerini aldı.
Her ne kadar yediden yetmişe yaşamımıza son bir buçuk yıldır girmiş olsa da dezenfektanların kullanımı oldukça eskilere dayanmaktadır. İlk bakteri 1675 yılında Antonie van Leeuwenhoek’un kendi geliştirdiği mikroskopla keşfedilmiş olsa da bazı maddelerin insanları hastalıktan koruduğu binlerce yıldır bilinmektedir.
Örneğin ilk dezenfeksiyon örneklerinden birine neredeyse 3000 yıl öncesine dayanan Homeros’un Odysseia Destanında rastlarız. Destanda Odysseus düşmanlarını yendikten sonra evi temizlemek için Eurycleia’dan yakılmak üzere kükürt getirmesini talep eder. Böylece tarihte bilinen en eski dezenfektanlardan birinin kükürt dumanı olduğunu öğreniriz.
Eski çağlarda kullanılan bir diğer dezenfektan ise cıva içeren kimyasal bileşiklerdir. İlk olarak Araplar cıva bileşikleri tıp alanında kullanmış ve bu anlamıyla sağlık alanında kullanılan çağdaş dezenfektanların ilk örneği olarak kabul edilebilir. Cıva bileşiklerinin tıp alanında kullanılma bilgisi daha sonra batıya doğru ilerleyerek Avrupa’ya ulaşmış ve XIX. yüzyılın sonuna kadar kullanılmıştır.
Tıp alanında dezenfektan kullanımının dönüm noktası 1865 tarihinde Louis Pasteur’ün Mikrobik Hastalıklar Kuramını yayımlamasıdır. Bu kuramı okuyan Sir Joseph Lister hastaların cerrahi işlemden sonra ölmesinin bakterilerle ilgili olabileceğini düşünür ve yarayla temas eden her şeyin asit fenikle (Carbolik asit) temizlendiği ilk ameliyatını yapar. Böylece yaranın etrafındaki bütün bakteriler yok etmiş ve yaranın hastalık kapma ve ölme riskini azaltmıştır. Bu gelişme sayesinde cerrahi alanda dezenfektan kullanımı hızla yaygınlaşmaya başlamıştır.
Lister’in öncülüğünde kullanımı yaygınlaşan bu yöntemi kullanan hekimlerden biri de 1889 yılında açılan Johns Hopkins Hastanesinin ünlü cerrahı William Halsted’tir. Halsted gerçekleştirdiği ameliyatlarda dezenfektan olarak asit fenik ve cıva klorür kullanmaktaymış. Bu dezenfektanlarla hem cerrahi aletler hem de ameliyatı gerçekleştirecek ekibin elleri yıkanıyormuş.
Halsted’in ekibinde yer alan kişilerden biri de ameliyathane hemşiresi Caroline Hampton’mış. Hampton’ın elleri zamanla kullanılan dezenfektanlara tepki vermeye başlamış. Ellerinde şiddetli kontakt dermatit gelişmiş. Dezenfektanlarla temasın devamı ellerindeki alerjik reaksiyonu daha da şiddetlendireceği için Hampton’ın ameliyathane hemşireliğini bırakması ya da başka bir ifadeyle Dr. Halsted’in ekibinden ayrılması gerekmekteymiş.
Bu durum üzerine Dr. Halsted, Caroline Hampton’ın ekipten ayrılmasını engellemek için harekete geçmiştir. Bu amaçla Goodyear Lastik Şirketi ile iletişim kuran Halsted, Hampton için özel olarak bir çift lastik eldiven üretilmesini sağlar. Böylece Hampton’ın ekipten ayrılmasına gerek kalmaz. İşte bu bir çift siyah lastik eldiven cerrahi uygulamalarda eldiven kullanımı için bir milat olmuştur.
Peki William Halsted’in bu çabası sadece Caroline Hampton’un iyi bir ameliyathane hemşiresi olmasından mı kaynaklanmaktaydı? Cevap olarak evet dersek hikayemiz eksik kalacaktır. Çünkü William Halsted sadece ekibinin bir parçası olarak Caroline Hampton’a değer vermiyordur aynı zamanda gönlünün bir parçası olarak da Caroline’e değer vermektedir. Yani William Halsted aşka düşmüştür. Caroline Hampton’ın da bu aşka karşılık vermesi ile aşıklar 1890 yılında evlenerek yaşamlarını birleştirir. Bu birliktelik 1922 yılında önce William’ın, 2 ay sonra da Caroline’in ölümüne kadar sürmüştür.
Meraklısına not: Dezenfektanların tarihçesi ve William Halsted ile Caroline Hampton’un ilişkisine dair daha fazla bilgiye S. Robert Lathan tarafından 2010 yılında yayımlanmış “Caroline Hampton Halsted: The First to Use Rubber Gloves in the Operating Room” başlıklı makaleden ulaşabilirsiniz.
- Fenike’den Marsilya’ya, uzodan rakıya… 12 Eylül 2024 12:41
- Bütün yollar Rom’a çıkar 29 Ağustos 2024 10:33
- Bitiş çizgisi 15 Ağustos 2024 04:54
- Çayın yolculuğu 01 Ağustos 2024 08:30
- Kafatası çağı 18 Temmuz 2024 10:00
- Çok kapılı oda 08 Temmuz 2024 10:44
- Yoldan sonra 28 Haziran 2024 09:23
- Bir “Yol” Hikayesi II 13 Haziran 2024 13:49
- Bir “Yol” Hikayesi 30 Mayıs 2024 13:20
- İçimizdeki İrlandalı 16 Mayıs 2024 12:53
- İşçiler marş söyleyerek sahneye girerler… 01 Mayıs 2024 10:10
- Emek bizim, söz bizim… 26 Nisan 2024 04:30
- Sol açık 18 Nisan 2024 11:30
- Kader kapıyı çalınca… 04 Nisan 2024 12:45
- Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin 21 Mart 2024 04:30
- İkiyüzlü ahlak kumkumalığı 07 Mart 2024 13:48
- Elde kaldı hüzün… 22 Şubat 2024 13:32
- Tüfenk üçlemesi: Mavzer 01 Şubat 2024 10:47
- Tüfenk üçlemesi: Aynalı Martin 18 Ocak 2024 11:50
- Tüfenk üçlemesi: Filinta 04 Ocak 2024 13:45
- Gayrı döner oldum 21 Aralık 2023 14:58
- Kayyum rejimi 07 Aralık 2023 12:54
- Kimdi giden kimdi kalan 23 Kasım 2023 11:01
- Eni vici vokke 02 Kasım 2023 13:04
- Şeytanın ışıltısından insanlığın karanlığına 19 Ekim 2023 09:52
- Dayanışma ezilenlerin inceliği midir? 28 Eylül 2023 12:20
- Amerikan İç Savaşı'ndan İngiltere'ye gariptos ağaçlarının hışırtısı 14 Eylül 2023 11:12
- Cehennemin kapısından Bakırköy’ün avlusuna… 31 Ağustos 2023 10:22
- Irgatın Türküsü 17 Ağustos 2023 11:32
- Yüksek Kaldırım’dan Leningrad’a bir şehrin faşizme karşı direniş senfonisi 03 Ağustos 2023 11:46
- Mississipi’den Feshane’ye derinlik ve güvenlik meselesi 20 Temmuz 2023 04:07
- Birimize bir şey olursa ne yaparız? 06 Temmuz 2023 11:31
- Mordan öte 22 Haziran 2023 12:22
- Hakikat bükücülüğü 08 Haziran 2023 11:11
- Umut yorgunluğu 25 Mayıs 2023 10:44
- “Winner” ceket mütevazı mutfağa karşı 11 Mayıs 2023 11:11
- Savaş naraları 27 Nisan 2023 10:10
- Bellek oyunları 13 Nisan 2023 10:50
- Maraş, bahtı gara Maraş 23 Mart 2023 10:48
- Aradığınız devlet bulunamadı 02 Mart 2023 12:22
- Deprem değil, binalar öldürürmüş (!) 16 Şubat 2023 08:42
- Katil uşak 02 Şubat 2023 11:01
- Suyun kokusu 19 Ocak 2023 13:45
- Timsah armudu 05 Ocak 2023 10:27
- Yılın sözcükleri 22 Aralık 2022 11:09
- Franco’dan bugüne Dünya Kupalarından elimizde kalanlar 08 Aralık 2022 11:45
- Şah mat 24 Kasım 2022 09:19
- “Gördük biz bu filmi” 10 Kasım 2022 10:54
- Hakikat yolcusu 30 Ekim 2022 11:20
- Anlatılamamış masallar 27 Ekim 2022 10:14
- "In vino veritas" diğer bir deyişle "Hakikat şaraptadır" 13 Ekim 2022 11:07
- Suskun notalar 29 Eylül 2022 11:12
- Güney Kutbunun yeniden keşfinin hüzünlü hikâyesi 15 Eylül 2022 11:09
- “Sen ben Lenin” Bir de Ahmet Abi. 01 Eylül 2022 10:39
- Börklüce’den günümüze Eyyamı Bahur ya da namı diğer Köpek Günleri 18 Ağustos 2022 10:59
- Dünyanın eksenini kaydıran Hindistan’ın küçük cevizi 04 Ağustos 2022 10:39
- Dünyanın tadı baharı 21 Temmuz 2022 08:40
- Menekşe kokusu 07 Temmuz 2022 04:24
- İnsan kokusu 23 Haziran 2022 04:12
- Tiryak-i 02 Haziran 2022 11:37
- Bahar karşılama 19 Mayıs 2022 06:26
- Hıdırellez ateşi 05 Mayıs 2022 01:05
- Yelkenler fora 21 Nisan 2022 05:20
- Sözün gücü 07 Nisan 2022 06:05
- Lombardiya’dan Ukrayna’ya kemanın tınısı 24 Mart 2022 05:34
- Zeytinin hükmü 10 Mart 2022 05:55
- Geççek 24 Şubat 2022 05:15
- Allasen söyle nedir aşkın aslı astarı! 09 Şubat 2022 23:45
- Erguvan kokusu 27 Ocak 2022 05:49
- (N)isyan 13 Ocak 2022 04:53
- Yaşamın ağırlığı 30 Aralık 2021 05:42
- Kuşaklar boyu insan hakları 16 Aralık 2021 05:03
- Savaşı Durduran Kadınlar: Lili ve Marlen 02 Aralık 2021 04:23
- Herkesin bir Ahmet Kaya’sı vardır 18 Kasım 2021 04:00
- Şaka mı, şeker mi, yoksa patates mi? 04 Kasım 2021 05:43
- Memeli Zeus 21 Ekim 2021 06:51
- Son Bakış 07 Ekim 2021 05:30
- Kırmızı 22 Eylül 2021 23:43
- Asuman’dan Antonis’e Ege’nin iki yakası 09 Eylül 2021 04:46
- Her ekalliyeti düşünüyorum 26 Ağustos 2021 04:04
- Nomadland’den Rosetta’ya Göçebe Ruhlar 29 Temmuz 2021 06:35
- Lavinia 14 Temmuz 2021 23:08
- Ruhumda Sızı* 01 Temmuz 2021 06:46
- “Y” 17 Haziran 2021 06:06
- Vurmayın öldüm 03 Haziran 2021 03:56
- Gözümün nuru 20 Mayıs 2021 06:11
- İmgenin suskunluğu 06 Mayıs 2021 05:56
- Ruhlar Mezbahası İyi Günler 22 Nisan 2021 03:34
- Şiirci Geldi Haaanıım… 08 Nisan 2021 00:00
- Ata Abi 25 Mart 2021 05:08
- “Yurtsama”dan “gündedün”e “nostalji”nin çağrıştırdıkları 10 Mart 2021 23:20
- Gönülçelen kelimeler atlasım 25 Şubat 2021 05:00
- Harfiyat 10 Şubat 2021 22:41
- Utanç ne yana düşer usta... 28 Ocak 2021 04:20
- “... Ve Herkes için Adalet” 13 Ocak 2021 23:15
- Yattığınız yer incitmesin… 31 Aralık 2020 04:38
- San(a)saryan’dan Su’ya Mahsus Mahaller 09 Aralık 2020 22:44
- Ölüm, adın kalleş olsun… 26 Kasım 2020 04:03
- Depremin ruhsal sarsıntısı 12 Kasım 2020 04:59
- Notaların savaşla hesaplaşması 29 Ekim 2020 05:11
- Hırsızlar mağarası 15 Ekim 2020 00:00
- İyi ki TTB var! 01 Ekim 2020 06:30
- Heybeliada Sanatoryumundaki Hayalet 17 Eylül 2020 00:02
- Otokinetik etki ve norm oluşturma 03 Eylül 2020 05:06
- Ödemişli Muzaffer’den Amerikalı Sherif’e 20 Ağustos 2020 00:51
- Uygun adım marş!… 06 Ağustos 2020 05:18
- ERK-EK 23 Temmuz 2020 04:57
- İçimdeki yangın 09 Temmuz 2020 05:18
- Dededen toruna “Barış”ın inşası 25 Haziran 2020 01:00
- Esaretten kaçan köleden hasta, kamçıdan tedavi üretmek 11 Haziran 2020 00:00
- Kerli ferli yalanlar ve sosyal uyum 28 Mayıs 2020 00:00
- Elma dersem çık… 14 Mayıs 2020 00:30
- Yaşam için ölüme yatanlar 30 Nisan 2020 02:08
- Bastırılan geri döner 16 Nisan 2020 00:00
- Miasmadan Covid-19’a sağlıkçıların salgından korunma önlemleri 02 Nisan 2020 02:49
- Şimdiki zamanda bir distopya: Covid-19 18 Mart 2020 20:30
- Şehitler tepesi 05 Mart 2020 00:30
- Özlerimize kıymayın efendiler! 20 Şubat 2020 00:30
- Acının tonu 06 Şubat 2020 00:00
- Başlarken… 29 Ocak 2020 23:20