Urfa’da uzun süreli elektrik kesintilerine tepki: Çiftçi arazisini sulamak zorunda
Urfa'da 6 saati aşan elektrik kesintileri nedeniyle tarlasını sulayamayan çiftçinin rekolte kaybı yaşadığını söyleyen Hilvan Ziraat Odası Başkanı Hikmet İpar, çalışmaların planlı yapılmasını istedi.
Fotoğraf: Hilvan Ziraat Odası
Mahsum KARA
Diyarbakır
Özelleştirmeyle 2013 yılından bu yana Diyarbakır, Urfa, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak illerinde elektrik dağıtımını sağlayan Dicle Elektrik ve Dağıtım Anonim Şirketi (DEDAŞ), fahiş elektrik faturaları, uzun süreli elektrik kesintileri ve altyapı sorunları nedeni ile özellikle çiftçileri ciddi şekilde mağdur ediyor.
Ürünlerin sulama döneminde yaşanan elektrik kesintileri sebebiyle rekolte kaybı yaşanıyor. Urfa’nın Akçakale, Viranşehir, Ceylanpınar, Siverek ve Hilvan ilçelerinde son haftalarda çiftçiler gerek DEDAŞ gerekse AKP önünde tepkilerini dile getirmesinin yanında yol kapatma eylemleriyle de seslerini duyurmaya çalıştı.
KURAKLIK NEDENİYLE ELEKTRİĞE BAĞLI SULAMA İHTİYACI ARTTI
Bu sene kuraklığın olması ve ekin alanlarının sulama ihtiyacının yüksek olmasından kaynaklı elektrik tüketiminin arttığını söyleyen İpar, DEDAŞ ile yaptıkları görüşmelerde aşırı tüketimden dolayı elektrik kesintilerinin yaşandığını belirtti.
KESİNTİLER 6 SAATİ BULUYOR
Elektrik kesintilerinin sulama hatlarının yoğun olduğu bölgelerde yaşandığını dile getiren İpar, “Kısacası elektrik tüketiminin fazla olduğu yerlerde kesintiler oluyor. Tabii sadece kesintilere bakmamamız gerekiyor, her gün devam eden ve yaşanan arızalar da oluyor. Ve bu arızalardan kaynaklı olarak günlük 4 saat kesilen elektrik süresi ortalama 6 saati geçmiş oluyor. Böyle olunca ister istemez çiftçide büyük bir mağduriyet yaşıyor, üretimi telef oluyor” dedi.
SESLERİNİ EYLEMLE DUYURMAYA ÇALIŞTILAR
Mağdur olan çiftçilerin seslerini duyurmak için yol kapatma eylemleri yaptığını söyleyen İpar, şunları söyledi:
“Bu yıl bir kuraklık yaşadık, Urfa’da 3,5 milyon dönüm arazimiz kuraklıkla karşı karşıyaydı ve telef oldu zaten. Yüzde 70 ile 80 oranında bir hasar yaşadık. Bu hasardan ötürü birçok çiftçimiz ürünlerini kaldırıp yerine suya erişme imkanı varsa mısır ekmeye başladı. Bunun dışında suyu olan çiftçilerimiz buğdaylarını sulamak için doğal olarak elektriklerine sarıldı, dinamolarını çalıştırdı ve nisan ayında çiftçiler arazilerini sulamaya başladı. Bu durum zaten nisan ayından itibaren elektrik üretiminin fazla olacağını gösteriyordu. En çok üzerinde durmamız gereken DEDAŞ gibi bir kurumun bunu öngörmesi gerekiyordu. Bundan dolayı DEDAŞ bizimle çalışma yapabilirdi. En azından çiftçileri çağırıp gerekli uyarıları yapabilirlerdi. Biz de çiftçilerle konuşup buna göre bir önlem alabilirdik. Eğer uyarılar yapılmış olsaydı bugün bu sorunu yaşıyor olmazdık.”
ÜRÜNLERİ REKOLTE KAYBI YAŞADI
Yaşanan en büyük sıkıntının diyalog yolunun kapalı olması olduğunu ifade eden İpar, şöyle devam etti:
“Yaşanan bu sorunlara karşı biz çoğu zaman bir muhatap bile bulamıyoruz. Muhatap bulamadığımızdan kaynaklı olarak çiftçilerle birlikte doğal olarak gidip kapılarına dayanıyoruz. Çiftçiler sağlıklı bir elektrik istiyor. Mısır ve pamuğun suya tam ihtiyaç olduğu dönemde böyle bir sıkıntının oluşu tabi ki doğal olarak ürün elde etmede yüzde 20 ile 30 arasında bir rekolte kaybına sebep oluyor. Bu durum çiftçinin zararına oluyor. Zaten girdi fiyatları çok yüksek bunun yanında elektrik fiyatları da çok yüksek olduğu ortada. Buna rağmen çiftçiler arazilerini sulamak zorunda, hal böyle olunca doğal olarak çiftçi zarar ediyor. Elektrik kesintilerinden dolayı çiftçiler büyük bir mağduriyet yaşıyor. Kesintilerden dolayı bazı bölgelerimizde çiftçilerimiz arazilerini sulama dışı bırakıp geri kalan kısmını kurtarmaya çalışıyor. Bundan kaynaklı olarak çifti mecburen isyan ediyor ve ayaklanıyor.”
PLANLI BİR ÇALIŞMA İLE SORUN HALLOLURDU
Planlı bir çalışma ile çiftçilerin yaşadığı sorunların giderilebileceğini belirten İpar, “Bizim ve DEDAŞ’ın içinde olduğu bir çalıştay yapılabilir. Bu çalıştayda biz de yaşanan sıkıntıları dile getirebiliriz. Devlet bir hakem gibi tarafsız olmalı. Hem üreticiye hem de DEDAŞ’a verilecek olan görevler vardır, devlet bu görevleri denetlemeli ve yanlışlıkları ortaya koymalıdır. Ama maalesef bizim izlenimlerimiz devlet DEDAŞ’tan yana bir tavır sergiliyor. Çünkü bize yapılan ödemeler ve desteklemelerde bakanlar kurulu kararıyla DEDAŞ’a bloke koyma yetkisi verilmiş. Bu gerçekten içler açısı bir durum. Benim aldığım destekleme yardımına DEDAŞ eğer bir borcum varsa el koyabiliyor, bu da bizleri mağdur ediyor. DEDAŞ bu yetkiye kesinlikle sahip olmamalı” dedi.