İHD, Çukurova bölgesi cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini açıkladı

İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, Çukurova bölge hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporu paylaştı.

Rapor, Adana Kürkçüler F ve T tipi, Osmaniye 1 ve 2 nolu T tipi ve Kahraman Maraş Türkoğlu 1 No'lu T Tipi kapalı cezaevlerinde yapılan görüşmeler ve  bölgedeki çeşitli hapishanelerden gelen başvurular üzerinden hazırlandı.

Raporda tecrit uygulamaları, işkence, iletişim kurma hakkını, sağlık ve tedavi hakkını engelleme gibi hak ihlallerinin ülke hapishanelerinde giderek olağan ve rutin uygulamalar haline getirildiğine dikkat çekildi.

Raporu açıklayan İHD Adana Şube Başkanı Yakup Ataş, 2010-2019 yılları arasında mahpusların hak ihlali başvuru sayısının 1 milyon 691 bin 131 olduğu bilgisini paylaştı.

“KÜRKÇÜLER CEZAEVİ’NDE ÇIPLAK ARAMA VAR”

Yapılan görüşmelerde HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, gündeme getirdiğinde ısrarla reddedilen çıplak arama uygulamasının yaygın olduğu tespitinde bulunuldu. Kürkçüler Cezaevi’nde görüşme yapılan mahpusların çoğu cezaevi girişinde çıplak arama uygulaması dayatıldığını söylediler.

F.K., “Sadece atlet ve iç çamaşırı kalacak denildi. Ben de kıyafetlerimi çıkarmadım. Diyalog yoluyla bir sıkıntı yaşanmadan olayı çözdük” dedi. 

M.E.A. ise “Cezaevi girişinde çıplak arama uygulaması dayatıldı. Zorla kıyafetlerimiz çıkarıldı. Bu uygulamayı kabul etmediğimiz için darp edildik ancak revire bile çıkartılmadık” dedi.

Çıplak aramanın sistematik bir şekilde uygulanmasının kaygı verici olduğunu dile getiren Yakup Ataş, çıplak aramanın, kişinin mahremiyetini ihlal eden, moral değerlerini, sosyal kimliğini hedef alan, ruhsal bütünlüğüne zarar veren ve cinsel şiddet boyutlarına ulaşan işkence niteliğinde olduğunu belirterek uygulamaya son verilmesini istedi.

“SALGINDA MAHPUSLARIN DIŞARI İLE İLETİŞİMLERİ KESİLDİ”

Kovid-19 salgınının hapishaneleri olumuz etkilediğini ifade eden Ataş, 17 mahpusun yaşamını yitirdiği süreçte avukatlar ve aileleri için mahpuslar ile iletişim neredeyse imkansız hale geldiğini, ağır hasta olanlar da dahil hasta mahpusların tedavilerinin gerçekleştirilmediğini, mahpusların spor, sosyal ve kültürel aktiviteleri ve havalandırma gibi pek çok hakkının gasbedildiğini ifade etti.

“AÇLIK GREVİNDE OLANLARIN SAĞLIK KONTROLLERİ YAPILMALI”

27 Kasım tarihinde 107’den fazla hapishanede başlatılan süresiz dönüşümlü açlık grevlerine dair tespitlerini paylaşan Ataş, Türkoğlu L T Tipi Kapalı Hapishanesinde açlık grevi yapan mahpusların kefi şekilde başka koğuşlara götürüldüğünü belirtti.

Ataş, “Açlık grevi eylemi gerçekleştirilen mahpuslara sıcak su, şekerli su, semaver, ketıl gibi ihtiyaçlarının verilmediği, Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Hapishanesinde tutulan ve açlık grevi eylemi gerçekleştiren mahpuslara ise iaşelerinin az miktarda verildiği mahpuslarla görüşen heyetimizce tespit edilmiştir” dedi.

Açlık grevinde bulunan tüm mahpusların düzenli olarak sağlık kontrollerinin yapılması gerektiğini ifade eden Ataş, ayrıca uygun beslenme koşullarının sağlanması ve tıbbi bakımlarının yapılması gerektiğini söyledi.

“TÜRKÇE BİLMEDİĞİM İÇİN DOKTORA HASTALIKLARIMI ANLATAMIYORUM”

Raporda 70 yaşındaki M.A.C. isimli mülteci sadece Kürtçe bildiği için ne gardiyanlarla ne de doktorlarla anlaşabildiğini anlatıyor.

Kalp damarlarının yüzde 70’inin tıkalı durumda olduğunu anlatan M.A.C., “Hastaneye götürüldüğümde doktor bana uzaktan bakıp, tedavi dahi etmeyip beni cezaevine geri gönderiyor. Ben de Türkçe bilmediğimden doktora hastalıklarımı anlatamıyorum. Ancak yoğun ağrı ve acı çektiğimden ameliyat olmam gerektiğini düşünüyorum. Benim Adana ilinde hiç kimsem bulunmamakta. Bir kızım yurtdışında diğer, bir oğlum başka bir cezaevinde, diğer oğlum ise İstanbul’da ancak yabancı uyruklu olduğu ve bulunduğu şehirden ayrılması yasak olduğundan ziyaretime gelememektedir. Uzun bir süredir ailemi göremedim. Bu nedenle beni, oğlumun yaşadığı İstanbul şehrindeki bir cezaevine sevk etmelerini istiyorum” şeklinde beyanda bulundu.

HASTA MAHPUSA ATK ENGELİ

Hasta mahpusların Adli Tıp Kurumu’na takılması sorunu devam ediyor. M.Ö. isimli mahpus 3 ayrı “cezaevinde tek başına kalamaz” raporu olmasına rağmen raporlar Adli Tıp Kurumu tarafından onaylanmadığı gerekçesi ile tahliye edilmiyor.

“ARKADAŞLARIM İLE UYUM İÇİNDE OLMAM BİLE İYİ HALLİ OLMADIĞIMA GEREKÇE YAPILDI”

Türkoğlu L Tipi Cezaevi’nde kalan S.K. isimli mahpus ise cezasını infaz etmiş olmasına rağmen tahliye edilmediğini belirterek “Bu durumun nedeni ise Cezaevi İdari Gözlem Kurulu’nun hakkımda tutmuş olduğu olumsuz görüş raporudur. Bu rapor; bulunduğum koğuşta diğer mahpuslarla uyum içerisinde olduğum, kitap okuma alışkanlığımın olmadığı, psikolog görüşmelerine çağrıldığım ancak gitmediğim şeklinde içeriğe sahiptir. Bulunduğum koğuşta diğer mahpus arkadaşlarım ile uyum içinde olmam bile iyi halli olmadığıma gerekçe yapılmıştır. Disiplin cezaları gerekçe gösterilerek beni keyfi olarak cezaevinde tutmaya devam ediyorlar. Özgürlüğüm elimden alınmış durumda. Kaldı ki bana vermiş oldukları bu disiplin cezaları da gardiyanların keyfi ve haksız tuttukları tutanakların bir sonucudur” dedi.

“BURADA SESİMİ DUYAN HİÇ KİMSE YOK”

M.T. isimli mahpus müebbet hapse mahkum edildiği için Osmaniye 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tek kişilik koğuşta tutuluyor. "Tek kişilik koğuşta kaldığım için konuşma yetimi kaybetmemek için kendi kendimle konuşmaya, kitapları yüksek sesle okumaya, televizyon sesini açık bırakarak uyumaya çalışıyorum. Beni diğer koğuştaki kişilerle sohbet adı altında bile görüştürmüyorlar. Bana hiçbir sosyal faaliyet yaptırmıyorlar. Beni spora bile tek başına çıkarıyorlar. İnsanlık dışı bir muamele ile karşı karşıyayım. Burada sesimi duyan hiç kimse yok” dedi. (Adana/EVRENSEL)