Bozkurt su ve çamur altında | Vahim tablo sular çekilince ortaya çıkacak
Sel felaketinin yaşandığı Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde binaların zemin katları ve dükkanlar hâlâ su ve çamur altında. Bölgeden görüştüğümüz isimler ölü sayısının artacağı uyarısını yapıyor.
Fotoğraf: Bilal Kahyaoğlu/AA
Duygu AYBER GÜLTEKİN
Cem ŞİMŞEK
İstanbul
Kastamonu’nun sular altında kalan Bozkurt ilçesinde çalışmalar devam ediyor. Sel Kastamonu, Sinop ve Bartın afet bölgesi ilan edildi. Resmi açıklamalara göre 32’si Kastamonu; 6’sı Sinop’ta olmak üzere toplam 38 kişi sel nedeniyle hayatını kaybetti. Ancak Kastamonu Bozkurt’ta yaşayan vatandaşlar, sadece kendi çevrelerindeki ölüm haberlerinin bile bu sayının üzerinde olduğunu ifade ediyor. Ev ve iş yerlerinin sular altında kaldığı, yollar ve köprülerin yıkıldığı bölgede insanlar kaybolan yakınlarını arıyor. Sular altında kalan ve hâlâ temizlenmeyen bodrum katları bulunduğunu söyleyen ilçe halkı, sular çekildikçe tablonun netleşeceğini vurguladı.
Bozkurt ilçesini ziyaret eden İnebolu Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Hasan İlyasoğlu, izlenimlerini anlattı. Yıkılan evler, çöken apartmanlara şahit olduklarını söyleyen İlyasoğlu, “Dükkanlar ve birinci kat evler tamamen çamur içinde. Sel sularının getirdiği büyük ağaçlar dükkanların ve evlerin içine girmiş. Her taraf çamur ve mil içerisindeydi. Çamur ve sular nedeniyle dükkanları ne dükkanı olduğu bile anlaşılmaz hale gelmiş” dedi.
ÇOK SAYIDA İNSAN CENAZE ARAYIŞINA GİRDİ
Selin ardından yakınlarından haber alamayan insanların cenaze arayışına girdiğini söyleyen İlyasoğlu, “Bize gelip ‘İnebolu’daki cenazelere bakabilir misiniz, yakınlarımız orada mı?’ diye soran insanlar vardı. Herkes yakınlarını arayış içerisindeydi. Açıklanan resmi rakamlara karşın kendilerine 50 civarında ceset olduğu bilgisi verildiğini söyleyen İlyasoğlu, cenazelerin toparlanması için bir balık işleme tesisindeki soğuk hava depolarının kullanılmak üzere hazırlandığını ifade etti. İlyasoğlu, gördüklerini şu sözlerle anlattı:
“Yıkılan evler var. Dükkanların ve evlerin birinci katları tamamen çamur içinde. Sel sularının getirdiği büyük ağaçların dükkanların ve evlerin içine girdiğini gördük. Arabalar üst üste. Her taraf çamur ve mil içerisindeydi. Ev ve iş yerlerinin birinci katları tamamen su altında kalmış. Dükkanların artık ne dükkanı olduğu belli değil, içinde hiçbir şey kalmamış, sel suları hepsini almış götürmüş. Sokaklarda, binaların kenarlarında sel sularının getirdiği çok sayıda ağaç kökleri ve dallar olduğunu gördük. İlçe kullanılamaz hale gelmiş. İş yerleri de artık kullanılmaz halde. Oraların yeniden işler hale getirilmesi lazım. Ama bu insanlar kendi imkanlarıyla yapamaz. Bozkurt esnafı küçük esnaftır. İnsanlar perişan halde.”
“CAN KAYBI ARTABİLİR”
Hayatını kaybeden ya da kaybolan insan sayısına ilişkin net bir veriye ulaşamadıklarını ifade eden İlyasoğlu, “Devletin tüm kurumları AFAD, UMKE, JAK, PAK ve belediyelerin arama kurtarma ekipleri bölgeye gönderildi ama hiçbirinin orada arama kurtarma yaptığını görmedik. Ortada muazzam bir organizasyonsuzluk var. Bulunan cesetler yalnızca gözle görülebilen çamur yüzeylerinden çıkarıldı. Ağaçların üzerine takılan, kıyıya vuran cesetler vardı” dedi.
"DERE YATAĞI TEMİZLENSE HASAR DAHA AZ OLURDU"
Selin meydana getirdiği yıkımın önlenebileceğini vurgulayan İlyasoğlu, en büyük hasarın Bozkurt’ta olmasının nedenlerini sıraladı:
“Karadeniz’de sel ve su baskınlarının olması normal. Ancak Bozkurt’ta diğer yerlerden daha fazla hasar, insan kaybına neden olmasının tek nedeni HES. En önemli etkenlerden biri bu. Bir de yüzlerce ağacın dere yataklarında olmaması gerekiyor. Dere yatakları imar amaçlı daraltıldı ve tamamen kendi haline bırakıldığı için oralarda ağaçlar büyüdü, böyle zamanlarda sel suları geldiğinde kendine akacak yer bulamıyor. Önüne gelen ağaçları söküp bir dere yatağı yapmaya çalışıyor yeniden. Bu ağaçlar köprüleri tıkıyor, bu da birçok yerde engel olup su taşkınlarına neden oluyor. Eğer dere yatakları temizlenirse ve imar için daraltılmazsa seller daha az zararla atlatılabilir.”
İlyasoğlu, “İnsanların kendi imkanlarıyla yeniden var olmaları mümkün değil. Esnafın ayağı kalkması mümkün değil. Hem konutlar hem de iş yerleri açısından devlet desteğine acilen ihtiyaç var.” dedi.
“KRİZ MASASI YÖNETİLEMİYOR”
Emek Partisi Kastamonu İl Temsilcisi Emekli Öğretmen Fikret Tufanyazıcı ise, Bozkurt’u ziyaret etmenin pek mümkün olmadığını, yolların kapalı olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretiyle de herkesi içeri almadıklarını söyledi. Bozkurt’a girişlerin bir İnebolu ilçesinden bir de Yaralıgöz denilen bölgeden sağlandığını belirten Tufanyazıcı, bölgeye ulaşabilen kişilerden aldığı bilgileri aktardı.
Tufanyazıcı da yıkımın bu denli büyük olmasının nedeninin HES olduğunu ifade ederek, “Biz patladı diye biliyoruz ama kapağın biri açıldı diyen de var. Oraya ulaşıp teyit etmek mümkün değil. Bu yüzden bilgi kirliliği söz konusu. Belediyeden anons yapılıyor ‘sel gelecek, arabalarınızı alın’ diye ama arabasını kurtarmaya giden insanların çoğu öylece Abana kıyısından denize kadar sürükleniyor. Cesetlerin bir kısmı da oradan toplanıyor.” dedi.
Tufanyazıcı, “Aldığımız bilgiye göre Bozkurt’ta büyük bir organizasyonsuzluk var. Her yerden yardım geliyor ama dağıtım noktasında organizasyon eksiklikleri çok. Kriz masası diye bir şey oluşturmuşlar ama kaç saat sonra, o da çare olmuyor. İnsanlar meraktan yolları tıkamış, gelenler oraya ulaşamıyor. Bir sürü yardım geliyor ama bunların ihtiyaç sahiplerine ulaşması noktasında bir organizasyonluk söz konusu. Bozkurt’taki bir öğretmen arkadaşımız birçok kişinin UMKE’den yardım almak yerine yerine devlet hastanesinde muayene olmaya çalıştıklarını söyledi.” diye konuştu.
“HASAR GÖREN YERLERİN TAMAMI DERE KENARINDA”
Selden etkilenen diğer ilçeler hakkında bilgi veren Tufanyazıcı, şunları söyledi:
“İnebolu ilçesi felaketi ucuz atlattı. İnebolu’da da dere yatağına kurulmuş evler var ama orada çok büyük hasar söz konusu değil. Azdavay da dere yatağı kenarında kurulmuş bir ilçe. Nehrin taşması sonucu maddi hasar söz konusu. Özlüce ilçesi ve ona bağlı köyler de deniz kenarında. Orada da dereler daraltılıp etrafına evler yapıldı, denizin önü taşlarla kesilip yol genişletildi, suyun akarı tıkandı. Bu yüzden orası da mil altında kaldı. 3 can kaybı var. Evrenye köyünde de durum aynı. Derelerin daraltılması, mevcut sistemin kendine rant sağlaması üzerinden verilen imar bunlara sebebiyet verdi. Çatalzeytin’de bir kişi öldü, köprü çöktü. Yani hep sahildeki ilçelerimiz bunlar. Orada çok maddi hasar olmasa da iki köprü yıkıldı. Küre’de de bir kişi kalp krizinden öldü.”
"İNSANLAR SÜRÜKLENEN ARAÇLARDAN EL EDİP YARDIM İSTİYORDU"
Olay günü yaşadıklarını anlatan inşaat işçisi Özcan Kayacan, mahallelerinin tamamen tahliye edildiğini ve Kastamonu’da yurda yerleştirildiklerini ifade etti. Sel sırasında Abana’da bir inşaatta boya yaptığını söyleyen Kayacan, olayı mermerci bir arkadaşından haber aldığını söyledi. Telefonla oğlu ve eşine ulaşmaya çalıştığını ancak hatların o sırada kesik olduğunu söyleyen Kayacan, “Önce aracımla ilçenin yüksek tepesine gittim. Oradan gördüğüm ilçenin komple sular altında kaldığıydı. Araçlar, kepçeler selde sürükleniyordu. Dereye doğru yaklaştığımda sürüklenen araçlar içinde insanlar olduğunu fark ettim. Araçların içinde el edip yardım isteyen insanlar vardı” dedi.
Kendisinin 3. katta oturduğunu; bulundukları binada ise suların ikinci kata kadar çıktığını söyleyen Kayacan, “Bizim mahallede bütün binaları su bastı. Alt katlardaki evlere tomruklar girdi. Sadece benim çevremden 5-6 arkadaşım hayatını kaybetti. Selde 2-3 bina tamamen çöktü zaten. Buralarda da hayatını kaybeden insanlar var. Diğer arkadaşlarımdan da ölüm haberi alanlar var. Oğlum balkondan bakarken sürüklenen araçların içinde insanlar görüyor. Bu araçlar denize kadar sürüklendi. Eşim tekstil atölyesinde çalışıyor. Selden hemen önce eve girmiş. 1 dakika geç gelse o da sele kapılacaktı. Sadece benim kendi çevremden ve arkadaşlarımın çevresinden hayatını kaybeden 15 civarında insan biliyorum. Açıklanan ölüm sayısının bu kadar düşük olması imkansız” dedi.
"KIYILARDAN CESETLER TOPLANIYOR"
50 yıldır fotoğrafçılık yapan Engin Saka, 12 yıldır Bozkurt’ta yaşıyor. 150-200 kişinin hayatını kaybettiğini tahmin ettiğini söyleyen Saka, “Sahil güvenlik botları denizi tarıyor, birkaç kıyıdan ceset çıkarıldı. Daha çamur temizlenmediği için kimin ne olduğu belli değil” dedi.
Bu bölgede daha önce de yıllarca sel yaşandığını söyleyen Saka, “15 dakikada böylesi bir felaketi hiç görmedik. HES barajı patlayınca herkese haber vermişler şehir merkezine gidin diye. Dere yatağında tomruk işletmesi vardı. Bir de eski sanayi bölgesinde tomruk atölyelerinde tomruklar var. Onlar da gelince suyun akışını kapatmış. Bu da felaketi büyüttü” dedi.
Bayramgazi’de HES’in patladığı haberinin gelmesinin ardından Bozkurt’un sular altında kaldığını söyleyen Halit Tiryakioğlu ise “Patlama olmadı diyorlar ama bu felaket yağmurla alakalı değil, dere birden çoğalmaz, yavaş yavaş çoğalır” dedi.
"ÖLÜ SAYISI 600-700’Ü BULABİLİR"
Bozkurt’ta 97 yılından beri elektrikçilik yapan Ramazan İnal, kendi evi zarar gördüğü için arkadaşında kalıyor. Bozkurt’ta enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiğini söyleyen İnal, “Ölüm sayısını açıklamıyorlar, bugün marketten 25 ceset çıktı. Polis karakolunun önünden, Sakarya caddesinden cesetler çıktı. Yolları görmek istemezsiniz, çocuk parklarından bile ceset çıkıyor. Binalara önlerindeki 2 buçuk metre yükseklikteki su nedeniyle girilemiyor. Su tahliye edildikten sonra ancak girilebilecek. Binalara girilirse ölü sayısı 600-700 kişiyi bulur” ifadelerini kullandı.
Deniz yüzeyinde cesetlerin yüzdüğü söylentilerini sorduğumuz İnal “Evet, ben de duydum. Sadece cesetler değil şimdi en az 300 tane araba var. Hafriyat kamyonları, mikserler… Bir sürü ev yıkıldı” dedi.
Bölgeye Türkiye’nin dört tarafından yardım geldiğini belirten İnal, “Elektrik, su hiçbir şey yok ama yardımlar geliyor. Mobil elektrik aletleri getirildi. Barınma sıkıntısı olanlar Kastamonu’da yurda götürülüyor” dedi.
GEÇ GELEN AFET BÖLGESİ KARARINA TEPKİ
8 yılı aşkın süredir Bozkurt’ta yaşayan Erhan Daşçı ise, evinin dere yatağına 300 metre uzaklıkta olmasına rağmen sel sularının kendi binalarında 1. kata kadar çıktığını söyledi. İlçenin bütün altyapısının çöktüğünü, elektrik hatlarının kesildiğini söyleyen Daşçı, Bozkurt’un günlerce afet bölgesi ilan edilmemesine de tepki göstererek “Çarşı, Pazar, market her şey sular altında kaldı. Böyle bir yer neden ilk gün afet bölgesi ilan edilmedi?” diye sordu.