İHD Ankara: Devlet mülteci çocukların güvenliğini sağlamak üzere acilen önlem almalı
İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu devleti, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirerek mülteci çocukların güvenliğini sağlamak üzere acilen önlem almaya çağırdı.
Altındağ'da Suriyelilere dönük saldırının ardından, Suriyelilerin yaşadığı ev bu hale gelmişti. | Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel
İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, 10 Ağustos'ta Ankara’nın Altındağ ilçesi Battalgazi Mahallesi’nde bir parkta çıkan kavgada bir kişinin hayatını kaybetmesinin ardından Suriyeli mültecilere yönelik saldırılara dair açıklama yaptı. Mültecilere yönelik saldırılarda çocukların da yaralandığını ve travmalara maruz bırakıldıklarını belirten İHD Ankara Şubesi, "Çocukların herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakılmadan başta yaşam hakkı olmak üzere her türlü haklarının korunmasını sağlamak için tüm yasal ve idari düzenlemeleri yapmak devletin yükümlülüğüdür. Özel olarak 'mülteci çocuk' olarak tanımlanmasına gerek duyulmaksızın, çocukları ilgilendiren tüm haklar mülteci çocuklar için de uygulanmak zorundadır" dedi.
İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu'nun açıklaması şöyle:
"10 Ağustos 2021 tarihinde Ankara’nın Altındağ ilçesi Battalgazi Mahallesi’nde bir parkta çıkan kavgada bir kişinin hayatını kaybetmesi
üzerine, mültecilere yönelik saldırılar başlatıldı. Bu saldırılarda çocuklar yaralandı, yaşamları boyunca atlatamayacakları travmalara maruz
bırakıldı. Ebeveynleri ya da bakım verenleri saldırıya uğrayan çocuklar da bu saldırıların doğrudan mağduru oldular.
Halen devam eden iç savaşlar, başladığı günden bugüne insanları ülkelerinden göç etmeye zorluyor. Savaşlar nedeniyle milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı. On binlerce çocuğun yaşamına engellerle devam etmek zorunda kaldığı, binlerce çocuğun öldüğü ve milyonlarca çocuğun çok zor şartlar altında göç ettiği ve göç etmeye devam ettiği biliniyor.
Mülteci çocuklar; kendi ülkelerindeki çatışma ortamlarından kurtulmak amacıyla, ailelerinin refakati eşliğinde ya da refakatsiz bir şekilde başka bir ülkeye, yasal yollarla ya da düzensiz geçişlerle başka bir ülkeye giden çocuklardır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 14. maddesine göre herkes uğradığı zulüm sebebiyle başka memleketlere iltica etmek ve bu memleketler tarafından mülteci statüsünde barındırılma hakkına sahiptir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendi ülke sınırları içerisinde barınan tüm çocuklara “çocuğun yüksek yararı” ilkesi gereğince yaklaşmakla yükümlüdür.
Türk Ceza Kanunu’nun 122. Maddesine göre “ırk, devlet, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep
farkından kaynaklanan nefrete dayalı ayrımcılık suçu” işleniyor. Ve bu suç, çocukları da hedef alıyor. Çocukların herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakılmadan başta yaşam hakkı olmak üzere her türlü haklarının korunmasını sağlamak için tüm yasal ve idari düzenlemeleri yapmak devletin yükümlülüğüdür.
Özel olarak “mülteci çocuk” olarak tanımlanmasına gerek duyulmaksızın, çocukları ilgilendiren tüm haklar mülteci çocuklar için de uygulanmak zorundadır.
Mülteci çocukların ayrım yapılmaksızın korunması ve çocuğun yüksek yararı gözetilerek eşit muamele görmesi uluslararası hukuk çerçevesinde zorunluluktur. Hukuki tanımının vatandaş, sığınmacı, mülteci olduğuna bakılmaksızın çocukların güven içinde temel haklarına erişiminin sağlanması Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yükümlülüğüdür.
Mültecilere yönelik giderek artan saldırılar iktidardan muhalefete körüklenen ayrımcı politikaların sonucu ve bu saldırılardan hem iktidar hem
de muhalefet sorumludur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni uluslararası yükümlülüklerini yerine getirerek mülteci çocukların güvenliğini sağlamak üzere acilen önlem almaya çağırıyoruz! Cezasızlığın failleri güçlendirerek yeni saldırılara zemin hazırlayacağını biliyor ve saldırıda bulunanlarla ilgili yasal süreçlerin başlatılarak tüm faillerin cezalandırılmasını talep ediyoruz.
Çocuklar tüm dünyada çocuktur. Çocukları korumak devletlerin yükümlülüğü, korunmaları için mücadele etmek de tüm sivil toplumun sorumluluğudur.
Irkçılığın karşısında, mülteci çocukların yanındayız." (HABER MERKEZİ)