13 Ağustos 2021 16:42

TMMOB İzmir: Orman yangınlarına karşı acil eylem planı ve hava filosu oluşturulmalı

Antalya ve Muğla bölgesinde yaşanan orman yangınlarına ilişkin basın açıklaması yapan TMMOB İzmir İKK, orman yangınlarına karşı ulusal eylem planı yapılması gerektiğini söyledi.

TMMOB İzmir İKK'nin orman yangınları ile ilgili açıklaması | Fotoğraf: Evrensel

Reklam

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Antalya ve Muğla bölgesinde yaşanan orman yangınlarına ilişkin basın açıklaması yaptı. Mimarlar Odasında yapılan basın açıklamasını TMMOB İzmir İKK adına Orman Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Yüksek Orman Mühendisi Sabahattin Bilge okudu. “Yangınların boyutu büyüyünce özellikle yer ekiplerindeki personel sayısı ile hava aracı sayısının yetersiz kaldığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir” diyen Bilge yangın tehlikesinin henüz geçmediğini söyledi.

“ORMANSIZLAŞMAYA TAHAMMÜLLÜMÜZ KALMADI”

Birleşmiş Milletler tarafından 10 Ağustos 2021 tarihinde yayınlanan yeni iklim raporunda sıcaklık artışlarında meydana gelen anormal değişiklikleri hatırlatan Bilge, “Her ne olursa olsun, 1,5 derecelik sıcaklık artış eşiğine 2040'ta ulaşılacağı, karbon emisyonunun sınırlanmaması durumunda ise bu artışın 10 yıl içinde gerçekleşmiş olacak” dedi. Ormansızlaşmaya tahammüllerinin kalmadığının altını çizen Bilge, orman yangınları başta olmak üzere ormanlara zarar verecek tüm tehditlere karşı sorumluları daha etkin tedbirler almaya davet etti.

“ACİL EYLEM PLANI VE HAVA FİLOSU OLUŞTURULMALI”

Küresel iklim krizi koşulları dikkate alınarak en kısa sürede acil eylem planı yapılması gerektiğini söyleyen Bilge, “Başta ilgili kurumlar olmak üzere üniversiteler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak yeniden bir ulusal yangın eylem planı hazırlanmalıdır. Orman yangınlarında, oluşturulacak ulusal yangın eylem planına göre mülkiyeti yetkili kurumda olmak üzere bir hava aracı filosu oluşturulmalıdır” dedi.

Bilge, TMMOB raporunda öne çıkan notları şu şekilde sıraladı:

  • "Personel çalıştırmaya dayalı ihale yöntemi ile orman yangını söndürme ekibi oluşturulmamalıdır.
  • Ülkemizdeki ormanları ve doğal varlıkları yöneten kurumlar (OGM ve MPGM) siyasi iktidardan bağımsız, liyakatin özenle uygulandığı birer teknik genel müdürlük haline dönüştürülmelidir.
  • Orman yangını ile mücadele başta olmak üzere uzmanlık gerektiren birimlerde çalışan personel özendirilerek çalışması sağlanmalı, rotasyon ve benzeri uygulamalarla istek dışı yer değişimi yapılmamalı başka işlerde görevlendirilmemelidir.
  • Sözleşmeli personel çalıştırma yönteminden derhal vazgeçilmelidir.
  • Geçtiğimiz yıllarda Buca Kaynaklar mahallesinde orman yangınlarında görev yapan personelin eğitimi amacı ile orman içine tesis edilen bir süre amacı doğrultusunda kullanıldıktan sonra talep üzerine Dokuz Eylül Üniversitesine devredilen “orman yangınları eğitim tesisi” yapım amacı doğrultusunda kullanılmak üzere acilen Orman Genel Müdürlüğüne geri verilmelidir.
  • Manisa Muradiye’de 1954 yılında kurulan 100 hektarlık Orman Fidanlığı kapatılarak otomobil fabrikası kurulmak üzere Manisa Organize Sanayi Bölgesine devredilmiştir. Orman Genel Müdürlüğünce yapılan ağaçlandırmalar için kullanılan fidanların önemli bir bölümünü karşılayan aynı zamanda soliter fidan (yaşlı fidan) üretiminde özel sektöre öncülük edecek birikim ve kapasiteye sahip yaklaşık 300 tür fidan yetiştirilen bu fidanlık acilen Orman Genel Müdürlüğüne geri verilmelidir. 
  • Orman içi köylerde yaşayan halkın kentlere göçünü engelleyici tedbirler alınmalı, orman halk ilişkilerinin geliştirilmesi bakımından üretim, bakım ve ağaçlandırma işlerinin köylüler tarafından sosyal güvenceli şekilde yaptırılması için mevzuat geliştirilmelidir.
  • Yaşadığımız olağanüstü sürecin önümüzdeki dönemde hangi boyutlara ulaşacağı ve nereye doğru evrileceği henüz belli değildir. Bundan böyle piyasanın odun ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılamayı hedef alan, endüstriyel ağaçlandırma vb. uygulamalarla ormanlar üzerine kurulan üretim baskısına acilen son verilmelidir.
  • Yanan alanların doğal veya ağaçlandırma yolu ile rehabilitasyonu ve ağaçlandırılmasında Orman Genel Müdürlüğü oldukça donanımlı bir birikime sahip olduğu ve süresi içinde bu çalışmaları bitirileceğinden emin olmakla birlikte gerek bu konuda uzman olmayan çevrelerin baskısı veya talebi doğrultusunda bu alanlara başta kızılçam olmak üzere yöresel doğal türler dışında zeytin, badem, incir vb. kültür bitkilerinin sahaya dikimine kesinlikle izin verilmemelidir.
  • Yangınlarda zarar gören orman köyü halkının maddi kayıpları merkezi hükümet tarafından karşılıksız olarak giderilmelidir.
  • Orman yangınları toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren aynı zamanda doğal bir afet olup, topyekün mücadele gerekmektedir. İllerde ilan edilen “Yangın Komisyon Kararları” doğrultusunda yangınlar tek merkezden yönetilmeli, yönetim merkezinden belli aralılarla topluma doğru bilgi akışı sağlanmalı ve son yangınlarda görülen koordinasyon zafiyeti bir daha yaşanmamalıdır.
  • Orman Yangınlarının Önlenmesi ve Söndürülmesine ilişkin uygulanmakta olan 285 sayılı tebliğin 4. Maddesinde yazılan ve her yıl illerde Vali başkanlığında toplanan ve “Orman Yangınları ile Mücadele Komisyonu” kararları eksiksiz şekilde uygulanmalı, yerel yönetimler başta olmak üzere diğer kurumlar ile gönüllülerin olanaklarından azami ölçüde faydalanılmalı bu olanaklardan faydalanmada zafiyet yaşanmamalıdır.
  • Ülke genelinde orman yangınlarının yüzde 97’si insan kaynaklı olduğu kayıtlara geçtiği halde blok orman alanlarının parçalanmasına ve insan faaliyetinin artmasına neden olan başta özel ağaçlandırma olmak üzere turizm, madencilik, HES, RES vb. tesislere kesinlikle izin verilmemeli, ormanın varlığının tek başına üstün kamu yararı sayılmalıdır." (İzmir/EVRENSEL)

{{440226}} 

Reklam