16 Ağustos 2021 00:32

Cerrahpaşa işçileri: Bu sefalet zammı, ek işi engellemeyecek

Türk-İş ve Hak-İş’in hükümetle anlaşmasıyla kamu işçileri yüzde 12 zamma mahkum edildi. Cerrahpaşa'daki sağlık işçileri bu zammın da kendilerini ek iş yapmaktan kurtarmayacağını ifade etti.

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

Paylaş

Murat UYSAL
İstanbul

Kamuda çalışan 700 bin işçiyi ilgilendiren kamu çerçeve protokolünde imzalar atıldı. Hak-İş ve Türk-İş AKP hükümetiyle anlaştı, kamu işçisi enflasyona ezdirildi. Bugüne kadar borçları nedeniyle icralık olduklarını, ek iş yapmadan yaşayamadıklarını ifade eden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan işçiler, kamu çerçeve protokolünden çıkan yüzde 12’lik zammın bunu engellemeyeceğini söylüyor.

İmzalanan kamu çerçeve protokolü kapsamında, yıllarca taşeronda çalıştıktan sonra 2018 yılında 696 sayılı KHK ile kadroya geçirilen işçiler de yer alıyor. O işçilerden olan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi işçileri çerçeve protokolünün açıklandığı akşam sendika temsilcilerini aradıklarını belirtiyor. Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş’te örgütlü işçilerin işyeri temsilcileri de protokolde birçok kafa karıştırıcı ibarenin yer aldığını bu yüzden o akşam telefonlarının susmadığını söylüyor.

‘NE DİYE KADROYA GEÇİRDİLER’

Hastanenin öğle arasında yanımızda sendikanın işyeri temsilcisini gören, “Neymiş bizim alacağımız?​” demek için yönünü bize çeviriyor. O işçilerden biri olan Erhan yüzde 12’yi duyunca, eline geçecek parayı az buçuk hesap ediyor. “Yemekhane işçisi kamuda değil taşeronda çalışıyor biz de eskiden taşerondaydık. Onlar 8 saat çalışıyor, ay sonunda 4 bin 200 lirayı cebine koyuyor. Demek taşeronda kalsaydık şimdiye biz de o kadar para alacaktık. Ne diye kadroya geçirdiler, asgari ücrete çalıştırmak için mi?​” diye soruyor. Murat ise Erhan’ın sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Kayınpeder beni kamuda çalışıyor biliyor, ben de öyle anlatıyorum. Geçenlerde haberleri izlerken laf arasında aldığım maaşı sordu. 3 bin lira aldığımı öğrenince inanmadı. Bordroyu çıkardım ay sonu yatanı gösterdim, 3 bini bile bulmuyor. Kızı kamu işçisiyle evli iyi para alıyordur sanıyor. Bilmiyor damadının geçinmek için hastaneden çıkıp düğün salonuna, oradan fırsat bulursa da otel temizliğine gittiğini.”

EK İŞ YAYGIN

Birçok iş kolunda olduğu gibi hastanelerde çalışan işçiler arasında da ek iş oldukça yaygın. Hastane çevresinde oturan işçiler 1700 liradan başlayan ev kiralarını ödeyebilmek, faturaları kredi kartı borçlarını ödeyebilmek için ek işlere gidiyor. Daha uzak yerlerden hastaneye gelenler ise yeni zamlanan İETT fiyatlarıyla baş etmeye çalışıyor.

Düğün salonları ve garsonluk bulunabilirse en fazla tercih edilen iş. Otel temizliği de işçiler için bulunmaz nimetlerden. Daha sonra çıkarsa tekstil, ev taşıma, bekçilik... Son zamanların sıkça tavsiye edilen ek işi ise kuryelik. “İşi ağır olsa da parası temiz” diyen Sait anlatıyor: “Sabahtan akşama kadar hastanedeyim zaten. Akşam 5 olduğunda çıkıyorum buradan, doğru kuryeliğe. 12’ye kadar orada çalışıp sabah 6’da yeniden hastanenin yolunu tutuyorum.” Peki ya hayat? “İş zor zor olmasına ama parasızlık kadar zor değil. Hele o kuryede çalıştığım ilk gün... Faturayı yetiştir, kirayı yetiştir, çocukların masrafı derken ilk gün çalıştım, elime sıcak para geçti. Akşam eve dönerken çocuklara iki parça bir şey, mutfağa meyve aldım. Savurdum kalan parayı evin salonuna. Hayat dediğin bu, insanın parasının olması hayat” diyor.

BİNLERCE İCRA DOSYASI

12 tane icra dosyası olan Cerrahpaşa işçisi Fuat, “Bende 12 tane icra dosyası var öbür işçilerde de en az benimki kadar icra dosyası var. Dekanlıkta çalışan bir arkadaşın anlattığına göre binlerce icra dosyası dekanlıkta bekletiliyormuş. Adam ödeyemiyor, bir kredi daha, borç üzerine borç. Annem arıyor sana bir mektup daha geldi diyor. İcra üzerine icra. Ne yapacaklar, canımı mı alacaklar? Eskiden evlere haciz memurları gelir evde ne var ne yok götürürdü. Şimdi onu da yapamıyorlar. Yapacağı en fazla maaşımın dörtte birine haciz koymak, onu da alsın zaten üç kuruş” diye anlatıyor. Henüz icralık olmayan Fatih ise, “Toplumun düzeni bozuldu her yere borç eşine çocuğuna eskisi gibi davranamıyorsun. İnsanlar geleceğini satar oldu. Bankaya gidiyor alıyor parayı 10 sene 20 sene ben sana çalışacağım diyor. Çünkü insanların bugünden beklentileri kalmadı gelecek 10 yıldan da bir şey beklemiyor 10 yılını satıp hayat kurmaya çalışıyor. Bu şekilde ne toplum kalır ne de hayat” diye anlatıyor.

‘YİNE ASGARİ ÜCRETLE KAFA KAFAYA GELECEĞİZ’

Kamu çerçeve protokolüyle enflasyona ezdirilen işçiler ücretlerine gelen zam ile gıdaya, giyime, elektriğe, suya gelen zammın bir olmadığının farkında. “Yılbaşında yine asgari ücretle kafa kafaya geleceğiz” diyen Hüseyin şöyle devam ediyor: “1500 lira bayram yardımı istemişler, sözleşmede 1 lira bayram yardımı yok. Taleplerle imzaladıkları arasında dağlar kadar fark var. Şimdi bu yüzde 12 ile işçinin gözünü boyamaya çalışıyorlar. Bu sözleşmeyi bir başarıymış gibi gösteriyorlar ama alakası yok. Sen bu zammı da almasan zaten ben bitmişim. Zaten işçi pazarda markette gerçek enflasyonun altında eziliyor, kendi açıkladıkları enflasyonun dahi altındaki zammın neresi başarıdır?​”

Hizmet zammını 2018’den itibaren alacaklarını söyleyen Hüseyin, “Kadroya geçerken hiçbir hakkınızı kaybetmeyeceksiniz dediler. Şimdi hizmet zammını 2018’de işe girmişiz gibi hesaplıyorlar. Benim burada çalıştığım 10 yıl ne olacak? Herkesi 2018 yılına sabitlemiş oldular” diyor.

Sendikaların gruplarda şükür etmekten bahsetmesini eleştiren Fatma da “Ben niye şükredeyim. Emeğimle çalışıyorum kazanıyorum ki bu zamdan daha fazlası benim hakkım, neye şükredeyim?​” diyor. Eylül ayında zamlı ücretini alacak olan Fatma, “Ay başı geldiğinde bizimle beraber pazara markete gelip verdikleri zam neye yetiyor neye yetmiyor kendileri görsün. Sendikası hükümeti gelsin işçinin haline baksın eylülden sonra, ek işlere giden sağlık işçisi, en zor şartlarda çalışan sağlık işçisi, karnını doyuramayan sağlık işçisi” diyor.


DEĞİŞİM İSTİYORSAK ÖRGÜTLÜ OLMAK ZORUNDAYIZ

Birkaç ay önce Türkiye Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikasının (TÜHİS) dayattığı düşük zamma karşı eylemlerin de yapıldığı yapan Cerrahpaşa’da işyeri temsilcileriyle Cerrahpaşa’daki süreci ve işçilerin kamu TİS’inden nasıl etkileneceklerini konuşuyoruz.

İşçiler eylül ayında ilk zamlı ücretlerini alacak, bu ücretlerin yetmeyeceğini söylüyorsunuz. Eylülde Cerrahpaşa işçilerinin tepkisi nasıl olur?

Eylül ayında ilk zamlı ücretler alınacak ancak bu zamlı ücretlerle beraber işçiler geriye dönük ödemeleri de alacak. Dolayısıyla işçilerin eline toplu bir para geçecek. Bu para bir süre tepkiyi erteleyebilir ancak bunun kaçarı yok. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa ertesi gün kazan taşacak.

Cerrahpaşa’da TİS sürecinde örnek bir mücadele verildi, işçiler hakları için hastane bahçesinde eylemler yaptı. Bugün TİS imzalandı her şey bitti mi, bundan sonra Cerrahpaşa işçisi ne yapacak?

Birçok grubumuz var, o gruplar üzerinden sürekli iletişim halindeyiz. Sürekli aktifiz. Bu süreçte de işçileri her gelişmeden haberdar etmeye çalıştık. Mücadele yan yana gelme TİS ile başlamış olabilir ancak TİS’in imzalanması ile bitmeyecek. Çünkü TİS sorunları çözmedi, Cerrahpaşa’da sorunlar bitmez. Biz her sorun için yan yana gelemeyi öğrenmeliyiz. Yemekhanede kötü çıkan yemekler için bir şeyler yapabiliriz ya da ulaşım zamlarına karşı ses çıkarabiliriz. Eğer biz birlikteliğimizi korursak ne sendika ne de hükümet bu kadar ucuz kurtulabilir.

Cerrahpaşa işçilerinin sendikaya karşı tutumu nedir?

TÜHİS sözleşmesine kaldığımızda işçiler tepki göstermiş, kimileri gruplardan çıkmış, sendikadan istifa etmeyi düşünmüştür. Birçok sendika burada söz sahibi olmak istiyor. İşçilerin kimi istifa edip öbür sendikaya geçmenin çözüm olacağını düşünüyor ancak bu da çözüm değil. Bugün Türk-İş gider başka biri gelir ama işçiler örgütsüz olursa bir şey değişmez. Asıl mesele TİS sürecinde yakaladığımız birlikteliği korumak. Biz birlikte olursak sendikanın isminin bir önemi kalmaz, kapalı kapılarda iş çevirmeye cesaret edemezler.

İşçilerin tepkilerinden hükümetin payına düşen ne?

Cerrahpaşa’da birçok siyasi partiden insan var. Biz burada ekmeğimizin peşindeyiz. Ekmeğin peşinde olmak sadece akşama kadar temizlik yapıp alın teri dökmek demek değildir. Hakkın için mücadele vermek ekmek kavgasıdır. Her yerde büyük devlet olduğumuzu Avrupa’ya kafa tuttuğumuzu söylüyorlar ama işçilerin aç karnından haberleri yok. Belki de var ama işçiye o paraları vermek istemiyorlar. Sadece sağlık işçileri değil ülkede birçok kesim ekmeğe muhtaç yaşıyor. Bu aç insanların tepkiyi biraz da hükümete çevirmesi gerekiyor.


İŞÇİLER DÜŞÜK ZAMMA KARŞI HAFTALARCA EYLEM YAPMIŞTI

Cerrahpaşa işçileri, Çapa Tıp Fakültesinde Sağlık-İş ile TÜHİS arasında imzalanan sözleşmeyi görünce, ilk kez 16 Mart’ta yaptıkları eylemle, böyle bir sözleşmeyi kabul etmeyeceklerini duyurmuş, kendilerine TİS süreciyle ilgili bilgi vermeyen sendikalarını da göreve çağırmışlardı. İşçilerin TÜHİS sözleşmesine karşı haftalar süren eylemlerine, 28 Nisan’da 17 günlük “tam kapanma” gerekçesiyle ara verildi. İşçiler, rektörlüğün “İşten atarız” tehditlerine rağmen kapanmanın ardından eyleme devam etmek istiyordu. Ancak 18 Mayıs’ta işyeri temsilcileri ve az sayıda işçinin katılımıyla sendikada yapılan toplantıda eylemlerin sosyal medya üzerinden devam etmesi kararı alındı. İşçiler, sendikacıların sık sık hatırlattığı “grev yasağı” ve “işten atma tehditleri” baskısı altında, TÜHİS ile Yüksek Hakem Kurulu arasına sıkıştırıldı. “TÜHİS’i işçiler seçti” imajının verildiği Cerrahpaşa’da işçiler işin aslının “Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” olduğunu belirtmişti. Bu koşullar altında kamu çerçeve protokolünden çıkacak sözleşmeyi bekleyen Cerrahpaşa işçileri bu kez de Hak-İş, Türk-İş’in AKP hükümetiyle anlaşmasıyla enflasyona ezdirildi.


İŞÇİNİN CEBİNE NE GİRECEK?

Kamu TİS’inde imzalandıktan sonra AKP hükümeti, Türk-İş ve Hak-İş en düşük taban ücretin 4 bin 100 liraya yükseltildiği şeklinde açıklama yaparken, net ücretler ise dile getirilmedi.

Net ücret hesabına göre brüt 3 bin 577 liranın 4 bin 100 liraya çekilmesiyle, kamuda en düşük işçi ücreti asgari geçim indirimi (AGİ) dahil net 3 bin 199 lira oldu. İlk 6 ve ikinci 6 aylık zam oranları da eklendiğinde, kamu işçisinin cebine ilk 6 ay net 3 bin 533 lira, ikinci 6 ay 3 bin 711 lira girecek.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Sapanca'da İstanbuldere'deki inşaat suyun rengini değiştirdi, balıklar öldü

SONRAKİ HABER

AdkoTurk işçileri greve hazırlanıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa