AdkoTurk işçileri greve hazırlanıyor
Dört ay süren direnişte birçok deneyim edinen işçiler, işçilerin yaşadığı sorunların tek çözümünün birlikten geçtiğini ifade ediyor.
Fotoğraf: Evrensel
Tuncay SAĞIROĞLU
Çerkezköy
Sendikaya üye oldukları için Kod 29’dan işten atılan Adko Turk işçileri, direnişten sonra greve hazırlanıyor. Dört ay süren direnişte birçok deneyim edinen işçiler, işçilerin yaşadığı sorunların tek çözümünün birlikten geçtiğini ifade ediyor.
Çerkezköy OSB’de bulunan İndomie AdkoTurk işçileri Tekgıda-İş’e üye olmuş, uzun süren hukuk mücadelesinden sonra toplu sözleşme haklarını kazanmalarına rağmen patron TİS masasına gelmediği gibi sendika temsilcilerinin de içinde olduğu 20 işçi Kod 29’dan işten atılmıştı. Dört aydır kapı önünde çadır kurup direnen işçiler 23 Ağustos’ta toplu sözleşmeden doğan haklarını kullanarak greve çıkacak. Dört aylık direnişlerini grevle devam ettireceklerini ifade eden işçilerden Aynur Kalkan, “Bütün işçileri ve emek dostlarını grev günü yanımızda görmek istiyoruz” dedi. Songül Aydemir de “Patron şimdiye kadar bizi hiç dikkate almadı. Haklarımızı tanımadı. Bizi sömüreceği makine gibi gördü. Toplu sözleşme masasına dahi gelmedi. Şimdi yasal hakkımız olan greve çıkacağız. Grev günü mücadelemizi daha çok büyüteceğiz ve kazanacağız” diye konuştu.
‘HER FABRİKADA SENDİKA OLMALI’
Direnişlerini dört ay geride bırakan AdkoTurk işçileri bu süre içinde birçok deneyin yaşadı. İşçiler direniş süresi içinde kendi fabrikalarında mücadeleyi nasıl kazanacaklarını tartışırken aynı zamanda sınıf hareketinin sorunlarına da kafa yoruyor. Sendikalaşmanın uzun soluklu bir mücadele olduğunu ifade eden Songül Aydemir, “Ben daha önce Yünsa, Altınyıldız gibi sendikalı yerlerde çalıştım. Oralarda sendikanın ne demek olduğunu, işçilere sağladığı hakları biliyordum. Her işçi de daha iyi koşullarda çalışıp, daha iyi ücret almak ister. Her fabrikada sendika olmalı” dedi.
‘KOMİTE ŞEKLİNDE ÖRGÜTLENMELİYİZ’
Aynur Kalkan, “Her işçi sendikalı olmalı, ama bu yetmez. Fabrikalarda işçiler birlik olması için komiteler şeklinde örgütlenmeli. İşçi en doğru kararı verir ve mücadelesini eder” derken, söze giren Songül Aydemir, “Hakan Plastik greve çıktı. Grev bittikten sonra üç işçi işten atılmış. Bu işçiler de grevde öne çıkan işçilermiş. Şimdi sendika veya işçiler o üç işçiye sahip çıkmazsa nasıl olacak? Bundan sonra hangi işçi mücadele esnasında öne çıkar? Oysa orada sendikanın dışında işçi komiteleri olsa mücadele kararı alabilirlerdi. Sendikalar bazen bu konuları es geçiyor” dedi.
‘PATRONLAR ÖRGÜTLÜ YA İŞÇİLER?’
Çerkezköy OSB’de yüzlerce fabrikada on binlerce işçi çalışıyor. Bu işçilerin çok küçük bir kısmında sendika var. OSB’deki işçilerin birliği konusunu konuştuğumuzda Aynur “Patronlar burada örgütlü. Kendi aralarında anlaşıp zamları aynı düzeyde yapıyorlar. Biz direnişe başladık, bize karşı Vem İlaç, Botaş Nehir patronları bizimkilerin yanında. Onlar örgütlü ama ya işçiler? Biz örgütlü olmadığımızdan, birliğimizi sağlayamadığımız için istedikleri atı oynatıyorlar. İşçiler işsizlikten, borçlardan korksa da mutlu değiller. Bu sıkıntının son bulmasını istiyor. Ama birlik olmayınca elinden bir şey gelmiyor. Şimdi bir araya gelmenin zamanı” dedi.
‘BUNLAR HEP ZENGİNE ÇALIŞIYOR’
İşçilerin sorunları ve çözümünü konuşunca ülkenin yönetimi de konuşmanın dışında kalmıyor. Songül Aydemir şunları söylüyor: “Cumhurbaşkanı hep patronları kolladı. Pandemide onların borçlarını silerken biz onlar kazansın diye hep çalıştık. Bizim patron pandemide kâr etti ama ben işsiz kaldım. Böyle adalet olmaz. Cumhurbaşkanının 13 uçağı var ama bir tane yangın söndürme uçağı yok. Ormanlar yandı kül oldu. Şimdi oraya oteller siteler dikerler. Sel olur garibanın evi tarlası su altında kalır. Ben Samsunluyum. Bizim Çarşamba ovası çok verimlidir. Her yere HES yaptılar, tarımı bitirdiler. Bunlar hep patrona, zengine çalışıyor.”