Bozkurt’ta afetin tablosu: Balçıkla kaplanmış yollar, denizden taşan cesetler…
Felaketin ardından geldiğimiz Bozkurt’taki manzara korkunç. Birçok kişinin hâlâ kayıp olduğu Bozkurt’ta sel felaketini yaşayanlarla konuştuk, yurttaşlara sorduk.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Eylem NAZLIER
Kastamonu
Batı ve Orta Karadeniz’de yaşanan sel felaketinde en az 71 kişi hayatını kaybetti, sayı her geçen gün artıyor. Birçok kişi hâlâ kayıp. Kastamonu Bozkurt’ta balçıklarla kapanmış yollar açılıyor, enkazların kaldırılması için çalışmalar sürüyor. Felaketin artından geldiğimiz Bozkurt’taki manzara korkunç. Bozkurt’ta sel felaketini yaşayanlarla konuştuk, yurttaşlara sorduk.
FELAKET BÖLGESİNDE LÜKS ARAÇ KONVOYLARI…
Kastamonu Bozkurt'ta yaşanan sel felaketi sonrası bölgedeyiz. Bölgeye yaklaşırken yollardaki hasar gözümüze çarpan ilk şey. Yol kenarlarında toprak kaymış, ağaçlar devrilmiş. Bozkurt'a giden çok sayıda yardım tırı görüyoruz yolda. Bozkurt'a vardığımızda o araçlar yerini dini vakıfların yardım stantlarına bırakıyor…
Bozkurt'a girişte aracımız polis tarafından durduruluyor. İlçeye araçların alınmadığını söylüyorlar, gazeteciyiz dediğimizde içeri alınıyoruz. Belli bir noktada trafik kilit, çünkü ‘üst düzey yetkililer’ lüks araç konvoylarıyla ve onlarca korunmasıyla bölgede. Kısık sesle bile olsa buna tepki gösterenler de var.
"KIZIMDAN HABER ALAMIYORUM, KİMSE BİR ŞEY DEMİYOR"
Balçıklarla kapanmış yolların açılması ve enkazları kaldırmak için iş makineleri çalışıyor. Çamur ve mil içinde kalan onlarca araç, kimisi demir yığınına dönmüş durumda, ilçeden birer birer çıkarılıyorlar. Yol kenarlarında, her yerde sayısız araç plakası. Bölgede hâlâ kargaşa hakim. İtfaiye araçlarından, iş makinalarına kadar pek çok kurum çalışıyor, ama organizasyonsuzluk çok net bir şekilde görülüyor.
Evlerin çoğu harabeye dönmüş. Sel suları ikinci katlara kadar ulaşmış. Apartmanların altındaki dükkanların içinde eşya kalmamış. Bir beyaz eşya dükkanının önündeyiz, içeride hiç beyaz eşya yok. Çamur ve kütüklerle dolu dükkanlar.
Kaldırımın yanında bir kadın çantası dikkatimi çekiyor. Aklımda tek soru, hâlâ yaşıyor mu acaba? Az ötede bir kadın, kaldırım kenarına oturmuş ağlıyor. Sormak için yanına yaklaşıyorum, tek bir cümle kuruyor: “Kimse bir şey demiyor, kızımdan haber alamıyorum.”
ERDOĞAN İÇİN CAMİYE İNEBOLU'DAN HALI MI GETİRİLDİ?
Yollarda karşılaştığımız vatandaşlarla konuşuyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bozkurt'a ziyareti için caminin boşaltılıp temizlendiğini, orada kalanların bir yere yerleştirilmeden dışarı çıkarıldığını söylüyor vatandaşlar. Hatta İnebolu caminden de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın namaz kılacağı camiye halı götürüldüğü söyleniyor.
Bölgede en çok konuşulan şey kayıplar. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kayıp sayısını açıklarken, sayının fazla olduğunu söyleyenlere 'provokatörler' demişti.
Ancak şimdiye kadar net bir sayı açıklanmadı, çamurun altında arkadaşlarını, akrabalarını, eşini, dostunu arayanlar ise kayıp sayısının en az 300-400 olduğunu söylüyor: “Kaç kayıp biz biliyoruz, net sayıyı söylesinler” diyorlar.
DENİZ HER GÜN BİR CESEDİ DIŞARI ATIYOR
İnebolu Devlet Hastanesi ve Abana Devlet Hastanesi'nin morgunun çok az sayıda ceset aldığını belirtiyor vatandaşlar. O nedenle cenazelerin bir bölümünün İnebolu'daki Balık İşleme Tesisinde olduğu söylentisi yaygın. Soğuk hava tesisinde 2 gün önce yaklaşık 40 cesedin olduğunu söyleyen bir yurttaş, “İki gün önce 40 ceset olduğu söylenmişti ama ondan sonra çok ceset çıktı. Söylenen sayının üstünde” diyor ve ekliyor: “Yani çok ciddi enkaz çalışması yok. Enkaz kaldırma çalışmalarından sonra ceset sayısının artacağını düşünüyoruz. Çünkü herkes kayıplarını arıyor. Bulunamayan kayıplar var. Bunlar çamur ve mil içerisindeki araçların içerisinde ya da denizde olabilir. Her gün yeni bir cesedi deniz dışarıya atıyor.”
AFET NEDEN FELAKET OLDU?
Afetin neden felakete dönüştüğü sorusunun yanıtını herkes biliyor aslında. Şunları anlatıyor yurttaşlar: “Doğal afetler kaçınılmaz. Ama dere yataklarının aşırı daraltılması bunun böyle olmasının nedenlerinden biri. Biraz da rant. Müteahhitler insanlara sunuyor. İnsanlar genel olarak devlete güveniyor. Seçtiği insanlara kurumlara, belirli bir güven var. Ruhsat verilince sorun bitiyor sanıyorlar. İnsanların barınakları için eve ihtiyaç var. İlk etapta devlete güven var ve kendileri o dere yataklarından ev aldıkları ve ev yaptıkları için biraz da kendilerini sorumlu tutuyorlar.”
İktidara tepki var ancak bunun ‘Allah’tan geldiğini söyleyenlerin sayısı da artıyor. O zaman bölgede sayıları sürekli artan dini vakıfların da neden orada olduğu daha da anlaşılır hale geliyor.
KAYIPLAR BULUNSUN, ZARARLAR KARŞILANSIN…
Herkesin tek istediği kayıpların bulunması ve zararların karşılanması. Bir yurttaş anlatıyor: “Bozkurt esnafının ayakta durması imkansız. Karşılıksız olarak destek verilmeli. Burada insanların hem evleri hem dükkanları gitti. Tekrar geriye ödemeleri imkansız.”
EMEK PARTİSİ BATI KARADENİZ BÖLGE ÖRGÜTÜ KASTAMONU'DA: "SORUMLULAR HESAP VERSİN!"
Emek Partisi Batı Karadeniz Bölge Örgütü, sel felaketinin yaşandığı Kastamonu'nun Bozkurt ilçesine giderek yaşanan tahribatın boyutlarını yerinde inceledi. Selde zarar gören Bozkurt halkı için toplanan yardımlar ise İnegöl Kültür Dayanışma Derneğine götürüldü.
İnceleme sonrası Emek Partisi MYK Üyesi Arzu Erkan değerlendirmede bulundu: “Bizim gördüklerimiz taşkının, selin inanılmaz bir tahribata neden olduğu şeklinde. Bozkurtlu yurttaşlar ile yaptığımız sohbetlerden edindiğimiz izlenim, 2019 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bölgeye ilişkin uyarılar içeren raporunun doğruluğunu bir kez daha kanıtlıyor. Yine Orman Genel Müdürlüğüne ait depolama alanındaki tomrukların suyu tıkanması ve istinaf duvarının yıkılmasına canlı tanıklık etmiş olduk. Bütün bu taşkın bölgesi aynı zamanda imara açılmış. Dolayısıyla aslında bir kez daha, önlenebilecek bir doğal afetin nasıl hem ilgili bakanlık hem de yerel yönetim tarafından önlenmediğini gördük.” Erkan sürecin başından itibaren şeffaf yönetilmediğini söylüyor: “Gerek Kastamonu Bozkurt halkı gerek Türkiye halkı bütün bu yaşanan tahribatın ve acının tam boyutunu hâlâ tam olarak öğrenebilmiş değil. Dolayısıyla bir an evvel şeffaf bir şekilde, ne yaşandı, kaç insan hayatını kaybetti, kaç can kayıp bunun açıklanması ve bir an evvel bütün bu süreçte sorumluluğu olan başta ilgili bakanlıklar ve yerel yönetim olmak üzere herkesin görevden alınıp hakkında soruşturma başlatılması lazım.”