17 Ağustos 2021 17:19

Kocaeli'de 17 Ağustos anması: Yangınları, selleri, depremleri unutturmayacağız!

17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depremi dolayısıyla İzmit Anıtpark Deprem Anıtı önünde buluşan yurttaşlar, "Yangınları, selleri, depremleri ve tüm afetleri, yaşam için unutturmayacağız" dedi.

TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu'nun (İKK) çağrısıyla bir araya gelen emek meslek örgütleri ve siyasi parti temsilcileri, deprem anıtına karanfil bıraktı. Anma törenine HDP, EMEP, KESK ve Kocaeli Tabip Odası üye ve yöneticileri de katıldı. Anıt önünde konuşan TMMOB Kocaeli İKK Sekreteri Murat Kürekçi, "17 Ağustos Depreminin yarattığı ekonomik, toplumsal ve psikolojik sonuçları, toplumsal bir felaketi kentimizle birlikte, bölgemiz ve ülkemiz yaşadı. Yıllarca Depremlerin bir doğa olayı olduğu, doğal olmayanın ise afet olduğu ve afetlerde insanların canlarını yitirmesine ise uygulanan bilim ve akla aykırı, rant odaklı kamu yönetimi politikalarının neden olduğu söylene geldi. 17 Ağustos 1999 günü de binlerce canımızı deprem öldürmedi, insanı sevmeyen, saygı duymayan politikalar ve uygulamaları öldürdü" dedi.

"KENTTEKİ YAPILARIN YARISININ DÖNÜŞÜMÜ GERÇEKLEŞTİRİLMEDİ"

Son dönemde yaşanan doğa olaylarının ortaya çıkardığı tabloya da değinen Kürekçi, "Özellikle son dönemde ülkemizde yaşanan seller ve yangınlarda da sebep, yine insan ve doğaya düşman rant odaklı politikalardır. Kamusal önceliği olmayan politikalar ve uygulamalar can almaya devam ediyor. Yaşanan yıkım ve can kayıplarının olmasında, afet yönetiminin eksikliği, kamusal işlevlerin tasfiyesi, coğrafi riskler göz ardı edilerek kurulan şehirler, plansız ve çarpık kentleşme, imar afları, yanlış yerlerde mühendislik hizmeti alınmadan inşa edilen kaçak yapılar, denetimsizlik vb temel nedenler olmuş ve sonucunda yurttaşlarımız güvenliksiz ve sağlıksız yapılarda, risk altında yaşamaya mecbur bırakılmıştır" dedi. Yaklaşan İstanbul Depremine değinen Kürekçi, "Geçen 22 yıllık sürede, afet riski olan yerleşim yerleri taşınmadı; binalarımız depreme dayanıklı hale getirilmedi; kent merkezlerinde göstermelik alanlar dışında gerçek anlamda deprem toplanma alanları oluşturulmadı; afet sonrası kriz yönetim senaryoları hazırlanmadı ya da uygulamaları yapılmadı. Kamusal bir anlayışla yürütülmesi gereken 'yapı denetim' sistemi tümüyle ticarileştirildi. Odalarımız, mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme ve denetleme gerekliliklerde, yapı denetim süreçlerinden dışlandı. 'İmar Barışı' adı altında; projesi olmayan, hiçbir mühendislik hizmeti almamış kaçak yapılar yasallaştırıldı. 10 milyonun üzerinde kaçak yapının ruhsatlandırıldığı en son imar affıyla birlikte, yapı stokumuzun proje uygunluğu ve deprem dayanıklılığı konusunda denetlenme ihtimali de ortadan kaldırıldı. Kentimizde 17 Ağustos Depremi öncesi eski deprem yönetmeliklerine göre yapılmış ve kentimizdeki yapıların yaklaşık yarısını oluşturan yapıların ciddi anlamda denetlenerek dönüştürülmesi gerçekleştirilmemiştir" diye konuştu.

Kocaeli'de TMMOB İl Koordinasyon Kurulunun çağrısıyla Deprem Anıtı önünde bir araya gelen yurttaşlar 17 Ağustos depreminde hayatını kaybedenleri andı.

Fotoğraf: Evrensel

Defalarca kez yaptıkları uyarılar ve önerilerini BİR kez daha yinelediklerini söyleyen Kürekçi, "Bulunduğumuz coğrafyanın jeolojik yapısı itibariyle karşı karşıya kaldığımız doğa ve insan kaynaklı afet risklerine karşı 'afet güvenliğini önceleyen bir ekonomiyi, tedbirleri kararlılıkla uygulayan bir siyaseti ve afet farkındalığı yüksek bir toplumu' yaratmak ve bu yolda ilerlemek zorundayız. Yapı denetimi sistemi TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Ülke genelindeki yapılar incelenerek riskli yapılar tespit edilip güvenli hale getirilmelidir. Uygun olmayan zemin ve arazilerdeki yapılar derhal boşaltılmalıdır. Tüm yaşam alanlarımız bilimin ve teknolojinin rehberliğinde, insanların ihtiyaçları doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılmalıdır. Geçtiğimiz yıllar içinde 'İmar Barışı' adı altında yasallaştırılan yapılar derhal denetlenmelidir. Ayrıca, kaçak yapılar hiçbir biçimde affedilmemelidir" dedi.

"AFET YÖNETİMİ BİLİME VE TEKNİĞE DAYALI OLARAK OLUŞTURULMALI"

Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı'nın (UDSEP 2012- 2023) TMMOB'un da görüşleri alınarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Kürekçi, "Her şeyden önce bir çok kentimizde olmayan Deprem Master Planı oluşturulmalıdır. Vatandaşa hizmet edecek tüm kamu binaları, özellikle hastaneler ve okullar depreme güvenli hale getirilmelidir. Yapı Stok Envanteri çalışmaları yapılarak, risk bölgeleri haritaları çıkartılmalıdır. Acil toplanma alanları uluslararası standartlara uygun hale getirilmeli;  olası bir afette İnsani ihtiyaçları karşılayacak şekilde şimdiden hazırlanmalıdır. TMMOB gibi kurumların, afet yönetimi sisteminden dışlanmasına son verilmeli, öneri ve itirazlarımız dikkate alınmalıdır. İlimizde hala depremde ağır hasar alan binaların çok az kısmının yıkıldığı bilinmektedir. Sadece konutlar değil, sanayinin yoğun olarak kurulu bulunduğu kentimizde, endüstriyel tesisler ve diğer üretim kuruluşlarında alınması gereken deprem önlemleri göz ardı edilmemelidir. Depolama tanklarının deprem sonrası oluşturacağı tehditler, afet risk yönetiminin asıl konularından olmalı, yanıcı, parlayıcı-patlayıcı, zehirli ve boğucu ürünlerin depolandığı alanlarda, deprem sonrası olası riskler değerlendirilmeli, patlama ve yangınlara karşı önlemler alınmalıdır. Tesis ekipmanlarının deprem güvenliği kontrol edilmeli, deprem anı güvenlik sistemlerinin etkinlik kontrolleri periyodik olarak yapılmalıdır. Afet sonrası olası kazalara müdahale edebilmek için enerji kesintilerine yönelik tedbirler alınmalıdır. Liman tesislerinde Deprem Risk Değerlendirmesi ve önlemleri alınmalıdır. En büyük yıkımı kentimizde yaşadığımız 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depremi ile bir kez daha farkına varılan, ancak ders almakta halen yetersiz kalınan afet yönetimi, bilime ve tekniğe dayalı olarak oluşturulmalıdır" dedi. (Kocaeli/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et