17 Ağustos 2021 18:07

17 Ağustos depreminin 22. yıl dönümü: Yangınlar, depremler, seller afet değil cinayet

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri 17 Ağustos depreminde hayatını kaybedenleri andı, afetlere karşı hâlâ önlem almayan iktidarı bir kez daha uyardı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Beşiktaş Barbaros Meydanında İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla 17 Ağustos Depremi'nde yaşamını yitirenler anıldı, üzerinden 22 yıl geçmesine rağmen hâlâ afetlere karşı önlem alınmadığı ifade edildi.

Basın açıklamasını İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına Hülya Sapaz okudu

Son 10 günde Manavgat, Muğla ve Dersim'de orman yangınları, Van, Kastamonu ve Sinop' ta ise oluşan selleri hatırlatarak Türkiye'nin adeta felaketler ülkesine döndüğünü ifade eden Sapaz, "Yangınlar ve seller sadece orman alanlarından kıyıya uzanan devasa lüks otelleri, derelerin üzerine yapılan inşaatları, HES’lerin betonunu değil rant uğruna insan canının, doğanın, hayvanların nasıl yok sayıldığını da bir kez daha gösterdi. AKP’nin yirmi yılının özeti “doğa cinayetleri, kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, ırkçılık, ayrımcılık…” Bugün bunların hepsinin sonuçlarını aynı anda yaşıyoruz. Hiçbiri tesadüf değil, hiçbiri münferit değil. Ülkemiz dolaylı ya da doğrudan iktidar tarafından taammüden işlenmiş cinayetlerle dolu" diye konuştu.

"KARADENİZ'İN SOMA'SI BOZKURT OLDU"

Kastamonu, Sinop ve Bartın’daki büyük felaketin ardınfan her geçen gün yaşamını yitirenlerin sayısının arttığını ve hala kayıpların var olduğunu söyleyen Sapaz "Bölge halkının verdiği bilgilere göre bu rakamlar yüzlerle ifade ediliyor. Karadeniz’in Soma’sı Bozkurt oldu. Sermaye, devlet iş birliğiyle göz göre göre gelen bir katliam. Kastamonu Bozkurt, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü taşkın tehlike haritalarında yer alıyor. 2019 yılında hazırlanan raporda Bozkurt'ta taşkın suyunun hızı ve derinliğinin sorunlu olduğu, derenin sağındaki yerleşimin yüksek taşkın tehlikesine maruz kalacağı belirtiliyor. Nüfusun %45,6'sı etkilenebilir deniyor. Buna rağmen önlem alınmıyor. Bozkurt’ta dere yatağı imara açılıyor" ifadelerini kullandı.

Dere ıslahı adı altında inşaat alanı yaratmak için dere yatağının küçültüldüğünü belirten Sapaz, Ezine çayı üzerine daha önce yürütmesi durdurulduğu halde sonuç alınamayan, ÇED raporunun bile ortada olmadığı bir durumda acele kamulaştırma kararıyla yapılan Berke Elektrik Üretim A.Ş. tarafından işletilen Ebru HES'in  kurulduğunu ifade etti. Sapaz, "Bu şirket Türkiye Petrolleri’ni AKP döneminde bünyesine katarak, kamu bankalarından düşük faizli krediler alarak büyüyen Zülfikarlar Holding’e ait. Sel Bozkurt’u yok etmeden önce ilçede polis araçlarıyla HES’in patladığı insanların caddeden araçlarını çekmesi anonsu yapılıyor. Bu konu hala açıklığa kavuşturulmuş değil. Derenin üstüne kurulan 3 yıllık 8 katlı bina su gelince yerle bir oluyor… Tarım ve Orman Bakanlığı taşkınla Bozkurt nüfusunun yarısının etkileneceğini öngörmüş ama taşkının yıkımını arttıracak ne varsa izin verilmiş. Neden sorusunun tek bir yanıtı var. İnşaat şirketleri, enerji şirketleri, devlet kurumları ve bu işleyişi organize eden iktidarın kurduğu rant şebekesi kazanabilsin diye" diye konuştu.

Orman yangınlarının doğal bir gidişatın sonucu olmadığını, sermayenin rantını önceleyen politikalarla doğanın ve yaşamın yağmalandığını kaydeden Sapaz, "Bizler iklim krizine karşı önlem alın derken, ortada bilimsel veriler varken iktidar madencilikle, lüks otel ve konut projeleriyle, devasa yollarla, mega katil projelerle doğal alanları yok etmeye devam ediyor. Sarayın on iki uçağı var ama Türk Hava Kurumu’nun yangın söndürecek uçağı yok. İktidar yangınları seyretti" dedi.

"20 YILDIR YÖNETENLER BU CİNAYETLERİN FAİLİDİR"

17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nin üzerinden 22 yıl geçtiğini ancak 22 yılda bir arpa boyu yol kat edilmediğini söyleyen Sapaz,  Depreme hazırlanması gereken bu şehirde (İstanbul) sadece Erdoğan’ın iktidarda kalması için sermayeye sunduğu büyük rant projesi Kanal’ın hazırlıkları yapılıyor. Daha dün Başakşehir’de bazı mahallelerde insanların evlerine Halkalı-Ispartakule Arası (Kanal İstanbul Geçişi) Demiryolu nedeniyle acele kamulaştırma kararları geldi. 1. 2. ve 3. derece deprem riski olan bir alan üzerine yapılacak bu beton kanal projesi Avrupa yakasını ikiye ayıran, iki yakasına milyon nüfuslu yeni bir şehir kurmayı hedefleyen ve olası bir depremde can kayıplarının çok daha fazla olmasına neden olacak bir rant projesi. Yapılması gereken rant kanalı gibi projelerden vazgeçip bilim insanlarıyla, meslek odalarıyla, yerel belediyelerle, demokratik kitle örgütleriyle ve İstanbul halkıyla beraber, depreme karşı alınabilecek önlemlerin ve depremin zararlarının en aza indirilmesi için gereken tedbirlerin bir an önce planlanması ve hayata geçirilmesidir" ifadelerini kullandı.

22 yılın üstüne hala afetlere karşı önlem almayanların, doğayı ve kentleri rant politikalarıyla cinayet mahalline çevirenlerin sorumluluğunun ört bas edilmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Sapaz, açıklamayı şu sözlerle noktaladı: Ülkemizde yaşanan yangılar, seller, depremler afet değil cinayettir. Önlem almayanlar, rantçı politikalarla ülkeyi 20 yıldır yönetenler bu cinayetlerin failidir. Bütün işlediğiniz suçların hesabını tek tek soracağız. Yaşamı ve doğayı savunmaya devam edecek, yaralarımızı dayanışmamızla saracağız. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Almanya'da binlerce kişi Afganistan'da tehlikede olanların tahliye edilmesini istedi

SONRAKİ HABER

KESK Adana Şubeler Platformu: TÜİK'in enflasyon oranı emekçileri yoksullaştırıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa