Taner Triko’da patrona rekor, işçiye işsizlik düşüyor
Bir yıl önce boya-apre kısmından üretimin 60 tondan 550 tona çıktığı Çorlu’daki Taner Triko’da konfeksiyon bölümünün kapatılmasıyla onlarca işçi tazminatsız işten atıldı.
Görsel: Lidya Nada-Unsplash
Tuncay SAĞIROĞLU
Çorlu
Patronlar pandemiye rağmen üretim rekorları kırarken işçilere ise baskı, ağır koşullar ve işsizlik düşüyor. Bir yıl önce boya-apre kısmından üretimin 60 tondan 550 tona çıktığı Çorlu’daki Taner Triko’da konfeksiyon bölümünün kapatılmasıyla onlarca işçi tazminatsız işten atıldı.
Firmanın rekor üretim artışını işçi sayısını arttırmadan yaptığını belirten işçiler, yeni makineler alınarak fabrikanın yenilendiğini, fazla mesai yaparak çalışan işçilerin ise en ufak itirazda işten çıkarıldığını söylüyor. Ramazan ayı hariç her ay ortalama 100-120 saat fazla mesai yaptığını ifade eden, kuru bölümde vardiya amirliği yapan Enes Işık, annesi hastalandığı için birkaç günlüğüne memlekete gitmek için izin aldığını, ama daha izin bitmeden geri çağrılıp ‘Ya gel ya istifa et’ baskısına maruz kaldığını aktardı. Baskılara dayanamayan Işık sözleşmesini tek taraflı feshederek işten ayrıldığını söyledi.
Bir yıldır kuru bölüm vardiya amirliği yapan Enes Işık “Bir yıl içinde işçi sayısı artmadan üretim neredeyse 10 katına çıktı. Ben neredeyse her ay 100-120 saat fazla mesai yapıyordum. Pandemi döneminde mesaiye kalmayanlar cezalandırılmak için ücretsiz izne gönderiliyordu. Her işçi iki-üç iş yapıyordu. Evin yolunu unutmuştuk. Eve gidince de pestilimiz çıkıyordu” dedi.
‘PİYASANIN EN DÜŞÜK ÜCRETİ BİZDE’
Çorlu piyasasının en düşük ücreti ile çalıştıklarını belirten Işık, “Operatörler 3 bin 500 lira, boyacılar 3 bin 700 lira, arkacılar ise 3 bin lira civarı ücret alıyor. Bu para yetmediği için fazla mesai parasına muhtaç kalıyoruz. Ama bir noktadan sonra çekilmiyor. Pandemi döneminde bile sürekli çalışırken 15 Temmuz resmi tatilinde fazla mesai paraları düşürüldü. Biz köle gibi çalışırken patron nerden ne kısarım diyor. Bir de bunun üzerine hakaret işitiyoruz” diye konuştu.
Yazın kavurucu sıcağında 60-65 derece sıcaklıkta çalışmak zorunda olduklarını belirten Enes Işık “Fabrikada klima ve havalandırma sistemi yok. Yüksek maliyetli diye kurmuyorlar. Tekstil fabrikaları ham kumaş işlendiğinden dolayı sürekli toz olur. Havalandırma olmadığından dolayı o tozu ciğerlerimize çekiyoruz. Ciğerlerimiz kimyasal dolu. Hangi renk kumaşı işliyorsak bedenimiz de dahil bütün ortam o renge boyanıyor. Bunun için hiç önlem almadılar. İtirazlarımız sonucu sadece fan aldılar. O da hiçbir işe yaramıyor” dedi.