Yoksulluk kadınları çamaşırhanede buluşturuyor
Emekçileri mülteci, vatandaş demeden aynı çamaşırhanede birleştiren ortak noktaları işsizlik, yoksulluk ve sömürü. Geçtiğimiz yıl hayata geçirilen çamaşırhaneden faydalananların sayısı artıyor.
Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel
Naile ERÇELİK
Volkan PEKAL
Adana
Adana’da ücretsiz hizmet veren çamaşırhane, yoksul mülteci kadınların ‘buluşma’ merkezi oluyor. Geçinemeyen, evde yaptıkları ucuz işlerle sömürülen kadınlar çamaşırlarını ücretsiz yıkatabiliyor. Yüksek kira, yüksek elektrik ve su faturaları, meyve almadan dönülen pazar alışverişi, düşük ücret, işsizlik en çok can yakan sorunlar arasında.
Adana Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığına bağlı Göç ve Göçmen İşleri Şube Müdürlüğü bünyesinde kurulan çamaşırhane mültecilere ve vatandaşlara ücretsiz hizmet veriyor. Emekçileri mülteci, vatandaş demeden aynı çamaşırhanede birleştiren ortak noktaları işsizlik, yoksulluk ve sömürü. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) iş birliği ile geçtiğimiz yıl hayata geçirilen çamaşırhaneden faydalananların sayısı her geçen gün artıyor. Yüksek enflasyon, yüksek faiz, işsizlik ve yoksulluk tablosunun sonucu olarak her gün daha fazla kişi çamaşırlarını burada yıkıyor. Kayıtlı çalışma şansları neredeyse hiç olmayan mülteciler de bu tabloya dahil.
“DETERJAN FİYATI, KİRA, ELEKTRİK FATURASI ÇOK YÜKSEK”
İmam isimli mülteci kadın, inşaat işçisi olan eşinin işsizlik nedeniyle Adana’yı terk edip iş için İstanbul’da olduğunu anlatıyor. Elektriğe de çok fazla zam yapıldığını ifade eden İmam, “4 tane çocuk var. Kiralar bizi çok zorluyor. 9 bin lira (yıllık) kira ödüyoruz. Çamaşır makinesini çalıştırınca su ve elektrik sarf ediyor. Su, elektrik faturası 300 lira geliyor. Deterjan pahalı. Yemek derdi, sebze fiyatları… Hepsi ayrı dert. Yetişmiyor. O yüzden ara sıra buraya getiriyorum” dedi.
“BAZEN DETERJAN PARAM OLMUYORDU”
8 nüfusun çamaşır masraflarını karşılamakta zorluk çeken Hatice, evde sadece eşinin çalıştığını anlatıyor. Eşi ayakkabı işçisi. Sigortasız çalıştırıldığı için pandemiyi işsiz geçirmiş.
Hatice, bu süreçte çamaşır makinesi de bozulunca çamaşırhaneyi keşfetmiş. “Elektrik, su pahalı. En ucuz deterjanı alıyoruz ama yine de almakta zorluk çekiyorum” diyen Hatice, “Yumuşatıcıyı alamıyorum. Her şey ucuz olsa ben harcayacağım parayı esirgemezdim. Evde yıkardım. Ama bu son 1 yıl çok sıkıntılı geçti. Su pahalı, elektrik pahalı. Deterjan, sebzeler, her şey pahalı. Gücümüz yetmiyor. Evde yıkasam bazen deterjan alacak para olmuyordu. Ondan, bundan borç alarak deterjan getirtiyorduk. Ama burada yıkayarak idare ediyoruz.” dedi.
“PAZARA GİDİP MEYVE ALMADAN DÖNÜYORUM”
Ayakkabı sektöründe son yıllarda iş olmadığını anlatan Hatice, yaşadıkları zorlukları şu sözlerle dile getirdi:
“Bir ay çalışıyorsa 2 ay oturuyor. Eşimin yapabileceği başka bir iş de yok. 16 yaşındaki oğlum da onunla birlikte işe gidiyor. Okula gidemiyor. Evde küçük olan 3 çocuk okula gidebiliyor. Ev kalabalık ama iş yok. Çalışmadığımız zaman bakkallardan borca alıyoruz, çalışınca veriyoruz. İş yok ama kalabalığız. Yılda 7 bin lira kira veriyoruz. Elektrik çok zamlandı. Faturalar yüksek geliyor. Adana’da meyve ucuzdu. Burada bile fiyatlar çok arttı. Ben bazen pazara 50 lira ile gidiyorum, bazen 100 lira ile gidiyorum. O paraya göre alıyorum. Hangi sebze ucuzsa alıyoruz ama meyveye gerek yok diyoruz.”
EVDE CEVİZ DİZEREK PARA KAZANIYOR
İşsizliğe çare olarak şekerleme üreten bir imalathane için parça başı ceviz ayıkladıklarını anlatan Hatice, “Çocuklarımla evde ceviz yapıyoruz. Fabrikadan getirip çocuklarımla birlikte ceviz kırıp, ipe diziyoruz. Ne yapalım? Olmuyor. Geçim çok zor burada. İş olsa çocuk da düzgün bir işte çalışır. Her şey pahalı. Sıkıntımız var. ‘Suriyelilere Türkiye yardım ediyor’ deniyor ama Avrupa’dan gelen para var. Kişi başı 150 TL. Su, elektrik yatır, tamam. Eve girmez o para” dedi.
“EŞİM ALMANYA’YA GİTTİ, BİZ GİDEMİYORUZ”
Eşi Almanya’ya giden Vezira, isimli kadın 4 çocuğu ile birlikte eşinin ailesi ile birlikte yaşıyor. İşsizlik nedeniyle 12 nüfuslu evin tüm çamaşırları buraya geliyor. Başlarda maddi imkansızlıktan aynı evde kalmak zorunda kaldıklarını anlatan Vezira, eşinin kaçak yollardan Almanya’ya gittiğini ancak evli olduklarını ispatlayamadıkları için kendilerinin gidemediğini söyledi. Evin geçimi plastik atık toplayıcılığı ile yapılıyor. İki aile bir arada olduğu için masrafların arttığını ifade eden Vezira, “Aldığımız para yetmiyor. İş yok. Eşim yetiştiremiyordu. Eski toplamaktan ne olacak? Bu yüzden kaçak olarak Almanya’ya gitti. 1.5 yıl oldu. Onun yanına gitmek istiyoruz ama evraklarımız yok. Ne pasaportumuz ne de aile cüzdanımız var. Aile birleşimi yapamıyoruz. Bizim oraya gitmemiz içinse paramız yok” dedi.
HAFTADA 300 LİRAYA EVDE İŞ YAPIYORUZ
İçinde bulunduğu çıkmaz, anlatırken gözlerinin dolmasına neden oluyor. Birçok zorluğu bir arada yaşıyor. Evde hem anne hem baba hem evlat olduğunu söyleyen Vezira, “Eşim burada olmadığı için her şey çok ağır. Kayınbaba, kayınvalide var. Onları hastaneye ben götürüyorum. Çocukları okula ben götürüp getiriyorum. Bazen kaynanam iş getiriyor. Kuyumcuların kullandığı kartın kutularını kapatıyoruz. Yaptığımız kadar para alıyoruz. İki haftada 300 liralık iş çıkarıyoruz. İş zor ama parası o kadar çıkmıyor” dedi.
EVİ ÇOCUKLAR GEÇİNDİRİYOR, YETMİYOR
Vatva da 8 çocuklu kalabalık aileye sahip. “Kalabalık aileyiz. Masrafımız çok. Eşim çalışmıyor” diyor. Savaşta atılan bombalar nedeni ile eşi belinden yaralanmış. Evi 19 ve 20 yaşlarındaki Ahmet ve İbrahim oto tamirinde çalışarak geçindiriyor. Evinde çamaşır makinesi olmadığını ifade eden Vatva, “Bozulduktan sonra daha da alamadık. Sağ olsunlar buradan faydalanıyoruz. Personel çok yardımcı oluyor” dedi.