ODTÜ Emek Gençliği Türkiye'ye göçü ve mültecileri konuştu
Göç ve Mülteciler Ekseninde Türkiye söyleşisinde konuşan EMEP Genel Başkanı Akdeniz "Esas sorunu yaratanın kapitalist sistemin yapısı olduğu için en nihayetinde kapitalizmin yıkılması gerekiyor" dedi.
Görsel: Ercüment Akdeniz'in katıldığı online söyleşinin ekran alıntısı
ODTÜ Emek Gençliği, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ile "Göç ve Mülteciler Ekseninde Türkiye" başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide konuşan Akdeniz, mülteci politikalarının sadece AKP’nin ümmetçi tutumuyla açıklanamayacağını söyleyerek bu politikaların Türkiye burjuvazisi tarafından da ucuz ve güvencesiz işgücü sağladığından dolayı desteklendiğini ifade etti. Kısa ve uzun vadede yapılması gerekenleri sıralayan Akdeniz, "Cenevre Sözleşmesi’nin kazanımlarının korunması, BM Mülteci Komiserliği’nin baskı altına alınarak sorumluluk almaya zorlanması, karşılıklı entegrasyonun sağlanması gibi çözüm önerilerinin sonunda, esas sorunu yaratanın kapitalist sistemin yapısı olduğu için en nihayetinde kapitalizmin yıkılması gerekiyor" diye konuştu.
EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, söyleşide dünya üzerinde yaklaşık 270 milyon mülteci olduğunu, bu nüfusun çeşitli sebeplerden zorla yerlerinden edilmiş yaklaşık 80 milyon mülteci barındırdığını ve mülteci nüfusun neredeyse 160 milyonunun işçi olduğunu belirtti. Birkaç ülke büyüklüğündeki bu insan nüfusunun aslında bir tür kıtalar arası emek transferi olduğunu söyleyen Akdeniz, bu durumun tekelci kapitalizmin bir tezahürü olduğunu ve aynı zamanda bu mülteci işçilerin varlığının, sınıf bilincinden ve sendikal mücadeleden yoksun oldukları için kapitalist sistem tarafından da arzulanan bir durum olduğunu vurguladı.
"AKP’NİN POLİTİKALARI PAZAR UĞRUNA GÖÇ SORUNUNU DERİNLEŞTİRİYOR"
Akdeniz, Türkiye’deki her vatandaşın aslında bir mülteci adayı olduğunu belirterek, "Türkiye’deki pek çok genç fırsatını bulduğunda ülkeden ayrılmak istiyor. Yarın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Avrupa’ya göç ettiğinde, bugün Türkiye’de bulunan mültecilerin karşı karşıya kaldığı olumsuz tutumun bir benzeri ile karşılaşması oldukça muhtemel. AKP’nin politikalarının bir noktası da Neo-Osmanlıcılık ve ümmetçi bir yaklaşımla meseleye bakması. İşin esasında bu politikaların yeni pazar arayışının ve bir tür emperyalist yayılmanın vasıtası” dedi. Mülteci politikalarının sadece AKP’nin ümmetçi tutumuyla açıklanamayacağını, bu politikaların Türkiye burjuvazisi tarafından da ucuz ve güvencesiz işgücü sağladığından dolayı desteklendiğini ifade etti. Son gelinen durumda göçmen emeğinin sağladığı bu ucuz işgücü Türkiye burjuvazisi arasında bir gerilime bile neden olduğunu söyleyen Akdeniz, Arzu Sabancı’nın göçmen karşıtlığının bu açıdan da okunması gerektiğini ifade etti. ABD’nin ve AB’nin göç meselesine karşı tutumlarının da Türkiye’deki mülteci meselesini daha da derinleştirdiğini söyleyen Akdeniz, “AB’nin esas amacı hem mültecilerin kendi topraklarına girmesinin engellemek için Türkiye’yi para karşılığı bir depo olarak kullanmak, hem de ihtiyaç duyduğu ucuz ve güvencesiz işgücünü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile burada yaşayan mültecilerden kiralık olarak yerleşme izni vermeksizin temin etmek" dedi.
ÇÖZÜM İÇİN İŞÇİ SINIFI TEMELLİ BİR MÜCADELE
Akdeniz, her mülteci karşıtı tutumun doğrudan ırkçılık ve faşizm olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayarak, "Vatandaşların kaygıları dikkate alınması gerekiyor, aksi takdirde gerçekçi olmayan çözümler bir sonuç getirmeyecektir. Mücadele göçmen-yerli ayrımından yürütülemez. Bir sosyalist olarak en başta tüm işçi sınıfının haklarının savunulması gerekiyor diye düşünüyorum" dedi.
Kısa ve uzun vadede yapılması gerekenleri sıralayan Akdeniz, "Cenevre Sözleşmesi’nin kazanımlarının korunması, BM Mülteci Komiserliği’nin baskı altına alınarak sorumluluk almaya zorlanması, karşılıklı entegrasyonun sağlanması gibi çözüm önerilerinin sonunda, esas sorunu yaratanın kapitalist sistemin yapısı olduğu için en nihayetinde kapitalizmin yıkılması gerekiyor. Türkiye’ye gelen mültecilerin çok büyük kısmı kır toplumundan geliyor. Burada kapitalizm ile tanışıyor ve küresel işçi sınıfının bir parçası olduyorlar. Eğer bu işçi sınıfı bilinçlendirilirse Türkiye tüm dünyadaki işçi sınıfı hareketinin güçlenmesinde öncü bir rol oynayabilir" diye konuştu.
"GİDİP ANLATMADAN BU SORUNLARI ÇÖZEMEYİZ"
Katılımcıların sorularıyla devam eden söyleşide Akdeniz, mültecilerin AKP için bir oy tabanı olarak kullanılmasına dair sorulan soruya hali hazırda Türkiye’deki işçi sınıfının bir kısmının da AKP’nin oy tabanını oluşturduğunu belirterek nasıl işçi sınıfı içinde bir aydınlatma ve örgütlenme çalışması yürütülüyorsa Suriyeli ya da Afganistanlı mültecilerle de bu şekilde ilgilenilmesi gerektiğini söyledi. Akdeniz, anlatmadan bu sorunları çözülemeyeceğini vurguladı. (Ankara/EVRENSEL)