21 Ağustos 2021 09:56

Boğaziçi Akademisyenleri: Kayyum inadına karşı mücadele sürecek

Erdoğan, Melih Bulu'nun yerine Boğaziçi Üniversitesi'ne Naci İnci'yi rektör olarak atadı. Akademisyenler bir kez daha iradelerinin yok sayıldığını vurgulayarak “Mücadelemiz devam edecek” dedi.

Fotoğraf: Can Candan

Paylaş

Eylem NAZLIER
Vural NASUHBEYOĞLU
İstanbul

Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum rektör Melih Bulu, öğrenci ve akademisyenlerin aylardır süren direnişleri sonucu görevden alınırken yerine kimin atanacağı merak konusuydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevden aldığı Bulu'nun yerine yardımcısı ve vekili Naci İnci'yi yine bir gece yarısı kararnamesiyle Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atadı. Vekaleten göreve atanan Naci İnci ilk iş olarak Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden Can Candan’ın görevine son vermişti.

Yeni atamaya tepki gösteren Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, yaptıkları oylamada güven oyu verdikleri 17 aday varken en yüksek karşı oyu alan kişinin rektör olarak atanmasına tepkili. Bir kez daha iradelerinin yok sayıldığına dikkat çeken akademisyenler “Özerk bir üniversite için doğruları anlatmaya ve bu zihniyete karşı mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

"EN UYGUN OLMAYAN KİŞİ: İNCİ"

Rektör atamasını gazetemize değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi akademisyeni ve rektör adaylarından Prof. Dr. Cem Say, İnci’nin son 9 ayda yaptıkları Boğaziçi’ne yönetici olamayacağını ve hukukla başı hoş olmayan biri olduğunu çok net gösterdiğine vurgu yaparak “Naci İnci, bu iş için en uygun olmayan kişidir” ifadelerini kullandı.

"DOĞRULARI ANLATMAYA DEVAM"

Üniversitelerin özerk olması gerektiğini ve bunun bir sebebi olduğunu dile getiren Say “Bu hem üniversite ilk ortaya çıktığından beri var, hem de bizim anayasamızda da yazılı. Özerk demek kendi kendini yöneten demek. Özerklik, yöneticisinin kim olacağı hakkında söz sahibi olmak demek” hatırlatmasını yaptı. 2021’in başından beri bunu anlatmaya çalıştıklarını ama anlatamadıklarının bir kez daha göründüğünü dile getiren Say “Melih Bulu’nun ortadan kaybolmasıyla Boğaziçi Üniversitesi akademisyeni olan 17 kişi rektör adayı YÖK’e başvurdu. Bu 17 aday Boğaziçi akademisyenlerinden çok yüksek bir düzeyde güven oyu aldı. Bulu ekibinden olan İnci ise yüzde 95 karşı oy, Kunbaroğlu da yüzde 93 karşı oy aldılar. Yani Boğaziçi akademisyenleri İnci ve Kunbaroğlu’nu istemediklerini çok net gösterdiler” dedi.

"Peki bundan sonra ne olacak?​’ sorumuza Say (gülerek), Boğaziçi Üniversitesi hocası olarak birçok işinin yanı sıra bu işin doğrusunu ‘Öğreten adam ve oğlu’ karikatüründe olduğu gibi anlatmaya devam edeceğini söyledi.

"BU ŞEKİLDE YÖNETİLMEYİ HAK ETMİYORUZ"

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden ve güven oyu olan rektör adaylarından biri olan Prof. Dr. Mine Eder, bu şekilde yönetilmeyi hak etmediklerine vurgu yaparak “Tüm mezunların, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin destek verdiği 17 aday vardı. Boğaziçi bileşenlerinden destek alamayan ise 2 aday vardı. İnci’nin yüzde 95, Kunbaroğlu’nun yüzde 93 oranında kabul görmediğini kamuoyuyla da paylaşmıştık. Buna rağmen İnci’nin rektör olarak atanması, aslında üniversitenin demokratik iradesinin hiç bir şekilde tanımadığını gösteriyor” dedi. 17 adayı rektörlüğü, emir komuta zincirinin işlediği tepeden inme bir anlayışla yönetilen bir üniversite görmek istemiyoruz demek için çıkardıklarını belirten Eder “Okulun yüzde 95'inin güven oyu vermediği bir kişi, tepeden inme bir şekilde görevi kabul ediyor. İktidar pratiğinin ne olduğunu biliyoruz ama hocamızın bunu kabul etmesi yüz kızartıcı. 'Ben emir komuta zincirinde bu işi yapıyorum' şeklinde bir iletişim modeline geçmiş oluyoruz maalesef. Buna karşı itirazımızı hukuk çerçevesinde dile getirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

"İRADENİZİ TANIMIYORUZ" DEDİLER

İradelerini belirtmek için de güven oyuna gittiklerini ve net bir irade ortaya çıktığını hatırlatan Eder “Yüzde 95 karşı oy alan birini rektör olarak atamak ‘sizin iradeniz tanımıyoruz’ demek. Demokratik iradeye bu olaya çok saygı duyduğunu söyleyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Hukuken bizim rektör seçmemiz ya da kendi seçtiğimiz rektörün bizi yönetmesi mümkün değil. Ama en azından biz bu göz önüne alınır diye ummuştuk. Siyasi olarak görüşleri birbirinden çok farklı, 17 hocayı sunmuş olmak önemli bir başarıydı. Bu bir çözüm önerisiydi ama anladığım kadarıyla bir çözüme gidilmek istenmiyor” diye konuştu.

“Neden bu kadar gerginlik yaratılıyor inanın bunu anlayamıyorum” ifadelerini kullanan Eder “17 kişiden kim seçilirse seçilsin bizim için önemli değildi. Yönetici prensiplerini koruyacaklarına ve yalnızca koordinatör olarak rektörlük yapacaklarına dair söz vermiş insanlardı. Biz o yüzden o adayları istedik. O kadar çok aday çıkarmamızın sebebi de buydu. Hakikaten hayretler içinde izliyoruz” dedi. İnci için, 'içeriden atadık şimdi ne istiyorsunuz?' diye soracaklarını belirten Eder “Biz başından Boğaziçi prensipleri ve kültürünü anlamış yöneticiler istiyoruz dedik. En üzüldüğüm nokta üniversitemizde hocalık yapmış bir öğretim üyesinin bizim bu yönetici modelimizi anlamamış olması. İdari deneyimi de yok, bilmediği alanda ben yaptım oldu şeklinde yönetecek. Yoksa neden biz güvensizlik oyu verelim ki. Bize bu sinyalleri verdi” dedi.

"DERDİMİZ KİŞİLERLE DEĞİL ZİHNİYETLE"

İnci’nin vekaleten görev yürüttüğü dönemde ‘Ben sizin istediğiniz yönetici modeliyle burayı yönetmeyeceğim, beğenmiyorum, sevmiyorum sözleşmesini sona erdirdim, dersini verdirmiyorum' dediğine dikkati çeken Eder “Bunlar üniversitemizde örneği görülmemiş şeyler. Çünkü bizde bu tür konulara birimler karar verir, koordonatördür rektör. Orada baya tartışılır ondan sonrada en son karar fakülteden geçer ve sonra rektörlüğe gelir. Kişisel bir durum yok, üniversitenin prensiplerini benimsemediği başından beri çok netti. Çok üzgünüz. Derdimiz kişilerle değil zihniyetle altını çizdik. Mücadelemiz hukuk çerçevesinde devam edecek” diye konuştu.

"İNCİ MEŞRU REKTÖR OLAMAZ"

Evrensel'e konuşan bir Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi, üniversitenin tüm bileşenlerinin neredeyse sekiz aydır sürdürdüğü özerk ve demokratik üniversite mücadelesinin ilk büyük kazanımını Melih Bulu'nun gidişiyle elde ettiğini söyledi. Melih Bulu'nun yardımcılığını yapmayı kabul eden Naci İnci'nin üniversitelerine kayyum rektör olmasını bekledikleri bir hamle olarak niteleyen öğrenci “Kimileri okul içinden bir atama olmasından dolayı tepkilerin azalacağını, bileşenlerin direnmekten vazgeçeceğini düşünüyor olabilirler. Fakat sekiz aydır yürüttüğümüz mücadele sayesinde artık kendi gücüne güvenen bir Boğaziçi var ortada” dedi. Öğrencilere açılan çoğu disiplin soruşturmasının altında imzası olan, vekaleten atandığı gün ise Can Candan hocalarını görevden alan Naci İnci'yi yakından tanıdıklarını anlatan Boğaziçi öğrencisi “Yaklaşık bir ay önce hocalar güven oylamasıyla, diğer bileşenler ise daha geniş bir seçimle iradelerini ortaya koydu ve Naci İnci'nin asla meşru bir rektör olamayacağı yüksek sesle söylendi. Onca zorluğa boyun eğmemiş ve kendi gücünün farkına varmış olan Boğaziçi bundan sonra da mücadeleye devam edecektir” diye konuştu.

Akademisyenler sosyal medyada da "#KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz" etiketiyle tepkilerini dile getiriyor.

ÖNCEKİ HABER

Uzman Dr. Toker: Aşılama programı sonrası sağlık çalışanlarında vefat haberi almadık

SONRAKİ HABER

A Milli Kadın Voleybol Takımı, Avrupa Şampiyonası'nda İsveç ile karşılaşacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa