İdolü Trump gibi Bolsonaro da Brezilya'da seçimleri tanımak istemiyor
Ülkesindeki durumu Evrensel için yazan Brezilyalı Gazeteci Sandino Patriota, siyasi bir çatışmanın yaklaştığına dikkat çekerken, emekçiler lehine bir alternatif inşa etmenin önemine işaret ediyor.
Fotoğraf: Palácio do Planalto/Flickr (CC BY-SA 2.0)
Sandino PATRIOTA*
Sao Paulo
Mayıs ayından beri Brezilya’da siyasi iklim daha da gergin. Halkın koronavirüse karşı aşılanması programı ilerlerken, Brezilyalı işçiler, Bolsonaro hükümetinin iktidardan indirilmesini talep eden büyük gösterilerle sokaklara dökülüyor.
Brezilya’nın yaşadığı ciddi ekonomik durum, koronavirüsün yaklaşık 600 bin kurbanının yanı sıra aşı için rüşvet almak da dahil olmak üzere federal hükümet içindeki bir dizi yolsuzluğun ortaya çıkmasıyla bağlantılı olarak yaşananlar, Bolsonaro’nun popülaritesi düşmesine neden oldu.
Kamuoyu yoklamaları, bugün Brezilya nüfusunun neredeyse yüzde 70’inin cumhurbaşkanını reddettiğini, sözlerine güvenmediğini ve gelecekteki herhangi bir seçimde ona asla oy vermeyeceklerini söylediğini gösteriyor.
DARBE HAZIRLIĞI MI?
Siyasi izolasyon Bolsonaro’yu daha da radikal bir faşist yaptı ve darbe yapma niyetini açıkça ortaya koydu. Donald Trump’ın ABD seçimlerinde yaptığına çok benzeyen bir senaryoda Bolsonaro ve müttefikleri Brezilya seçim sistemine saldırmaya başladılar, hatta 2018’de kendisinin kazandığı seçimde dahi hile yapıldığını iddia edecek kadar ileri gittiler.
1990’lardan beri Brezilya’da elektronik oylama sistemi var. Ülke, kendi teknolojisi ile internet ağına bağlı olmayan, sadece dijital olarak oy toplayan ve bilgileri kendi sabit disklerinde saklayan elektronik oylama makineleri üretiyor. Bu elektronik oylama sistemi, diğer nedenlerin yanı sıra, 140 milyona yakın seçmen, 5 binden fazla belediye ve 27 federasyon birimi bulunan bir ülkede kat edilmesi gereken büyük mesafeler nedeniyle gerekli bir sistem.
GENERALLER DESTEKLİYOR
Bolsonaro’nun stratejisi bu elektronik sisteme saldırmak, basılı oyların yeniden sayımını talep etmek, seçim sürecini aksatacak koşulları yaratmak ve ordunun bir darbede harekete geçmesini talep etmek. Ordu, deniz ve hava kuvvetlerindeki çoğu general, darbe hazırlığında Bolsonaro’yu destekliyor. Brezilya, 1964’ten 1985’e kadar bir grup generalin sırayla ülkeyi yönettiği, tüm demokratik özgürlükleri askıya aldığı, cinayet, işkence ve sansür uyguladığı bir askeri diktatörlük yaşadı. Pek çok general diktatörlüğün geri dönüşünü ve Bolsonaro’yu planları için bir kukla olarak kullanmayı hayal ediyor.
Cumhurbaşkanlığı ve ulusal kongre için gelecek seçimlerin Ekim 2022'de yapılması planlanıyor, ancak Brezilya halkı, gelecekleri için yolu şimdiden açmaya çağrılıyor. Bolsonaro, bir kereden fazla olarak, basılı kağıt üzerinde yapılacak oylama sayılmadan seçimleri tanımayacağını açıkladı. Hem seçim mahkemesi hem de ulusal kongre ise, mevcut elektronik sistemin sürdürülmesine karar verdi. Bu şekilde, Bolsonaro hükümeti yıkılmazsa, darbe riski de içeren büyük bir siyasi çatışma bekleyebiliriz.
Dahası, Brezilya halkı şu anda ekonomik krizin bir sonucu olarak çok yüksek düzeyde bir işsizlikle karşı karşıya. Resmi istatistikler, ekonomik olarak aktif nüfusun yüzde 14’ünden fazlasının işsiz olduğundan bahsediyor. Ulusal para, yani real, son dönemde büyük ölçüde devalüe edildi ve gıda ile yakıt fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Ücretler sabit kaldı ve emekçilerin maaşları faturalarını ödeyecek kadar bile yetmiyor.
600 BİN ÖLÜMDEN SORUMLU
Bolsonaro hükümeti pandemi boyunca bir ölüm politikası uyguladığı için Brezilya koronavirüs krizinin merkez üssü oldu. Bolsonaro bugüne kadar halka açık yerlerde maske takmayı ve aşı olmayı da reddediyor. Federal hükümet, virüsün yayılmasını önleyebilecek tüm sıhhi önlemleri boykot etmek için aktif olarak çalıştı ve tüm sorumluluğu eyalet hükümetlerine bıraktı. Bolsonaro, şimdiye kadar yaklaşık 600 binden ölümden doğrudan sorumludur ve Brezilya halkının mücadelesi de onun bu suçlarından yargılanması içindir.
Öte yandan ulusal kongredeki liberal ve faşist partilerin temsilcileri arasındaki ittifak, işçi haklarını geri almak için daha fazla önlem alınmasını sağladı. Çalışma koşulları daha esnek hale getiriliyor, kamu şirketleri özelleştirme sürecinde ve kamu görevlilerinin hakları tehdit ediliyor. Faşist hükümete desteklerini sürdüren mali sermayenin büyük lordlarını bu liberal önlemlerin ilerlemesi memnun etti.
Yalnızca sokak hareketi, grevler ve protestolar Brezilya işçi sınıfı için bir alternatif inşa edebilir.
*Jornal A Verdade editörü