Liseden mezun İTÜ’de yurtsuz
İTÜ bünyesine bağlı vakıflar, 2 dönemlik zammı bir anda açıklayarak açılmasına resmi olarak 2 aydan fazla varken ilk aidatlarımızı peşin ve önden 15 gün gibi kısa bir süre zarfında yatırmamızı istedi.

Fotoğraf: A.Savin/Wikimedia Commons (Free Art License 1.3)
Esra DEMİREL
İTÜ
Biz öğrencilerin pandemiyle birlikte İstanbul’dan ayrılmasıyla oluşan piyasa boşluğunun fırsat bilinmesi ile şu sıralar artan ev kiraları üniversite hayatımızı kurabilmemiz önünde bir engel oluşturuyor. Ev fiyatlarının artmasının üstüne, 1.5 dönemlik yokluktan sonra karşılaştığımız bir diğer zorluk ise yurt fiyatlarının zamlanması oldu. İTÜ bünyesine bağlı vakıflar, 2 dönemlik zammı bir anda açıklayarak diğer dönemlerde olmadığı şekliyle bizden, üniversitenin resmi olarak açılmasına daha 2 aydan fazla varken ilk aidatlarımızı peşin ve önden 15 gün gibi kısa bir süre zarfında yatırmamızı istedi. Mevcut haliyle bile oldukça pahalı olan ve kontenjan açısından yetersiz olan İTÜ yurtları, bu sene %15 oranında zamlanarak bizim için karşılanması giderek zor ve imkânsız hale gelmeye başladı.
EV KİRALARI İLE YARIŞAN YURT FİYATLARI
İstanbul mevcut hali ile ev fiyatlarının bir öğrencinin karşılamakta zorlanacağı bir şehirken şimdi zamlar ile karşılamanın imkansıza yaklaştığı bir şehir oldu. Aynı zamanda deprem bölgesi olan İstanbul’da, bir öğrenci için dayanıklı ev bulmak hayal gibi bir şey. Öğrencilerin ağırlıkta oturduğu semtler ise özellikle kadınlar için güvensiz, güvencesiz yerler oluyor. Bu noktada, üniversitelerin öğrencilerine sağladığı yurt imkanları güvenli ve uygun barınma için en önemli seçenek. İTÜ’nün tercih döneminde yaptığı reklamlara bakılırsa, İTÜ yurtları oldukça öğrenci dostuymuş izlenimi veriyor. Fakat gerçekler nedir diye baktığımızda, her dönem gelen öğrenci sayısının %5’ine bile tekabül etmeyecek kadar kontenjanı olan bir avuç yurdun aidatları İstanbul’daki ev kiraları ile yarışıyor.
YURTLARDAN KAR ETMEK KABUL EDİLEMEZ
Eğitim hakkı ile birlikte barınma hakkı çok doğal bir hak iken neden bu hak öğrencilere tanınmıyor hatta zamlar ile daha da güçleştiriliyor? İTÜ’nün yurtlarını işlettirdiği vakıflara bakarsak vizyonlarında uygun yurt sağlayabilmek adına kaynak yaratmak olduğu yazarken tersine bu fahiş fiyatlardan kar elde ediyorlar. Bir devlet üniversitenin yurtlarında kâr amacı gütmesi ile öğrencilerini ekonomik olarak zorlaması nasıl kabul edilebilir bir uygulama olabilir? Bu uygulamalar öğrencinin hayatına pek çok şeyden kısıp çok temel bir şey olan barınma için kaynak yaratmaya çabalamak, zaten zorlu olan eğitim süreçlerimize ilaveten bir de hayatlarımızı idame etmek için mücadele etmek olarak yansıyor. Bizim bu zorluklara karşı karşıya bırakılmamızın nedeninin, öğrencilerinin barınma ihtiyacını bir öncelik olarak kabul etmeyen üniversite yönetimleri olduğunu biliyoruz.
DAYATILANLARI KABUL ETMEK ZORUNDA DEĞİLİZ
Fakat biz biliyoruz ki bunlar bizim doğal haklarımız ve bize dayatılan bu zorlukları kabul etmediğimiz sürece bunlar birer gerçekliğe dönüşmek zorunda değil. İTÜ öğrencileri olarak öğrenci düşmanı politika ve uygulamalara, İTÜ yönetiminin tepeden inme kararlarına hiçbir zaman sessiz kalmadık. Hayatlarımızı zorlaştıran yurt zamlarına da sessiz kalmayarak normali buymuş gibi gösterilen dayatmaları değiştirme gücü sadece bizim ne kadar güçlü itirazlar yükseltmemiz ile limitlidir.
Evrensel'i Takip Et