Kısmi çözümlere muhtaç olmamak için birlikte mücadeleye
Eyüp Genç Hayat Okuma Grubu olarak bizim de ilk adımımızı bir araya gelme deneyimlerini ve bu bir araya gelişlerde kazanımlar elde edebileceğimiz noktaları ve yolları geliştirmek oluşturuyor.
Kazdağları'nda yangın çıkan bölgeye helikopterle müdahale | Fotoğraf: Burak Akay/AA
Murat BATI
Eyüp Karadolap'ta, mahallemizin parklarındayız. Ana akım medyada şimdiden tartışılması bırakılmış gibi gözüken afetler ve ihmaller zincirini soruyoruz yaşıtlarımıza. Amacımız aynı zamanda Kastamonu’da, Antalya’da ve ülkenin neredeyse her köşesinde peşi sıra meydana gelen felaketlerin bizlere öğrettiklerini tartışacağımız buluşmaya arkadaşlarımızı da davet etmek. Bu buluşmada hangi noktaların üzerinde daha çok durmamız gerektiğini önceden belirlemek için nabız tutmaya çalıştığımızı karşılaştığımız herkese bahsettik, sonucu baştan söylemek gerekirse aldığımız cevabın özeti kaygı ve umutsuzluk. Ancak yazının bu iki duyguyla da sonlanmayacağını belirtmem gerekiyor.
Büyük felaketlerin yaşandığı günlerde ülke gündeminde tartışılanların karmaşası sohbet ettiğimiz neredeyse tüm arkadaşlarımızda kaygıyı büyüten baş unsur olmuş gibi gözüküyor. Kimisi “Bu kadar ahmakça nasıl düşünebiliyorlar” diyor kimisi “Bir süre sonra takip etmeyi bırakıp kendimi soyutladım” diyor. Yani gençler açısından politikadan uzaklaşma, güncel siyasi gelişmeleri takip etmeme tutumu, politikacıları ve politikalarını gereksiz, aptalca bulmalarından mı kaynaklanıyor?
Bizi en çok şaşırtan ise “Kesin biliyorsundur” diye söze girerek bize verdikleri örnekleri bizim haberleri takip ederken atlamamız olmuş.
Tartışmalarımız esnasında yaratılmaya çalışılan bilgi kirliliğini de sıklıkla konuşuyoruz ve bu durumun toplumun yaşanılan olaylar arasındaki bağlantıları kurmasının önüne geçmek için yönetenler tarafından başarılı şekilde uygulanmış olduğu kanısına varıyoruz. Kaygıyla, içinde bulunduğu durumun (en azından kısa sürede) değişmeyeceğini belirten arkadaşların ortak noktası olarak buranın altını çizme gereği duyuyorum çünkü “Yaşadığımız şey çok anlamsız ve saçma” “Neden söndürmek istemesinler ki?” “Neden tedbir almak istemesinler ki?” soruları peş peşe geliyor ve tam da gelmek istediğimiz nokta: “Bundan sonrada tedbir almazlar ki.” Bu son cümleyle beklenen Büyük Marmara Depremi kastediliyor.
SEÇİM BÜTÜN SORUNLARIMIZI ÇÖZEBİLİR Mİ?
“Durumlar sence nasıl düzelir?” diye soruyoruz. Çoğunlukla akla ilk gelen “Bu kasıtlı ihmallerin sebebi yönetenlerse o zaman yönetenlerin değişmesi lazım, yani 2023 Seçimleri” oluyor karşılık. Hemen arkasına gelen fakatlarla “Kim gelirse gelsin… Biraz önlem alsalar da...” oluyor cümlenin devamı. İşlerin aynı yere sarpa saracağına ve değişimin kısmi olacağına dair düşünce epey yaygın. Diğer bir ortak nokta ise değişimde oynanabilecek bir rolde kendini çok önemsiz hissetme hali. Bir araya gelmenin zorluklarını herkes sıralayabiliyor. “Bu toplum bir araya gelmez” ile başlayan cümleler sonrasında “Gelinse bile sözü dinlenmez” oluyor. Aslında başka bir yol olmadığını herkes biliyor fakat şu an için atılan adımlar bireysel boyutlarda kalıyor.
Eyüp Genç Hayat Okuma Grubu olarak bizim de ilk adımımızı bu oluşturuyor. Bir araya gelme deneyimlerini ve bu bir araya gelişlerde kazanımlar elde edebileceğimiz noktaları ve yolları geliştirmek. Aksi taktirde Antalya’da önlem alınmadığı için yanan on binlerce hektar alanın İstanbul’la olan bağını düşündüğümüz ama bu düşüncenin bir süre sonra bizi yıldırmaktan başka bir işe yaramayan yük olduğu durumdan kurtulamayız. Fakat tek başımıza altından kalkamayacağımız sorunların çözümü bir aradayken belirebiliyor. Örneğin Kanal İstanbul’un iptali ve o bütçenin deprem hazırlığı için ayrılması, ayrılan bu bütçeden mahallemize düşen deprem konteynerleri ve geçici barınma alanları olabilir. Bunun gibi binlerce ihtimali olağan kılmak için de adım atmak gerekir. Çağrımızı tekrarlamış olalım. Bir dönemdir ara verdiğimiz buluşmalarımıza, geleceğimizi kendi lehimize inşa etme gayesiyle tekrar başlıyoruz. Mahallemizdeki ve civardaki tüm arkadaşlarımızı bu dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.