25 Ağustos 2021 10:03

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 156. kez sırtını rektörlük binasına döndü

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin nöbet eylemi sürüyor. Akademisyenler 156'ıncı kez rektörlük binasına sırtını döndü.

Rektörlük binasına sırtını dönen Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri | Fotoğraf: kayzspaceship

Paylaş

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri her iş günü olduğu gibi bugün de #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek sırtını 156. kez rektörlük binasına döndü. Naci İnci’yi meşru rektör olarak kabul etmeyen akademisyenler, "İstifaya davet ediyoruz" dedi.

Boğaziçi Üniversitesinde direnişin 34. haftası. 30 Temmuz günü akademisyenlerin destek oylamasında yüzde 95 oranında rektör adaylığına karşı olduğu Naci İnci’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından rektör atanmasına karşı çıkmaya devam eden akademisyenler "Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz" diyerek arkalarını 156. kez rektörlük binasına döndü.

Nöbet boyunca ellerinde “Kabul Etmiyoruz” “Vazgeçmiyoruz”,  "Feyzi Erçin Yalnız Değildir", "Cemre Baytok İşine Geri Dönsün" yazan dövizler ve üzerinde "Can Candan Yalnız Değildir" yazan Can Candan fotoğrafları taşıyan akademisyenler, nöbetlerinin ardından Can Candan işten çıkarıldığı gün başlattıkları ve Rektörlük binası önünde gerçekleştirdikleri oturma eylemine devam etti. Akademisyenler bugünkü yazılı açıklamaları ile rektör atamasının neden kabul edilemez olduğunu bir kez daha duyurdu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"20 Ağustos gecesi Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanan Naci İnci, dün önce Twitter, sonra okulun e-posta haberleşme platformları üzerinden “Değerli Boğaziçi Üniversitesi Mensupları” başlıklı bir metin paylaştı. Bu metinde rektör olarak atanması üzerinden mesajlar veren Naci İnci’yi, Melih Bulu’nun rektör yardımcısı ve onun görevden alınmasının ardından rektör vekili olarak zaten tanıyorduk. Tam da bu nedenle, 30 Temmuz tarihli rektör adayları oylamasına katılan öğretim elemanlarının % 95’inin güvensizlik oyunu almıştı. Ne var ki o, “Boğaziçi Üniversitesi’nin elbirliğiyle geleceğe taşınması dilekleriyle” bitirdiği mesajında bulunduğu makama şeffaf ve demokratik yollardan gelmiş bir yeni rektör gibi konuşuyor. Sosyal medya üzerinden kamuoyuna yönelen ve kim olduğu anlaşılmayan “Boğaziçi Üniversitesi mensupları”na hitap eder gibi yapan bu metin Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerini tatmin etmekten uzaktır.

  • “Üniversitemizi elbirliğiyle geleceğe taşıyabilmek” için, bir gecede kurulan hukuk ve iletişim fakülteleriyle ilgili hukuk dışı kadrolaşma uğraşından vazgeçilmelidir.
  • Üniversitenin aşağıdan yukarıya demokratik örgütlenmesinin olmazsa olmazı olan enstitü, yüksekokul ve fakültelerin yöneticilerinin seçilmesine ve seçilen yöneticilerin atanmasına karışılmamalıdır.
  • Demokratik ve şeffaf yönetim yapısının üst kurulları olan üniversite senatosu ve üniversite yönetim kurulunun usul ve esaslar doğrultusunda işleyişi sağlanmalı, vekaletler üzerinden kullanılan mükerrer oyların hukuksuzluğu görülmeli ve uygulanması terk edilmelidir.
  • Bölümlerimizin acil ihtiyaç duyduğu ve Üniversite Yönetim Kurulu’nun onayladığı üniversitemize tahsisli 75 kadronun ilan edilebilmesi için aylardır YÖK izni beklenirken, 600 yeni kadro ihdas edilmesi çabasının nedenleri üniversite kamusuyla paylaşılmalıdır.
  • Üniversitenin emekli hocaları ve sözleşmeli, yarı zamanlı öğretim elemanları maddi fedakârlıklarla bu kuruma destek olmak, katkıda bulunmak için çabalarken, mesnetsiz gerekçelerle okuldan uzaklaştırmak yerine onurlandırılmalıdır.
  • Okulun 14 senelik hocası hukuka ve akademik teamüllere aykırı biçimde, ilgili birim ve kurulların iradesi çiğnenerek görevden alınmamalıdır.
  • Öğrenciler anayasal hakları gasp edilerek özel güvenlik ve kolluk kuvvetleri tarafından şiddete maruz bırakılmamalı, korku politikalarıyla sindirilmeye çalışılmamalıdır.
  • Özgür ve çoğulcu bir kampüs hayatı sağlamak gerekirken kampüsün dört bir yanına güvenlik kameraları yerleştirilerek kampüs bir hapishaneye dönüştürülmemelidir.

"NACİ İNCİ'Yİ İSTİFAYA ÇAĞIRIYORUZ"

Boğaziçi Üniversitesinde sekiz ayda neler yaşandığı ve kimin hangi konuda sorumluluk sahibi olduğu ortadadır. Bugün Boğaziçi Üniversitesine yapılacak en büyük katkı, antidemokratik yollarla rektör olmaktan geçemez. Böyle bir katkı, bu üniversitenin 2012 Senato kararında ortaya koyulan Akademik İlkeler doğrultusunda “bilimsel olarak özgür, kurumsal olarak özerk, şeffaf, demokratik, hesap verebilir bir kamu araştırma üniversitesi” idealine yönelmesi için gereken her çabayı harcamaktan geçer. Çünkü Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri bu idealden daha azını kabul etmiyor ve bu ideali gerçekleştirme hedefinden vazgeçmiyor. Bu olmadığı sürece rektörlük binasına arkamızı dönmeye devam ediyoruz. Naci İnci’yi meşru rektörümüz olarak kabul etmiyor, istifaya davet ediyoruz. Özerk, demokratik, özgür üniversite mücadelesinden vazgeçmiyoruz. Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

NATO silahları Taliban’ın elinde: İslamcılar nasıl dünyanın en iyi silahlı terörist grubu olabildi?

SONRAKİ HABER

Türk Metal toplu iş sözleşmesi taslağını açıkladı, işçiler tepki gösterdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa