ETF Tekstil işçilerinden TİS hakkı için eylem: Sektör büyüyor, işçi hakkını alamıyor
ETF Tekstil işçileri, ETF patronunun da yönetiminde yer aldığı Türkiye Giyim Sanayi Derneği (TGSD) önünde eylem yaptı. İşçiler toplu iş sözleşmelerinin bir an önce bağıtlanmasını istedi.
Eren ERGİNE
Murat UYSAL
İstanbul
İstanbul Tuzla'da bulunan DERİTEKS’in örgütlü olduğu ETF Tekstil’de aylardır süren TİS görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine işçiler iş yavaşlatma eylemlerine başlamış fabrika önünde açıklamalar yapmıştı. Bu kez de ETF patronu Sanem Dikmen'in yönetiminde yer aldığı Türkiye Giyim Sanayi Derneği (TGSD) önünde toplanan işçiler, aylardır zamsız sefalet ücretlerine mahkum edildiklerini söyleyerek toplu sözleşmelerinin bir an önce imzalanmasını istedi.
İŞÇİLERİN ALIM GÜCÜ DÜŞTÜ
Dernek önünde gerçekleştirilen eylemde konuşan DERİTEKS Tuzla Şube Başkanı Hikmet Numanoğlu, ETF işçisinin sorunlarına acil çözümler beklediklerini belirterek, "ETF Tekstil'de 2021 yılı başında üçüncü dönem toplu iş sözleşmesi pandeminin gölgesinde başladı. ETF işyerinde kısa çalışma ve ücretsiz izinler nedeniyle işçi arkadaşlarımız da tıpkı sanayinin genelinde olduğu gibi gelir kaybına uğradı ve mağdur oldu. Diğer taraftan son yıllarda ülkede yaşanan pahalılık nedeniyle işçilerin alım güçleri de giderek düştü. Ülkemizde özellikle asgari ücretle çalışanların yoğun olduğu hazır giyim sanayinde işçilerin yaşam koşulları daha da zorlaştı. Bütün bu koşullarda ETF'de işveren yetkilileri ile birçok kez görüşmelerde bulunduk. Ancak işveren işçilerin beklenti ve taleplerinden oldukça uzak bir teklifle masaya geldi" dedi. ETF Tekstil patronunun ısrarla aynı teklifle geldiğini söyleyen Numanoğlu, "Bu teklif işçilere enflasyon zammı verirken diğer taraftan ikramiye haklarını ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Teklifin bütünü değerlendirildiğinde işverenin işçiye ekonomik bir fayda sağlamadığını ve hatta kazancını gelirini geriye götürdüğünü söyleyebiliriz. Bu teklif kaşıkla veriyor, kepçeyle geri alıyor. Işçilerin gelirlerini yüzde 20'nin üzerinde düşürüyor. Aylardır konuşuyoruz. Sizlerden adil ve hakkaniyetli bir teklifle gelmenizi bekliyoruz" diye konuştu.
Fotoğraf: Eren Ergine/Evrensel
SEKTÖR BÜYÜYOR, İŞÇİ HAKKINI ALAMIYOR
Tekstil sektörünün yüzde 80 kapasite ile çalıştığını söyleyen Numanoğlu, "Sektör her geçen ay ihracat rekorları kırıyor. Türkiye küresel moda şirketlerinin giderek daha fazla yatırım yaptığı bir ülke olmaya devam ediyor. Patron da işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmeyi ve daha iyi şartlarda nasıl çalışacaklarını düşünmesi gerekiyor" dedi. Fedakarlığın hep işçiden beklendiğini dile getiren Numanoğlu, "Patrona buradan sesleniyoruz toplu pazarlık masası işçilere sunacağınız makul tekliflere açıktır. İşçiler yeterince mağdur olmuştur. Toplu iş Sözleşmesinin bağıtlanması ve neticelenmesi için çağrımızı yineliyoruz ve bundan sonraki süreçte ilgili markalar ve küresel seviyede bağlı bulundukları çalışan hakları organizasyonları ile iletişime geçeceğimizin altını çizmek isteriz" diye konuştu.
"İKİ SENEDİR AYNI MAAŞI ALIYORUZ, ASGARİ ÜCRETLE GEÇİNMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Eylem sırasında Evrensel'e konuşan ETF Tekstil işçi temsilcisi Sema Lerme "Burada olmamızın sebebi işverenin Giyim Sanayicileri Derneğinde başkan olması, burada sesimizi duyurmaya geldik. 8 aydır sözleşmemiz yapılamıyor, süreç tıkandı. Maaşlarımızı zamsız alıyoruz, 2 senedir aynı maaşı alıyoruz. Geçen yılda ikramiyelerimizi taksite bağlayıp ödediler, hala ödenmeyen taksitler var. 2021 yılını kayıp yılı olarak göstermek istiyorlar, bunu kabul etmiyoruz. İşçi zaten zor durumda, bankalara borçlu faiz ödüyor’’ dedi.
Evli ve 2 çocuk babası olan Orhan Topuz ise "Asgari ücretle geçinmeye çalışıyoruz. Bu süreç zarfında pandemi dediler, ücretsiz izne çıkardılar. Şimdi de ikramiye yok diye bize dayatmaya çalışıyorlar. İkramiye ve sosyal haklarımızı almak için mücadeleye devam ediyoruz. 8 aydır ETF’nin patronu masadan kaçıyor, bugün yarın bugün yarın diyerek son noktaya kadar geldi. Biz gemileri yaktık ne olursa olsun diyoruz artık. Bundan sonra daha ciddi eylemlerimiz olacak. Sözleşme imzalanana kadar mücadeleye devam, sözleşme ne zaman imzalanır eylemimiz o zaman biter’’ diye belirtti.
"EFT İŞÇİSİ O KARTTAN ÇEKİYOR DİĞER KARTA YATIRIYOR"
ETF Tekstil patronun işçilere ikramiyesiz bir toplu sözleşme dayattığını belirten işçi temsilcisi Muharrem Yiğit "Biz de bunu kabul etmiyoruz, haklarımızı almak için Türkiye Giyim Sanayiciler Derneği önüne geldik, patronun da eş başkan olduğu dernek. Diğer patronlarda duysun sesimizi; işçilerin sesine, isyanına kulak versin. Çünkü bizler çok zor durumda geçiniyoruz, çocuklarımız bugün okula başlamak üzere kıyafetlerini, çantasını almakta zorlanıyoruz. Emeğimizin karşılığı almak için buradayız’’ dedi. ETF işçilerinin kredi kartlarının limitinin dolduğunu da ekleyen Yiğit şöyle devam etti: "EFT işçisi o karttan çekiyor diğer karta yatırıyor, eksiye düşmüş. O yüzden tıkanmış durumda, insanlar markete gidiyor poşeti dolduramadan geri çıkıyor. İnsanlar çoluğuna çocuğuna sevindirebilmek için bir dondurma bir çikolata alamıyor. Bu olumsuz gidişatın bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Sözleşme sürecini bir an önce bitirip işimize devam etmek istiyoruz. Ama bunlar bize istediğimiz ücreti vermemekte diretiyorlar. Sonuna kadar mücadele edeceğiz."
"EYLEMLERDE EN ÖNDE KADINLAR VAR"
Pandemi sürecinde işçilerin ekonomik sıkıntılar çektiğini, imzanlanmayan sözleşme süreciyle birlikte sıkıntıların devam ettiğini hatırlatan Gülşen Balka da "2 aydır sürekli direnişteyiz, eylemlerdeyiz. Patronun zorbalığına karşı işçilerin birliği her zaman kazanacak, inanıyoruz. Sözleşme imzalanmadığı, masaya oturulmadığı sürece işçiler sokakta olacak. Bu eylemlerde en önde kadınlar var, direnişte çok büyük rolü var kadınların, çalışanların zaten çoğu kadın işçi. Biz kadınlar olduğu sürece mücadele devam edecek, kimseye boyun eğmeyeceğiz.’’ dedi.
ETF Tekstil işçisi Hekim Köylü ise kazanılmış hakları ellerinden alınıp işçilerin köleliğe mahkum edilmek istediklerini belirterek "İşverenin değil, çalışanın, emeğin kazanmasını istiyoruz. Sadece emeğimizin karşılığını almak istiyoruz, sermayenin karşısında emeğin yok sayıldığını görüyoruz. Bu da bizim toplum olarak yoksulluğa ve sefalete sürüklemektedir. Biz bu karanlıklardan artık aydınlığa çıkıp insanca özgürce emeğe saygı duyulan bir hayatta yaşamak istiyoruz’’ diye ifade etti.
