Büyükada Rum Yetimhanesi'nde restorasyon çalışmaları öncesi hazırlıklar tamamlandı
Avrupa'nın en büyük, dünyanın ikinci büyük ahşap yapısı olma özelliğini taşıyan Büyükada Rum Yetimhanesi'nin restorasyon çalışmaları öncesi son hazırlıklar tamamlandı.
Fotoğraf: DHA
Büyükada Rum Yetimhanesi'nin restorasyon çalışmaları hakkında yetimhane bahçesinde bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Fener Rum Patriği Bartholomeos, “Kapsamlı bir elbirliğinden çıkacak güç ile yılların birikimi bu sorun çözülebilir ve Yetimhane şehirlerin kraliçesi olarak tarif edilen İstanbul'a kazandırılabilir" dedi. Yetimhane Restorasyon Projesi Koordinatörü Laki Vingas ise "Binanın fonksiyonunun belirlenmesi konusunda Eylül, Ekim aylarında uzmanların katılacağı bir çalıştayın düzenlenmesi ve tabii ki restorasyon için finans imkanlarının tespit edilmesi önceliklerimiz arasında olacaktır" diye konuştu.
Yetimhane bahçesinde düzenlenen toplantıya Fener Rum Patriği Bartholomeos, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni temsilen belediye iştiraki Bimtaş A.Ş. Genel Müdürü Özcan Biçer, Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül, Europa Nostra Türkiye Başkanı Burçin Altınsay Özgüner, Adalar Vakfı Başkanı Halim Bulutoğlu ve proje koordinatörü Laki Vingas katıldı.
"YETİMHANE ŞEHİRLERİN KRALİÇESİ OLARAK TARİF EDİLEN İSTANBUL'A KAZANDIRILABİLİR"
Fener Rum Patriği Bartholomeos, "Mimari özellikleriyle tüm dünyaca bilinen bu bina aynı zamanda toplumsal dayanışmanın, ilerici eğitimin, fedakârlığın ve şefkatin abidesidir. Bugün de son derece ihtiyaç duyduğumuz bu manevi değerlerin somut ve tarihe mal olmuş halidir. Yetimhanenin son on yıllarda yaşadığı ve hepimizi üzen erime sürecine dur demek vatandaş bilinci olan herkesin vicdani görevidir. Çünkü yetimhane hepimizin ortak değeridir ve kaderi bizlerin sorumluluğundadır. Bu nedenle Patrikhanemiz, şehrimizin ve insanlığın önemli bir değeri olan yetimhaneyi tüm teknik ve ekonomik zorluklara rağmen yeniden ayağa kaldırmak hususundaki gayretini daha geniş çevrelere yayarak, güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bu noktada devlet makamları, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve tüm İstanbul sevdalılarına ulaşarak desteklerini almayı arzulamaktayız. Ancak böyle kapsamlı bir elbirliğinden çıkacak güç ile yılların birikimi bu sorun çözülebilir ve yetimhane şehirlerin kraliçesi olarak tarif edilen İstanbul'a kazandırılabilir" dedi.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan Büyükada Rum Yetimhanesinin birinci dereceden tarihi bir eser olduğunu vurguladı. Demircan, "Bu süreç, başından beri Cumhurbaşkanımızın liderliğinde mülkiyeti çözülmüş ve belli bir yapım aşamasına gelmiş. Burada yapılan iş Kültür ve Turizm Bakanlığının asli işidir. Bu süreçte biz de üzerimize düşeni yapmaya ve ayağa kaldırma hususunda elimizden geleni göstermeye gayret göstereceğiz" diye konuştu.
“EYLÜL, EKİM AYLARINDA ÇALIŞTAY DÜZENLENMESİ ÖNCELİKLERİMİZ ARASINDA"
Sürece dair konuşan Yetimhane Restorasyon Projesi Koordinatörü Laki Vingas, “Birçok bölümleri ve çatısı ciddi olarak tahribata uğrasa da bütünlüğünü koruyarak ayakta kalmayı başardı. Çok şükür ki, orijinal hali ve son teknoloji ile rölövesi çıkarılarak kayıt altına alındı ve yarınlara bir anıt eser olarak taşınmasının önünde önemli bir kapı açıldı. Europa Nostra Türkiye'nin girişimiyle, 2018 yılında Yetimhaneyi 'Avrupa'nın tehlike altındaki 7 Kültürel miras alanından biri olarak ilan etti' dedi. Vingas, “Restorasyon öncesi binanın korunmasına yönelik geçici destekleme tedbirlerinin rölöveye uygun şekilde anıtlar kuruluna sunulması. Binanın fonksiyonunun belirlenmesi konusunda Eylül, Ekim aylarında uzmanların katılacağı bir çalıştayın düzenlenmesi ve tabii ki restorasyon için finans imkanlarının tespit edilmesi önceliklerimiz arasında olacaktır" şeklinde konuştu.
Toplantıda konuşan Europa Nostra Türkiye Başkanı Burçin Altınsay da, “2019 yılında bir araya gelen misyon heyeti yayınlanan raporda, “Yetimhanenin gelecekteki kullanımı hakkında kesin bir konseptin geliştirilmesi öneriliyordu. Yetimhane için çevre enstitüsü ve inançlar arası diyalog merkezi işlevi düşünülen bir işlevdi. Bunun yanı sıra projenin uygulanabilirliğini sağlamak için farklı işlevlerin de bir arada bulunabileceği farklı kullanımların da bir arada düşünülebileceği tavsiye edilmişti. Aynı zamanda bütün paydaşların bu sürece hayati bir önemi olduğunu vurgulandı. Bir yönetim birimi kurulmalı. Yetimhanenin yapım teknikleri ve malzemesi açısından çok da sıra dışı bir yapı değildir. Aslında bakılırsa restorasyonuyla ilgili çok büyük bir zorluk yoktur. Boyuyla ve ölçüleriyle ilgili olsa zorluk vardı. Yetimhanenin bundan sonra nasıl kullanılacağı, nasıl restore edileceği oldukça önemli. Burada klasik restorasyon yöntemlerinin belki biraz dışında düşünmemiz gerek" dedi.
"KORUYUCU DESTEK UNSURLARI YERLEŞTİRİLMELİ"
İBB iştiraki BİMTAŞ A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Nazım Akkoyunlu da "Dördüncü katın yüzde 60'ı çökmüş, 3 ve 4. kat döşemelerinin yüzde 40'ı kırıktır. Yapının tamamında döşeme kirişleri yüzde 60 taşıyıcılığını yitirmiştir. Yapının bir yıkım sürecine girmemesi için koruyucu bir örtü sistemi ve destek unsurları yerleştirilmelidir. Binayla ilgili KUDEB Konservasyon ve Restorasyon Laboratuvarı tarafından gözlemsel olarak incelenmiş ve 43 adet ahşap, 1 tane tuğla, 1 adet taş, 3 adet boya, 9 adet sıva, 18 harç numunesi alınmıştır" diye belirtti. (HABER MERKEZİ)