28 Ağustos 2021 09:17

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı: Sağlıkçı ölümleri, aşılamanın önemini gösteriyor

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, yeniden başlayan sağlıkçı ölümlerinin aşı olmanın önemini bir kez daha gösterdiğine dikkat çekti. 

Şebnem Korur Fincancı | Fotoğraf: Burcu Yıldırım/Evrensel

Paylaş

Vural NASUHBEYOĞLU
İstanbul

Salgınla mücadelede en ön saflarda mücadele eden sağlık emekçileri alınmayan önlemler ve aşılama öncesi dönemde çok can kaybetti. Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık emekçisi sayısı 400’ü geçti. İlk aşılanan ve ülke ortalamasına göre daha yüksek aşılama oranına sahip grupta yer alan sağlık emekçilerinden son dönmede yine ölüm haberleri gelmeye başladı. Aşılamanın başlamasıyla sağlık emekçilerinde bir süredir duyulmayan ölümlerin yeniden başlamasını ve nedenlerini Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ile konuştuk.

DUYMADIĞIMIZ ÖLÜMLER YENİDEN GÜNDEMDE

Salgının yükseliş dönemlerinde sağlık çalışanlarının ölümlerinde de artışları gördüğümüzü hatırlatan TTB Başkanı Fincancı “Ne zaman ki aşı Türkiye’ye geldi ve aşılama başladı sağlık çalışanları ölümlerinde de belirli bir düşüş hatta durma noktasına geldi. Bu hem ölümlerin önlenmesi hem de aşıların etkisini göstermesi açısından önemliydi” dedi. Fakat son dönemde duran, duymadığımız sağlıkçı ölümleriyle yeniden karşılaşmaya başladığımıza dikkati çeken Fincancı “Ne yazık ki ölen sağlık çalışanlarının ya aşı olmadıkları ya da ne yazık ki 2 doz Coronavac aşısı yaptırdıktan sonra 3. hatırlatma dozunu yaptırmamış olduklarını görüyoruz. Dolayısıyla son dönemde yeniden yaşanan sağlıkçı ölümleri bize aşılamanın önemini de gösteriyor” diye konuştu.

TABİP ODALARI SORUŞTURMA BAŞLATIYOR

Aşının etkili ve koruyucu olduğuna dair bilimsel kanıtlar varken aşı karşıtlarının yaymaya çalıştığı akıl ve bilim dışı açıklamalara bazı sağlıkçı ve doktorların da katıldığını hatırlattığımız Fincancı, hekimlerle ilgili mesleki uygulamalardan doğan işlemleri, mesleki uygulamalara aykırı tutumları tabip odalarının değerlendirdiğini söyledi. İstanbul’da aşı karşıtı açıklamalarda bulunan bazı hekimler hakkında halk sağlığını tehdit eden açıklamaları nedeniyle İstanbul Tabip Odası tarafından gerekli soruşturmaların başlatıldığı bilgisini veren Fincancı “Halk sağlığını tehdit eden bir boyut varsa soruşturma açılarak hekimin savunmasına başvuruluyor” dedi.

TABİP ODALARININ DİSİPLİN İŞLEMİ YAPMA YETKİSİ VAR

12 Eylül darbesiyle meslek örgütlerinin yetkilerini sınırlamaya yönelik düzenlemelerin bugün de kanun hükmünde kararnamelerle genişletildiğine dikkat çeken Fincancı “Böylece hekimler tabip odalarına üye olmayabiliyor, üye olmadıkları için de bunu soruşturulamayacakları yönünde kullanabiliyorlar. Ama Danıştayın üye olsun olmasın tabip odalarının disiplin işlemi yapmaya yetkisi olduğuna dair kararı var” dedi. Fincancı, meslek örgütünün bir cezalandırma örgütü olmadığını ama halk sağlığını tehdit eden hekimler hakkında gerekli işlemleri yaptığını ifade etti.

HALK SAĞLIĞINA TEHDİT

Ne yazık ki sadece Türkiye’de değil dünyada da aşı konusunda bilimsel bilgiyi reddeden bir yaklaşıma sahip meslektaşları olduğuna dikkat çeken Fincancı “Tabii bilimin kötüye kullanılması, sermayeyle ilişkisi de insanlarda hayal kırıklıkları yaratıyor” dedi. Bir hekimin aşıyla ilgili olumsuz düşüncelerinin halk nezdinde zarar verici etkisinin çok daha fazla olduğuna işaret eden Fincancı “Yapılan açıklamaların, dayandıklarını iddia ettikleri söylemler de bilimsel bir çalışmaya dayanmıyor. Ama tabii toplumun bunu ayırt etme olanağı yok. İnsanlar, hekim söylüyor ‘Biz buna güvenmeliyiz’ diyor. Bu da halk sağlığını ciddi bir şekilde tehdit ediyor”  diye konuştu.

YAYGIN AŞILAMA İÇİN GEREKLİ ADIMLAR ATILMADI

Sağlık Bakanlığının da salgınla mücadelede baştan beri doğru bir adım atmadığı gibi aşılama ve aşı karşıtlığı konusunda doğru bir yöntem izlemediğine vurgu yapan Fincancı "Türkiye’de yaygın aşı uygulamasının doğasına uygun olmayan bir yaklaşım var. Siz randevu alıp, aşının peşinden koşuyorsunuz. Oysa küresel bir salgın olduğunda sağlık otoritesinin yapması gereken aşıyı en yaygın biçimde topluma ulaştırmak olmalı. Bireylerin kendi seçimi ve çabasıyla aşılanması değil, sağlık otoritesinin aşıyı yaygın ulaştırması gerekirdi. Örneğin mobil aşı istasyonları kurmak gibi, işyerlerinde yaygın aşılanma yapmak gibi. Bu yapılmadı, yaygın aşılama için gerekli adımlar atılmadı. Twitter’dan iki mesaj atarak aşı kampanyası olamaz” dedi.

"HAFTA 2 PCR ANLAŞILIR DEĞİL, ÖĞRETMENLERİN AŞILANMASI ZORUNLULUKTUR"

Ortada etkili ve güvenli olduğu bilinen aşılar varsa aşılama konusunda bir zorunluluğun söz konusu olması gerektiğini belirten Fincancı, “Okullar açılırken aşı olmayan öğretmenlerden sadece haftada 2 kez PCR testi istenmesi anlaşılır bir şey değil. Bu bireysel bir tercih olamaz. Dolayısıyla öğretmenlerin, sağlık çalışanlarının, bakımevleri ve cezaevlerinde toplu yaşamak zorunda olanların da aşılanmış olması bir zorunluluktur. Bunun yanında halk sağlığı tedbirleri de elden bırakılmamalı” dedi.

AŞI KARŞITI HEKİME 5 AY MESLEKTEN MEN CEZASI

Öte yandan Ankara’da görev yapan Diş Hekimi Mahmut D hakkında, sosyal medyada Kovid-19 aşısı karşıtı paylaşımlar yaptığı için Ankara Dişhekimleri Odası tarafından soruşturma açıldı. Soruşturma sonucunda paylaşımlar ile ilgili “Hekimlik sorumluluğuyla bağdaşmadığı ve mesleki kimliğin kötüye kullanıldığı” yönünde karar verildi. Mahmut D., 5 ay süreyle diş hekimliği yapamayacak.

ÖNCEKİ HABER

Hacettepe’de taciz nedeniyle soruşturma başlatılan kişinin kampüse girişi yasaklandı

SONRAKİ HABER

Kılıçdaroğlu: "Elektrik faturaları inmeli ya da halka destek verilmeli"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa