01 Eylül 2021 00:30

CHP'li RTÜK Üyesi İlhan Taşçı: "RTÜK'te tam anlamıyla sansürcü ve baskıcı bir anlayış hakim"

CHP’li RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, Evrensel’e konuştu: “Kesilen cezalar tarafsızlıktan, nesnellikten ve hukuktan yoksun. RTÜK’te tam anlamıyla sansürcü, baskıcı bir anlayış hakim”

RTÜK üyesi CHP’li İlhan Taşcı | Fotoğraf: Facebook

Paylaş

Gözde TÜZER 
İstanbul

Son yılların en tartışmalı kurumlarından biri de RTÜK. Bağımsız televizyon kanallarına verdiği cezalar, hatta ceza öncesi kanallara yaptığı “uyarılar” ve elbette “sansür”… RTÜK’ün işleyişini, sansürü, otosansürü, yangın döneminde yaşananları, koruma altında olan “bazı” kanalları Cumhuriyet Halk Partisinin RTÜK Üyesi İlhan Taşcı ile konuştuk.

RTÜK NASIL İŞLİYOR?

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, kısaca RTÜK özel radyo ve televizyon yayınlarını düzenleyen bir kurum. 9 üyeden oluşuyor. Şu anki parti kontenjanlarına göre dağılımı ise AKP 5, CHP 2, MHP 1 ve HDP 1 üye şeklinde. RTÜK’ün bir de izleme uzmanları var. Bu uzmanlar televizyonlarda 6112 sayılı RTÜK Yasası’nda belirtilen yayın ilkelerinin ihlal edilip edilmediğini takip ediyorlar. İhlal yönünde bir belirlemeleri olduğunda raporlaştırıp RTÜK Başkanlığına iletiyorlar. RTÜK Başkanı gündeme aldığında da Üst Kurul’da görüşmesi yapılarak bir karar veriliyor. Aslında olması gereken ve yasal olan bu. Ancak RTÜK’de işler pek de öyle işlemiyor.

YUKARIDAN GELEN ‘RAPOR HAZIRLANSIN’ TALİMATI

RTÜK’ün CHP’li Üyesi İlhan Taşcı pratikteki işleyişi şu şekilde anlatıyor: “RTÜK Başkanı yukarıdan ‘Şu kanallarla ilgili şu şekilde rapor hazırlansın’ diye talimat veriyor, uzmanlar da buna uygun rapor düzenliyor. Başkan istediği zaman bu dosyaları gündeme alıyor ve Üst Kuruldaki sayısal çoğunluğu da kullanarak, yayıncılarla ilgili kamuoyunda tartışmalara neden olan cezaları kesiyorlar.” 

İktidara yakın onlarca gazete, televizyon ve radyo var. Hatta medyanın yüzde 95’inin iktidarın elinde olduğu bilinen bir gerçek. RTÜK’ün iktidar medyasındaki hemen hiçbir şeyi görmeyip; bağımsız, muhalif televizyonlara bol kepçeden kestiği cezalar “sansür” ve “arka bahçe” tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Taşcı “tam anlamıyla sansürcü, baskıcı” bir anlayışın hakim olduğu görüşünde. Bu durum “RTÜK’ün cezalarından yayıncılar hareket edemeyecek, iktidara, Saray’a tek kelime edemeyecek noktaya getirilmeye çalışılıyor.” diyerek açıklıyor.  

YÜZDE 5’LİK MEDYANIN ETKİLİ VE İNANDIRICILIĞI

Peki bu kadar baskı ve sansürün altında yatan ne? İktidara yakın olmayan, özgür ve bağımsız yayın yapan yüzde 5’lik kesimden ne istiyorlar? Taşcı nedenini şöyle anlatıyor: “Bütün baskı ve sansürün altında yatan neden medyanın yüzde 95’ini kontrol altında tutsalar da geri kalan yüzde 5’lik özgür ve bağımsız yayıncılar daha etkili ve inandırıcı. İktidarın da onun ekran bekçiliğine soyunan RTÜK’ün de temelde rahatsız olduğu ve kabullenemediği durum bu. Bakıyorsunuz izlenmelerine o kadar devlet olanağı kullanmalarına, fonlanmalarına karşın zerre inandırıcılıkları yok. İktidarın mensupları bile izlemiyor ki bu kanalları. Çünkü bunlar yayıncı değil propaganda araçları, Saray’ın ve iktidarın basın büroları.”

"OTOSANSÜR UYGULAMAYAN YAYINCI YOK GİBİ"

Bir yanda sansür uygulamak zorunda kalan ya da kendi isteğiyle bunu tercih eden televizyon kanalları, bir yanda da kişilerin ya da kurumların kendi kendilerine uyguladıkları otosansür… Zira bu kadar büyük cezalar beraberinde otosansürü de getiriyor. Taşcı da bu durum için “Sansür fena, otosansür ondan da fena.” diyor ve ekliyor: “Birkaç özel istisna dışında otosansür uygulamayan yayıncı yok gibi.”

Taşçı zaten iktidarın da RTÜK marifetiyle hedefinin bu olduğunu “Sormasınlar, eleştirmesinler, araştırmasınlar, konuşmasınlar. RTÜK ne düşünür, ne ceza keser diyerek yayıncılık yapılabilmesi mümkün değil.” diyerek anlatıyor. 

"BELLİ KANALLAR KORUMA ALTINDA"

Özgür yayıncılık yapmaya çalışan kanallarda durum böyle iken “belli kanallar” iktidarın ve RTÜK’ün koruması altında. Taşcı “koruma altında” olmayan kanallara dair şöyle diyor: “Onun dışındakiler sanırsınız RTÜK’e abone olmuşlar her hafta cezalandırılıyor. Eleştirel yayın yapabilen bağımsız televizyonlar da olmasa RTÜK Başkanı ne iş yapacak merak ediyorum. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in can kulağıyla izlediği kanallar Halk TV, TELE 1, KRT ve FOX TV. Nadiren zaplayıp başka kanallara bakıyor. Yoksa başka türlü her hafta bu kanallara ceza kesilmesini nasıl açıklayabiliriz?​”

Aslında İlhan Taşcı her kurul toplantısında Şahin’in başka kanallara da bakmasını, yayın ihlallerinin sabahtan akşama kadar diğer kanallarda da yapıldığını, bunlarla ilgili raporların hazırlanıp kurula getirilmesi çağrısında bulunuyor. Ama her hafta aynı cevabı alıyor “Bakıyoruz efendim” Peki neden? Taşcı anlatıyor: “Çünkü o da biliyor ki insanlar bu kanallardan Türkiye’deki ve dünyadaki gelişmeleri izlemeye çalışıyorlar. İzleyici her zaman gerçeğin izini sürer. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in hedefi de tam olarak üstü örtülü sansürle, ‘İktidarı ve Saray’ı kimse eleştirmesin’ yayıncılığını Türkiye’ye hakim kılmaktı.”

"BU DÖNEM DE ATLATILIR"

Taşcı’nın anlattıklarından durumun vahim olduğu sonucu çıkıyor haliyle. Kendisi de bunu “Dolayısıyla özgür ve bağımsız yayıncılık bir süre daha hedef olmaya devam edecek.” diyerek açıklıyor. Ancak durum vahim olsa da asla umutsuz değil. Taşcı “Bunların hepsi aşılır. Türkiye’deki yayıncılık yeri geldiğinde iktidarı sorgular, eleştirir ve soru sorar. Şu an cevaplara soru hazırlayan gazeteciler dönemi. Bu dönem de atlatılır. Ondan sonra da tarihin sayfalarına herkes hak ettiğince not edilir.” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Ankara'da kuvvetli sağanak su baskınlarına neden oldu

SONRAKİ HABER

Meteoroloji ve AFAD 8 il için kuvvetli yağış uyarısında bulundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa