03 Eylül 2021 00:12

GAMAK Motor işçisi: Bu kötü koşullara dur demenin zamanı geldi

"Yerimizi, konumumuzu, koordinatlarımızı, bulunduğumuz bölgeyi tespit etmek için takip cihazı verdiler bize. Biz takip edilmek ve psikolojik baskı yaşamak istemiyoruz.”

Fotoğraf: DHA

Paylaş

GAMAK Motor’dan bir işçi
İstanbul

Yeni bir toplu sözleşme sürecindeyiz. Temmuz ayında başlayan toplu sözleşmemizle ilgili sağlıklı hiçbir bilgiye sahip değiliz. İşyeri temsilcilerimiz, sendika şube başkanımız ve yönetim kurulu üyeleriyle tek iletişimimiz “Hayırlı cumalar” ve “Maaşlarınız yattı” şeklindeki WhatsApp mesajları. Soru sormak yok, görüşmelerle ilgili bilgi istemek yok, toplantılar yaparak işçilerin fikrine başvurmak hiç yok. Bu Öz Çelik-İş’in tarzıdır. Bundan olacak ki biz işçilerin büyük çoğunluğu “Bu sendika patron sendikasıdır” diye kendi aramızda konuşuruz. Ama henüz bunu yüksek sesle dillendiremiyoruz. Bu GAMAK işçisinin en büyük eksikliğidir. İşçiler olarak yeterince birbirimize güvenmiyoruz. Aynı UNO ve Donuk Fırıncılık’ta (DFU) olduğu gibi “Bu sendika patron sendikasıdır” deriz ama gereğini yapmayız.

Bu durumun çok sebebi var. GAMAK’ta 1990’dan başlayarak yapılan tüm grevlerin, her toplu sözleşme sonrası yapılan itirazların, sendikacıların istifasını istemenin ardından işçi kıyımları yaşanmıştır. Grevle elde edilen hakların kazanılmasının uygulanmasında sendikanın çark etmesi ve el altından patronu kayırmasına karşı yapılan itirazlar sonrasında öncü işçiler işten atılmıştır. Bugüne kadar bu kıyımlara karşı Öz Çelik-İş’in işe iade davası açtığı hatırlanmaz. İşçiler tek başına bırakılmıştır. Bu ruhsuzluktan dolayı en iyi işçi arkadaşlarımız kendiliğinden işten ayrılmak zorunda bırakılmıştır.

TAKİP EDİLMEK İSTEMİYORUZ

2020 yılında salgın hastalık öncesi aşırı stoktan yaşanan krizle birlikte 400 işçi atıldı. Sendikamız bir tek eylem yapmadı. Üretimden gelen gücümüzü kullandırmadı. Konuşan, itiraz eden, muhalefet yürüten hangi işçi arkadaşımız olduysa işten atıldı. İşçiler birbirine karşı kullandırıldı. İhbarcılık geliştirilmek istendi. Dışardan herhangi bir sendika, parti gelip fabrika önünde bildiri dağıtmasın diye fabrikanın servis alanı özel bariyerlerle, tel örgülerle, ek binalarla, özel kamera sistemleriyle donatıldı. Basında çıkan GAMAK’la ilgili haberlerden sonra da özel araştırmalarla kimin yazı yazabileceği bile sorgulandı. Bu kadar korkak bir sendika, bir işçi örgütü olabilir mi acaba? Bizim sağlığımız için olamasa gerek, ya da başımıza bir şey gelir mi acaba diye değil yerimizi, konumumuzu, koordinatlarımızı, bulunduğumuz bölgeyi tespit etmek için takip cihazı verdiler bize. Sendikamız “Bunda ne var, sizin sağlığınız için, başınıza bir şey gelirse rahat ulaşabilmek içindir” diyebilir. Ama biz takip edilmek ve psikolojik baskı yaşamak istemiyoruz.

FABRİKA BÜYÜDÜ ÜCRETLER ERİDİ

Salgın sürecinde bizim sağlığımızı düşünmeyen GAMAK patronunun uygulamalarının sonucunda arkadaşlarımız kovid oldu, bir arkadaşımız öldü. Sürekli çalışmak zorunda kaldık. 2 vardiya sisteminden 3 vardiya sistemine geçtik. GAMAK patronu kısa çalışma ödeneğinden yararlandı, biz yararlanmadık. Sanayi Bakanının ziyaretinden sonra yeni makinalar alındı, fabrika büyüdü, bizim ücretlerimiz eridi. Ek zam verilmedi, sosyal haklarımızda en ufak bir gelişme olmadı. Toplu sözleşme ile ilgili forumlar dağıtıldı, biz taleplerimizi sıraladık, ücret artışının yüzde kaç olacağını belirttik. A ve B kategorileri sınıflandırmalarının sona ermesini istiyoruz. Eşit işe eşit ücret istiyoruz. İş güvencesi garantiye alınsın istiyoruz. Açlık ve yoksulluk geçim endeksleri baz alınarak ücretlerimizin arttırılmasını istiyoruz. Tolu sözleşmenin her oturumunda tüm temsilcilerin ve her bölümden en az iki işçi arkadaşımızın katılmasını istiyoruz. Saat ücretinin en az iki kat artmasını istiyoruz. Ne kriz bahanesiyle, ne de fazla stok gerekçesiyle, dünya görüşü gerekçesiyle hiçbir işçi arkadaşımızın işten atılmasını istemiyoruz. CPS takip cihazlarının iade edilerek psikolojik baskı uygulamasının sona ermesini istiyoruz.

YA RAZI OLACAĞIZ YA MÜCADELE EDECEĞİZ

Biz sözleşme imzalansın demeden sendikamız toplu sözleşme imzalamasın. Yemek, çay molalarımızın zaman süreleri arttırılsın. Tuvalette niye bu kadar kaldın, niye işe geç başladınız yollu uyarıların sona ermesini istiyoruz. Sendikamız Öz Çelik-İş GAMAK patronundan çok, üyesi olan biz işçileri düşünsün. Patronu velinimet görme anlayışından vazgeçsin. Salgın hastalık sona erinceye kadar işçi sağlığı ve iş güvenliğini ilgilendiren tüm tedbirler alınsın. 6 ayda bir sağlık taramalarımız yapılsın istiyoruz. Dip dibe çalışma sistemi sonlandırılsın. Koruyucu ekipmanların tamamı sağlansın. İstediğimiz taleplerin gerçekleşmesinde tıkanma olursa iş bırakma, fabrika önünde basın açıklamaları yapma gibi eylemler yapılmalıdır. Olası bir grev için her bölümden işçilerden oluşan grev komiteleri kurulsun.

Ya patron sendikası demekle yetinip olan bitene razı olacağız ya da bu iş artık olmaz diyeceğiz. Gerekirse yeter deyip başka bir sendika tercihi de yapacağız. Ya mücadele edeceğiz ya da teslim olup boynumuzu büküp sessiz kalacağız. Artık bu yaşadıklarımıza dur demenin zamanıdır. Bu sözleşme süreci bizim için hayatidir. CPS cihazı ile dolaşan işçi olmak istemiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

İşten çıkarılan Atatürk Üniversitesi işçileri: Mağduriyetimiz giderilsin

SONRAKİ HABER

10 Ekim davasının firari sanıklar yönünden devam eden duruşmaları yarın görülecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa