Adli yıl açılışını değerlendiren Siyaset Bilimci Demirer: Bir tarafa söylev bir tarafa dua
Adli yıl açılışını konuştuğumuz Siyaset Bilimci Yücel Demirer, "Bir kesime hukuk yanlısı bir görüntü çizilirken, bir başka kesime da dualarla güvence veriliyor" dedi.
Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar/TCCB/AA
Birkan BULUT
Ankara
Yeni adli yılın dualar eşliğinde açılması tartışmaya yol açtı. Siyaset Bilimci Yücel Demirer, törende bir kesime hukuk yanlısı bir görüntü çizilip, bir başka kesime dualarla güvence verildiğini söyledi. Adalete güven endekslerinde Türkiye’nin geri sıralarda yer aldığını belirten Demirer, açılışı ‘Türkiye’nin hukuk konusundaki müthiş gerilemesi gerçeğini törenlerle kurtarma çabası’ olarak yorumladı.
Yeni adli yıl, Yargıtay’ın Rönesans Holding tarafından inşa edilen yeni hizmet binasında, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın okuduğu dualarla açıldı. Geçtiğimiz yıllarda Cumhurbaşkanlığı Sarayında yapılması nedeniyle yargı bağımsızlığına ilişkin tepkilere neden olan adli yıl açılışı, bu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ve Diyaneti İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın dualı fotoğrafına sahne oldu. Yargının tüm dini inançlara eşit mesafede olması gerektiği düşünen birçok kesim, uzun süredir siyasetin güdümünde olduğu için eleştirdiği yargının durumunu bu fotoğraf nedeniyle “Adaletin ruhuna el-fatiha” cümlesiyle yorumladı. Adalet Bakanlığı’nın Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tutuklanması konusunda Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı “eşcinsellik haram” savunması, Diyanet İşleri Başkanının devlet protokolündeki sırasının öne çekilmesi ve son olarak yeni adli yılın dualarla açılması laiklik tartışmasını alevlendirdi. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan “Devletin dini adalettir” dese de Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Yargıtay’da görev yapan hakim ve savcıların “Allah’ın adaleti için” gayret sarf ettiklerini söyleyerek tersini bildirdi.
ADALETE GÜVENDE GERİ SIRALARDA
Konuyu gazetemize değerlendiren Siyaset Bilimci Doç. Dr. Yücel Demirer, fotoğrafı gördüğünde hiç şaşırmadığını belirtti. Türkiye’nin bu görüntüye şaşırılabilecek aşamayı çoktan geçtiğini belirten Demirer, bu simgesel manevranın Türkiye’nin hukuk konusundaki müthiş gerilemesi gerçeğini törenlerle kurtarma çabası anlamına geldiğini söyledi. Adalete güven endekslerinde Türkiye’nin hayli geri sıralarda yer aldığını belirten Demirer, “Kamuoyunun nabzını iyi tutan iktidar da bunun farkında. Nitekim bu yıl adli açılışın Saray yerine Yargıtay binasında yapılması da bunun bir işareti. Bahsi geçen güven kaybını örtmek için hayli yoğun bir simgesel dil öne çıkarılmış durumda. Özellikle otoriter rejimlerde gördüğümüz; anıtların, binaların, büyük yatırımların öne çıkarıldığı bir dil dünkü törene de egemendi. Yargıtay’ın heybetli binasının büyüklüğüne yapılan vurgu, kısa sürede yapılması ve yüklenici firmaya edilen teşekkür algı yönetimine yönelik adımlardı” dedi.
Törendeki detayların, toplumsal dinamikler dikkate alındığında, seçim dönemine yönelik bir hazırlık ve mümkün olan en geniş kitleye ulaşma çabası olduğunu belirten Demirer, AKP’nin bir yandan demokrasi eksikliğinden yakınan kesimlere seslenmeye çalışırken öte yandan dualarla kendi tabanına güven vermeye gayret ettiğini söyledi.
SİYASAL ALANI YENİDEN DÜZENLEME ÇABASI
AKP’nin kurulduğundan beri kamuoyu yoklamalarına verdiği önemin altını çizen Demirer; “Sadece muhalif kesimlerde değil, iktidar ortaklarına oy veren kesimlerde de hukuka ilişkin derin bir güven eksikliği yaşanıyor. Bu nedenle törendeki konuşmasında Cumhurbaşkanı bir yandan demokratik açılım söylemi içerisinde otoriter bir anayasadan kurtulma konusunda adım atılacağını ifade etti. Törenden yansıyan simgeselliğe ve anayasa değişikliğine ilişkin niyet bildirimine topluca bakarsak, siyasal alanın yeniden düzenlenmesi yaklaşımıyla karşı karşıya olduğumuzu söylemek mümkün görünmekte. Ben son günlerde yaşanan sosyal medya üzerinde sınırlandırma çabalarının da konuştuğumuz bağlam ile birlikte düşünülmesi gerektiğine inanıyorum. Bir kesime hukuk yanlısı bir görüntü çizilip, bir başka kesime dualarla güvence verildiği ve sosyal medyadan yükselen nabzı bastırmaya yönelik çabalarıyla seçime doğru ilerliyoruz” diye konuştu. Yaşananların seçim sürecine ilişkin işaretler olduğunu ifade eden Demirer, iktidarın elinden geldiğince en geniş kesimlere ulaşarak seçime giden yolu döşemeyi arzu ettiğini söyledi. Adli yıl açılış törenindeki yaklaşımın sistemin laik çerçevesinin aşılma çabasının ötesinde elden gelen en geniş kesimlere ulaşma amacı güden bir “herkesi yakala” manevrası olduğunu ifade etti. Dünyanın Taliban’ın yönetime geldiği Afganistan’da yaşananları ve her türlü siyasal İslamcı hareketin ortaya çıkardığı tehlikeleri tartıştığı bir dönemde neden böyle bir görüntü verildiğini sorduğumuzda Demirer, “AKP uzun süredir ülke gündeminde eski kontrol gücüne sahip değil. Eskiden oyun kurucu durumdayken artık gündemi tek başına belirleyemiyor. Afganistan meselesinde içeride prestij kaybetmiş görünse de, bu konuda ABD ile nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu ve ne hesaplar yapıldığını bilemiyoruz” dedi.