Zülfü Livaneli, Mikis Theodorakis'i Evrensel'e anlattı: En büyük kültür miraslarından biriydi
"Bir de cumhurbaşkanlığı teklif etmişlerdi. 'Teşekkür ederim ama benim bazı şartlarım var. Ben George Bush gelirse elini sıkmam' dedi. İlkelerine sadık bir adamdı, büyük bir dostumu uğurluyoruz."
Fotoğraf: twitter.com/LivaneliZulfu
Zülfü LİVANELİ
Mikis Theodorakis 20 yüzyılın ve 21 yüzyıla aktarılan en büyük kültür miraslarından bir tanesiydi, dünya açısından büyük bir kayıp. Aynı zamanda benim sanat dostumdu, büyüğümdü. 40 yıldan fazla bir süreyi beraber geçirdik, albümler yaptık, turneler yaptık, sohbetler, geziler, mavi yolculuklar gerçekleştirdik hayatta tanıdığım en büyük şahsiyetlerden bir tanesiydi. Müziğiyle de bütün dünyayı sarsmıştı diyebilirim. Çünkü “Sirtaki” denen dans biçimini bütün dünyaya tanıtmıştı. Kendi halkının müziğinden aldığı kaynakla, o kökten hareket ederek dünyaya ulaştı.
Annesi Çeşmeliydi zaten, böyle bir müzik tarzını dünyaya duyurdu. Dünyanın bütün büyük solistleri, büyük orkestraları onun eserlerini icra ettiler. Türk-Yunan dostluğu meselesinde de çok önemliydi. 1986’da kurduğumuz Türk-Yunan Dostluğu Derneği büyük çalışmalara imza attı. O dönem başbakanı Turgut Özal’ı ziyaret ettik beraber, vizelerin kaldırılmasını talep ettik. Gerçekten de vizeyi kaldırmıştı Özal, aynı şeyi karşı taraf da yapacaktı ancak hâlâ yapmadılar. Büyük bir vatanseverdi ama vatansever olduğu için de Türk dostuydu. Savaş olsun istemiyordu.
Theodorakis eğlence müziği yapan birisi değildi, müziğinin bir anlamı vardı. Bu anlamda; önce Alman işgaline karşı, ülkesini yabancılar tarafından işgal edilmesine, Nazilere karşı mücadele verdi, hapsedildi, işkence gördü. Daha sonra da Albaylar Cuntası’na karşı mücadele verdi. Ülkesinde demokrasinin yerleşmesi için çok büyük fedakarlıklarda bulundu. Bir de cumhurbaşkanlığı teklif etmişlerdi. Onu da çok kibar bir şekilde reddetmişti. Gelen bütün siyasi parti temsilcilerine “Teşekkür ederim ama benim bazı şartlarım var. Ben George Bush gelirse elini sıkmam” dedi. Peki “Teşekkür ederiz” deyip gittiler. İlkelerine sadık bir adamdı. Çok üzgünüm büyük bir dostumu uğurluyoruz.
"ACISI ÇOK DERİN"
Livaneli, Theodorakis'in ölüm haberinin ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada da şunları kaydetmişti:
"1983'te Atina'daki bir konserime gelip o iri gövdesiyle bir fırtına gibi soyunma odama dalmasından bu yana neler geçti neler. 1986'da Güneş Topla Benim İçin albümünün Altın Plak töreni dolayısıyla ilk kez İstanbul'a gelişi, o günün akşamı Sarıyer'de Urcan lokantasında balık yer rakı içerken Türkiye Yunanistan Dostluk Derneği'ni kurmaya karar verişimiz, yüzlerce konser, Efes'te Hacidakis, Theodorakis ve otuz bin izleyiciyle yaşadığımız unutulmaz gece, yolculuklar, tatiller, hastalıklar...
Hepsi birer birer aklımdan geçiyor. Bunları Boğaziçi Üniversitesi'nin eski rektörü Kadri Özçaldıran'ın 2009 yılında onun için düzenlenen fahri doktora töreninde yaptığı konuşmada da söylediği gibi daha lise ve üniversite yıllarında ülkesini işgal eden İtalyanlarla, sonra Nazilerle, daha sonra İngilizlerle, İç Savaş'ta kendi kardeşleriyle, daha sonra 40'lı yaşlarında Albaylar Cuntası ile savaşan, daha sonra da dünyanın neresinde bir baskı, bir insan hakları ihlali olduğunu düşünürse tavır almaktan geri durmayan, kısacası, yaşam boyu, her çeşit baskıya ve savaşın kendisine karşı savaşan… Konserleriyle, demeçleriyle, duruşuyla milyonlarca insanın gözünde bir 'demokrasi ve özgürlük kahramanı'olan, II. Dünya Savaşı, Yunan İç Savaşı ve Albaylar Cuntası sırasında şarkıları direnişin marşları haline gelen... Sürgünden kurtulması için D. Şostakoviç, A. Miller, L. Bernstein gibi isimlerin uluslararası dayanışma komitesi kurduğu ulusunun düşman olarak algıladığını dost bilen, Türk-Yunan dostluğunun gelişmesi için 20 yıldır çaba gösteren...
Kısacası, insan ruhunun, acılardan, savaşlardan, sürgünlerden, aşktan ve ihanetten süzülmüş en has halini temsil eden, hayatta ve sanatta en büyük dostlarımdan birini Mikis Theodorakis'i kaybettim. Acısı çok derin."
ARDINDAN ŞİİR YAZDI: KİMİZ BİZ?
Girit'te dağılan saçlarını
Efes'te toplayan
Okyanus gibi kabarıp
Olimpos dağı gibi patlayan
Dostum Mikis
Söyle kimiz biz?
Savaş, ölüm, açlık
Sürgün, hapis derken
Tespih tanesi günlerimizden
Vahşi bir çavlan gibi fışkıran
Dostum Mikis
Söyle kimiz biz?
Sözlerin anlamını korumaya
Adanmış ömürlerden
Ve reçine kokusundan mersinlerin
Yanık türküler çıkaran
Dostum Mikis
Peki kimiz biz?
Neydi mesleğimiz mesela tuz basmak mı?
Aşk ve ölüm yaralarına?
Ya da yakamozlanan denize dalıp
İnciler çıkarmak mı yavuklunun nazlı boynuna?
Dostum Mikis
Söyle bana
Kimiz biz
Sahi kimiz biz?
#MikisTheodorakis
September 2, 2021
(KÜLTÜR SERVİSİ)