Satan çok, müdahale eden yok: Uyuşturucuya karşı çözüm bulunmalı
Diyarbakır’ın Sur İlçesinin Melikahmet Mahallesinde yaşayan yurttaşlar, uyuşturucu satışına karşı tepkili. Yurttaşlar, sorunun çözümü için çağrıda bulundu.
Fotoğraf: Fırat Topal/Evrensel
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Sur’un Melikahmet Mahallesi’nde yurttaşlar uyuşturucu satıcılarına karşı çözüm istiyor. Giderek artan uyuşturucu kullanımıyla birlikte çocuklarının hayatından endişe eden yurttaşlar, mahallede huzur kalmadığını söyledi. Başta kentteki bütün kitle örgütlerine çağrıda bulunan yurttaşlar, uyuşturucuya karşı çözüm bulunulmasını istedi.
Sur’un Melikahmet Mahallesi’nde yurttaşlar, uyuşturucu satılmasına tepkili. Günlerdir mahallede uyuşturucu satıcıları yüzünden gerginlik çıkıyor. Gençlerin şiddetle çözmeye çalıştığı sorun, günden güne büyümeye devam ediyor. Mahallede uyuşturucu satıcılarından kaynaklı sürekli çıkan kargaşadan dolayı insanlar can güvenliğinden endişe ederken, diğer yandan sessiz kalmaları durumunda çocuklarının uyuşturucuya düşme ihtimaline karşı tepkisiz de kalamıyor. Sokaklarda daha önceleri esrar satılırken son birkaç yıl içinde Kristal (Metamfetamin), Lyrica, Eroin, Bonzai gibi daha çok dışarıdan gelen sentetik uyuşturucular daha çok 10-18 yaşlarındaki gençlere, aslında çoluk çocuk ayırt etmeden herkese satılıyor. Bu uyuşturucuların kente bu kadar kolay girmesi ise şehirler arası yolculuklarda kontrol noktalarını göz önüne aldığımızda akıllarda soru işareti bırakıyor. Daha çok kentin yoksul semtlerinde satılan uyuşturucuların kim tarafından nasıl temin edildiğine dair iddialar olsa dahi kanıtlanmış değil. Ama şunu diyebiliriz çok kolay ulaşılıyor, her sokak başında bir torbacıya rastlayabilirsiniz, sadece Sur’un değil kentin diğer yoksul mahallelerinde de gece yarısı sokaklarda ya da parklarda baygın yatan onlarca genç görebiliyorsunuz. Kentin bu yoksul semtlerinde neler oluyor? Gençlerin uyuşturucu tacirleri tarafından zehirlenmesine göz mü yumuluyor? Uzun süredir bu mesele üzerine haber yapmayı planlıyordum ama insanların hem kendi can güvenliği hem de benim can güvenliğim nedeniyle konuşmadığı bir süreç yaşadım. Anlaşılan bazı mahallelerde bıçak kemiğe dayandı…
BENİM OĞLUM DÜŞTÜ BAŞKASININKİLER DÜŞMESİN
Sur’da Melikahmet Mahallesi’nde yaşayan Mehmet Sami Gezer, daha önceleri kuaför olan bir oğlunun uyuşturucuya düştüğünü ve böylelikle hem oğlunun hem kendi hayatlarından endişe ettiklerini söylüyor. Oğlunun uyuşturucu bağımlısı olduktan sonra hem maddi hem manevi olarak ailenin yıprandığını belirten Gezer, mahalledeki diğer gençlerin uyuşturucuya bulaşmadan sorunun çözülmesini istiyor. Gezer, “Çocuğum kuaförde çalışıyordu, çocuğu alıştırmak için uyuşturucunun doping etkisi yarattığını söyleyerek içiriyorlar. Gençler buna kanıyor haliyle, bağımlı oluyorlar. Bağımlı olduktan sonra önce evden para çalıyorlar, para bulamayınca satılabilecek şeyleri alıyor, sonra daha kötü şeyler yapıyorlar” diyor.
Bu durumu kabul etmediklerini ve mahallede uyuşturucu satılmasını istemediklerini ifade eden Gezer, “Emniyete başvuracağız, çözüm olmasalar, kendimiz farklı şekilde çözeceğiz. Çünkü pırıl pırıl gençlerimiz ellerimizden kayıp gidiyorlar. Benim oğlum düşmüş, başkasının çocukları düşmesin. Tedavi çözüm olmuyor, çocuklarımız için ideal olanın artık cezaevi olduğunu düşünüyoruz, sadece orada ulaşamıyorlar. Oğlum cezaevine girdi 7 ay içmedi, fakat buradaki ortamdan dolayı tekrar başladı. Sur’da yaşayan akrabalarımın da 3 çocuğu bağımlı şu an, bunun psikolojisini artık kaldıramıyoruz. Bu satıcıların ortadan kaldırılması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. Bu durum böyle devam ederse herkes sokakta birbirini vuracak. Adam içtikten sonra her şeyi yapıyor. Çok zor bu durum bizim için, anne ve kardeşleri kafayı yemiş durumda, psikolojileri bozulmuş. Eğitim yok, iş yok, karşı koyacak iradeleri de olmuyor. Mesleği vardı, kuafördü şimdi eli titriyor” diyor.
KİTLE ÖRGÜTLERİNDEN DESTEK İSTİYORUZ
Mahallede kıraathane işletmecisi olan Fırat İkincisoy, mahallede yaşananlara ilişkin gözlemlerini aktarırken, uyuşturucu sorununun ortadan kaldırılması için harekete geçilmesi gerektiğini söylüyor. İkincisoy, “Özellikle 18 yaş altı gençlerimiz uyuşturucuya düşmüş, her akşam mahallede huzursuzluk var. Her yerde satılıyor. Küçük çocukların elinde uyuşturucu var, bakkaldan sigara almak gibi bir şey olmuş. Hiç mi bunu gören yok? Devletin bundan illa ki haberi var, bunca aile mağdur oluyor. Buna çözüm bulunmalı, bulunmazsa gittikçe kötüleşir. Mahalledeki gençler kendi kafalarına göre çözüm arıyor. Çünkü ya arkadaşları ya kardeşleri uyuşturucuya düşmüş. O çözüm de başka sıkıntılara yol açıyor. Burada yaşayanlar zaten yoksul, mağdur. Mahallede can güvenliği yok artık. Emniyetin nasıl bundan haberi yok, bilmiyoruz. Devletin görevi bu sorunu çözmek. Her sabah dükkanı açtığım zaman parklarda, banklarda uzanır halde görüyorum gençleri, yazık değil mi? Biz bunu kabul etmiyoruz, mahalleli olarak kendimiz bu sorunu çözmeye çalışacağız. Bu soruna dair mahalleden imza toplayacağız, kentteki sivil toplum örgütlerinden destek istiyoruz, bu sorun çözülmeli” diyor.
GENÇLERİN DURUMU HİÇ İÇ AÇICI DEĞİL
Mahalle sakini Mehmet ise “Gençlerin durumu hiç iç açıcı değil, 10 yıl önceki içicilerin yaş ortalaması ile şimdiki içicilerin yaş ortalaması baktığımızda 12 yaşa kadar düşmüş. 10 yıl önce uyuşturucu bağımlılarının yaş ortalaması 25-30’du. Ciddi anlamda büyük bir sorun. Her mahallede devlete bağlı ya da bağımsız bir ekip kurulmalı, eğer devlet destek vermezse bağımsız bir ekipler kurulmalı, yapanlar ciddi anlamda cezalandırılmalı, kullananlar tedavi edilmeli. Çünkü uyuşturucuya düşen çocukla birlikte ailesi de yanıyor. Tanıdığımız birçok ailenin çocukları evlerinde ne varsa satmışlar. Hırsızlıkların çoğu bu yüzden yapılıyor. Hepsinin temelinde bu yatıyor. Sadece erkekler değil kadınlar da düşmüş, fuhuşa sürüklenmiş durumda. İnsanlar açlıkla uğraşmaktan uyuşturucuya düşen çocuklarını göremez oldular. Devlet görüyor bunları, görmüyorlar mı? Devletin görmemesi söz konusu değil. Devletin her mekanda, her köşede, her evde adamı var. Müdahale etmiyorlar. Geçen burada olay yaşandı, her tarafta polis var. Olay yerine iki saat sonra geldiler” diyor.
POLİSLER DEVRİYE ATIYOR, MÜDAHALE ETMİYOR
Emrah Baylan (28), arkadaşlarının uyuşturucu batağına düştükten sonra ailelerinin yıkıldığını fakat bu konuda devlet yetkililerinin sessizliğini koruduğunu söylüyor. Baylan, “Benim bir arkadaşım uyuşturucuya düşmüş eşine de zorla içirmeye çalışıyor, ailesi dağılmış. Geçen hastanede kadın ‘Eşime yardım edin’ diye bağırıyordu. Devlet yetkilileri neden operasyon yapmıyorlar? Bir arkadaşım da terziydi şimdi o da uyuşturucuya düşmüş, babasının parasını çalıyor, evde ne bulduysa götürüp satıyor. Sabah saatlerinde Sur diplerine gidin bakın bir sürü genç oralarda yatıp kalkıyor. Polisler devriye atıyor yanlarında, niye müdahale etmiyorlar? Sur’un içindeki her yerde uyuşturucu içiliyor. 10-18 yaşlarında gençlerimiz bunlar, benim de çocuklarım var. Buna devletin dur demesi lazım” diyor.
DEVLET, SİLAH ALIP TORBACI PEŞİNE DÜŞMEMİZİ Mİ İSTİYOR?
Uyuşturucunun geçim kaynağı haline geldiğini söyleyen Baylan, gençlerin siyasetten uzak durması için uygulanan bir politika olduğunu düşünüyor. Baylan, “Mahallede satan çok, müdahale yok. 20 TL’ye satılıyor. Geçim kaynağı haline gelmiş. Bu sentetik uyuşturucu öyle kolay bu kente girebilecek bir şey değil. Batı illerinden Van üzerinden geliyor. Bunu nasıl görmüyorlar. Bu işin içinde kim var, bir düşünün. Demek ki göz yumuluyor. Kristal ucuz olduğu için herkes alabiliyor, satan da yaşa bakmıyor, alan herkese satıyorlar. Bu mahallede öyle şeyler yoktu şimdi herkes uyuşturucuya düşmüş. Zengin çocuğu bunu içmez, fakir çocuğu iş yok, güç yok, sosyal hayatı yok, hemen düşüyor bu batağa. Gençler politik olmasın diye uyuşturucuyu başımıza bela ettiler. Bilinç kalmadı gençlerde, hiçbir şey kalmadı. Biliyorlar nerede ne satılıyor, okul köşelerinde, cami köşelerinde satılıyor. En son silah alıp torbacı peşine düşeceğiz, devlet bunu mu istiyor? Bizim bunları kaldıracak tahammülümüz yok” diyor.