Demokratik üniversite için yarın değil şimdi, yalnız değil hep beraber!
Bölüm ve fakülte yerellerinde kurulan birlikteliklerin, öğrencilerin kendilerini yönetmesinin bir aracı haline gelmesi önümüzdeki dönem mücadelemizin temelini oluşturacak.
Fotoğraf: Evrensel
Selen AKÇAKOCA
ODTÜ
18. Gençlik Yaz Kampı’nın ODTÜ buluşmasını geçtiğimiz haftalarda tamamladık. Kamp sürecinin tamamında ve kampta gerçekleştirdiğimiz üniversite toplantısında ODTÜ’nün farklı bölümlerinden birçok öğrenci içerisinde bulunduğumuz ekonomik, sosyal ve politik koşulları, bunun ODTÜ’ye yansımalarını, taleplerimizi ve bundan sonra neler yapabileceğimizi tartıştık.
İŞ BULAMAMA KAYGISI OLDUKÇA ARTMIŞ DURUMDA
Pandemi koşullarında eğitime dair sorunlarımızın derinleşmesi, özellikle pratik dersi olan bölümlerde ODTÜ öğrencilerinin gelecek kaygısının artmasına neden oldu. İş bulamama kaygısı, önceki senelerde “garanti meslek sahibi” olarak görülen Mühendislik Fakültesi öğrencilerinde bile oldukça arttı. Pandemi sürecinde yoğunluğun artması ve okul ortamının eksikliği ise öğrencilerin sosyal yaşantısının azalmasına sebep oldu. Bu durum yer yer gençlerdeki mücadele eğiliminin azalması ile sonuçlandı. Ekonomik kriz koşullarının öğrenciler üzerindeki etkisi bu süreçte de artmaya devam etti. Okulların online olması ile çalışan öğrenci sayısında artış yaşandı. Bir buçuk senelik pandemi sürecinde ODTÜ öğrencilerinin en genel gündemini online eğitimin sorunları oluşturdu. Bölüm ve fakültelerde kurulan yerel birlikteliklerdeki tartışmalar genelde bu eksende ilerledi.
ODTÜ öğrencileri, ülke genelinde yürütülen politikalardan genel olarak rahatsız olduğu belirtilirken bu durumun AKP karşıtlığını artırdığını dile getirdi. Tek parti-tek adam hükümetinin aldığı kararların kapitalist sistem ile olan ilişkisinin öğrenciler tarafından görülmediği tartışılırken öğrencilerin kendilerini değiştirici bir özne olarak görememesinden kaynaklı burjuva muhalefet partilerine karşı beklentilerin arttığı konuşuldu. Bu süreçte okulların kapalı olmasının eğilimleri yönlendirmekte bir zorluk yarattığı değerlendirilirken yüz yüze açılmasının öğrencilerin bir araya gelerek daha kitlesel mücadeleler yürütmesinde etkili olacağı konuşuldu. Okulların yüzyüze açılması talebinin de ODTÜ öğrencileri açısından oldukça öne çıktığına vurgu yapıldı.
YAN YANA GELEBİLECEĞİMİZ ALANLARI BİZ YARATABİLİRİZ
Pandemi döneminde ODTÜ’de öğrencilerin yanyana gelebildiği alanların genişlediği, okul online ilerlese bile beraber hareket etmenin olanaklarının öğrenciler tarafından yaratıldığı sonucunu tartışmaların genelinden çıkartabiliriz. Farklı bölümlerden öğrenciler bu süreçte kitlesel birliktelikler kurmuş olmanın bölüm ve fakülte yönetimleri ile iletişim kurmakta önemli bir etken olarak karşılarına çıktığını belirttiler. Birkaç bölümde kurulan öğrenci temsilciliği ve öğrenci konseylerinin diğer bölümlerde de benzer adımlar atılması yönünde olumlu bir etki yarattığı konuşuldu. Beşerî Bilimler, Biyolojik Bilimler, Mühendislik, İİBF gibi alanlarda kurulan yerel birlikteliklerde bir taraftan online eğitimin sorunları tartışılırken bir taraftan da bölümlerdeki karar verme mekanizmalarına dahil olabilme tartışmalarının yürütüldüğü sonucu çıktı. Özellikle Boğaziçi protestoları esnasında yerel birliktelikler üzerinden örgütlenme eğilimi arttı. ODTÜ genelinde demokratik üniversite mücadelesinin ve öğrencilerin üniversitede kendi kararlarını verebildiği mekanizmaların gerekliliğinin tartışılması bu dönemde hız kazandı.
NE YARINI BEKLEMEK NE DE TEK BAŞINA HAREKET ETMEK
ODTÜ Öğrencileri, Boğaziçi protestolarında ve online eğitime dair sorunlarında hızlıca reaksiyon gösterdiler. Önümüzdeki dönemde tek adam iktidarının üniversitelere saldırılarına karşı örgütlenebilecekleri alanların zeminlerini yarattılar. Politik, sosyal, ideolojik pek çok alandan gerçekleştirilen bu saldırıların, atanmış rektör aracılığı ile ODTÜ’de gerçekleştirilmesi nedeniyle ODTÜ öğrencilerinin atanmış rektörün yönetiminin karşısında, kendi iktidarını kurması ihtiyacı ortaya çıktı.
Bölüm ve fakülte yerellerinde kurulan birlikteliklerin, öğrencilerin kendilerini yönetmesinin bir aracı haline gelmesi, yalnızca talep sıralamakla sınırlı kalmayıp karar verme yetkisine sahip olmasının ihtiyacı önümüzdeki dönem mücadelemizin temelini oluşturacağı tartışması ile toplantı son buldu. Genç Hayat satırlarında da bir kez daha duyuralım; acil taleplerimiz için verdiğimiz mücadele ve buradaki kazanımlarımız, demokratik üniversite mücadelesiyle birleştiği ölçüde kalıcı oluyor. Tam da bu sebepten mücadele etmek için ne yarını beklemek ne de tek başına hareket etmek bizleri istediğimiz sonuca götüremiyor. Kampımızın genelinde yürüttüğümüz tartışmalardan çıkan sonuçlardan hareketle bir kez de biz tekrar etmiş olalım; yarın değil şimdi, yalnız değil hep beraber!