08 Eylül 2021 00:30

Geçmişten günümüze önlem alınmamış bir hastalık: Sıtma

Özellikle sanayi çevrelerindeki su birikintileri, bataklıklar kurutulmalı ve çöp çevreleri ilaçlanmalıdır çünkü hastalığa sebebiyet veren sivrisinek türü larvalarını buralarda oluşturmaktadır.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Gamze

YTÜ Biyomühendislik öğrencisi

 

Malaria olarak da isimlendirilen sıtma, bulaşıcı bir hastalık olarak bilinmektedir. Hastalığın ilk bulguları milattan önce 5. yüzyıla dayanmakta olup, Hipokrat tarafından genel belirtilerinin çerçevesi çizilmiştir. Sıtma, anofel dişi sivrisineklerinde bulunabilen Plasmodium cinsi parazitlerin insan vücudunda konaklaması yani bu sivrisineklerin insan kanı ile inkübasyonu neticesinde ortaya çıkmaktadır. İnsan kanında bir çeşit enfeksiyona neden olan bu hastalık, dünya üzerinde her yıl 500 milyona yakın insana bulaşmakta ve 3 milyon dolaylarında insanı hayatından etmektedir [1].

Hastalığın genel belirtileri başlarda kas-eklem ağrısı, yorgunluk, baş ağrısı, abdominal rahatsızlık gibiyken ileri evrelerde; titreme, üşüme, kusma, terleme halinde devam etmektedir. Tedavi süresi kişilerin yaşına, bağışıklık sistemine ve sağlık durumlarına göre değişebilmektedir. Ancak halihazırda sıtmaya uygun bir aşı oluşturulmadığı gibi kullanılan ilaçların ulaşılabilirliği Türkiye ve diğer pek çok gelişmemiş ülkeler için güç. Öte yandan hastalığın tedavi sürecine ilişkin yapılan ilaç çalışmaları gün geçtikçe zor bir hal almaktadır çünkü aynı cinsteki iki sineğin farklı alt türlerinde farklı genetiklerin saptanması yani sinekteki evrimsel süreçle birlikte gelişen farklı genetik kodlar, dışarıdan bakıldığında aynı gibi duran ancak özünde iki ayrı genoma sahip bu sineklerde birinin sebep olduğu sıtma için bulunan ilacın/aşının diğerinin sebep olduğu sıtmada işe yarayamayabileceğinin göstergesidir [2].

HASTALIĞIN YAYILIMI EKONOMİYLE DE İLGİLİ

Tüm dünyada bu hastalığın ortadan kaldırılabilmesi adına gerekli sağlık politikalarının eş zamanlı ve eş dağılımlı bir biçimde uygulanmaması yani var olan ilaçların dünya genelinde eşit bir dağılımının gözetilmemesi hali, zaman içerisinde tedavi sürecinin kısır bir döngüye evirilmesinin sonuçlarından biridir. Tedavi sürecinin dünyayı oyalamak gibi bir halde olduğu aşikardır. Sineklerin evrimsel süreci öngörülerek ve tüm insanlığa hizmet eden etik koşulların gözetilmesiyle bilimsel araştırma ve geliştirme çalışmalarının yapılması sıtmadan kurtulmanın esas yoludur. Yazının başında da söz edildiği gibi milattan öncelere dek kendini göstermiş olan sıtma için bugünkü teknoloji ve bilgi birikimine rağmen elzem sağlık politikalarının halkların yararına uygulanmamış olması, bilimin neye hizmet etmesinin zorunlu kılındığı yönündeki tavrın belirtecidir.

Sıtmaya yakalanabilme olasılıklarından biri, bahsedilen cins sivrisineklerin olduğu endemik ülkelere olan seyahatlerdir. Bunun yanında Asya ve Güney-Doğu ‘da bazı ormanlık alanlarda bulunan, maymun sıtma etkeni olarak P. knowlesi cinsi parazitlerden de insanların sıtmaya yakalandığına dair bulgular yerini korumaktadır. Hastalığın bulaşıcı olması onun meslek hastalığı olarak nitelendirilebilmesi önünde engel teşkil etmemelidir çünkü özellikle hijyen açısından zayıf ve çeşitli organik birikintilerin bulunduğu ortamlarda parazitlerin üremesi beklenen bir durumdur. Buna yönelik olarak fiziksel alt yapının yetersiz düzeyde olduğu ve iyi çevre koşullarının sağlanmadığı çalışma sahalarında hastalığa yakalanmak an meselesidir. Bazı sanayi bölgelerinde yaşayan erkeklerin kadınlara göre daha çok hastalığa yakalanması durumu, onların çalışma hayatında daha çok yer edinebilmeleriyle ilişkilendirilebilmektedir.

GEREKLİ ÖNLEMLERLE YAYILMASI ENGELLENEBİLİR

Sıtmanın yayılış biçiminde gözlemlenen son yıllardaki artış, önlem ve tedbirlerin niteliğini ve yeterliliğini sorgulamaya sebebiyet vermekte. Kamusal kaynakların sıtma tedavisi için ilaç araştırma geliştirme çalışmalarına yeterli ölçütte ayrılmıyor olması ve pek çok ülkenin var olan ilaçları ithal edebilecek düzeyde olmaması aslında yine tüm dünyadaki yaşam döngüsünü etkileyecek riskleri arz etmektedir.

Özellikle sanayi çevrelerindeki su birikintileri, bataklıklar kurutulmalı ve çöp çevreleri ilaçlanmalıdır çünkü hastalığa sebebiyet veren sivrisinek türü larvalarını buralarda oluşturmaktadır. Yalnız bazı tip anofeller, ilaçlamadan kullanılan kimyasallara karşı direnç kazanabilmektedir dolayısıyla ülkelerin alacağı önlemler detaylı ve sağlam temeller ile oluşturulmalıdır. Örneğin su, besin, toprak kirlenmesinin önüne geçerek yapılacak bir dizi önlem çalışmalarında öncelikle devletlerin, insanların yaşam konforlarını ve buna bağlı olarak davranış biçimlerini değiştirmeye yönelik adımlar atması sorunun kapsamını oldukça azaltır ancak yeterli olmaz; devletler tarafından iyi bir çevre düzenlemesi, alt yapı sorunlarının giderilmesi ve bahsedilen kirliliklere esas sebebiyet veren sanayi bölgelerinin denetlenerek kontrollü atık deviniminin sağlanması gerekmektedir. Çünkü bu tarz çevresel iyileştirmelerle biyolojik ve kimyasal açıdan yapılan önlemler etkin olabilir.

Tüm alınan önlemlere karşın sıtma gibi oluşabilmesi ihtimal olan bulaşıcı hastalıkların hızlı ve esaslıca ortadan kaldırılabilmesi için hükümetler nezdinde halkların yararı ve sağlıklı yaşayabilmesi adına şunlar yapılmalıdır; sağlık ekonomisinin desteklenmesi, hastalığın belirlenmesinde etkin tanı kitlerinin oluşturulması ve tedavi yöntemlerinin insanlığın refahı için tüm dünyaya eşit bir biçimde ulaşmasının sağlanması.

 

 

[1] Tamer, G. S. (2008). Kocaeli’de sıtma epidemiyolojisi. Turkiye Parazitol Derg32, 313-6 http://cms.galenos.com.tr/Uploads/Article_23020/TPD-32-313.pdf 

[2] Günseli, B. (24 Ekim 2010). “Antik bir hastalık, sıtma ve evrim”,

https://www.evrensel.net/haber/180117/antik-bir-hastalik-sitma-ve-evrim

 

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Bir Olay: Yeni eğitim dönemi başlıyor Bir Kavram: Eğitim hakkı

SONRAKİ HABER

Okullar tedbirler alınarak açılsın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa