8 Eylül 2021 10:31

Sezon yeni de, Amedspor yeni mi?

Amedspor, kendisini Türkiye liglerindeki takımlardan ayrı bir yere konumlandıramıyor. Böyle olunca onlara epeyce benziyor, onların hatalarına kendisi de düşüyor.

Sezon yeni de, Amedspor yeni mi?

Amedspor logosu | Görsel: MA

Serkan DELİDERE

Kendi sahasında oynadığı Uşakspor maçıyla sezona başladı Amedspor. Ben de yaklaşık bir buçuk yıl aradan sonra tribünde maç izleme heyecanıyla stadyumun yolunu tuttum. Bilindiği üzere TFF ve İçişleri Bakanlığı’nın genelgeleri stadyumlara aşı yaptırmamış veya maçtan 48 saat öncesinden PCR testi yaptırmamış kişilerin girişinin uygun olmadığına işaret ediyordu. E aşı oranının yeterli seviyeye ulaşmadığı Diyarbakır’da da beklendiği gibi tribünler pek dolmadı.

Yavaştan stadyumun içine doğru yönelelim. Ama sahadan evvel, önce protokole ilişkin bir şey söylemek isterim. Geçen Haziran ayında biliyoruz ki yönetim değişti. Yeni yönetimde ‘dikkat çeken özellik’ kentteki bazı sivil toplum örgütlerinden kişilerin de yönetime girmiş olması. İlk kez yönetimde bu kadar sivil toplum temsiliyeti gerçekleşmiş oldu. Bu anlamda ‘katılımcı’ bir yönetim görüntüsü var, evet. Diyarbekirspor gibi bir şirket takımıyla kıyaslayınca önemli de buluyorum bunu. Ama bu, kulübün yeniden yapılanmasında kentte bir tartışma imkanı yaratır mı, onu bilemiyorum. Yazının devamında buna dair bazı gözlemlerim var.

BENZEŞMEK Mİ, AYRIŞMAK MI?

Şimdi bu girizgahtan sonra biraz sahaya yönelelim. Yeni teknik direktör Mesut Toros ile yaklaşık 2 ay evvel anlaşmaya vardı Amedspor. Mesut Toros ile ilgili olarak, daha doğrusu onun geçen seneki ilginç hikayesiyle ilgili olarak yazının devamında ayrı bir başlık açacağım. Şimdilik bu bilgiyi vereyim. Dönelim takım kadrosuna. Transfer markt sitesinin verdiği bilgilere göre geçen sezonun bitimi ile resmi kadroda yer alan 19 oyuncu ile –klişe tabir ile- yollar ayrıldı, yeni sezon öncesi biri alt yapıdan olmak üzere toplam 14 futbolcu ile profesyonel sözleşme yapıldı. Yani 23 kişilik kadronun 14’ü yeni. Bu oranda bir kadro değişikliğinin doğru olmadığını üst liglerde de görüyoruz yıllardır. Her sene sezon bitiminde kadrolar komple değiştirilir, ‘başarı’ elde edilmemişse bir sonraki yıl yine o kadrolar çoğunlukla değiştirilir. Bir kısır döngü yani. Kıyas yapılacak gibi değil ama örnek olur belki diye Premier Lig’de küme düşme tehlikesi yaşayanlar da dahil olmak üzere hiçbir takımda bu kadar çok transfer görmeyiz yeni sezon planlaması kapsamında. Üç-beş futbolcu eklenir mevcut kadroya, üç futbolcu çıkarılır.

İşin bir diğer sıkıntılı tarafı takımın yaş ortalaması. Sahaya çıkan kadronun yaş ortalaması 28.3 idi. Aslında bu coğrafyanın genel sıkıntısı bu mesele de. Bu seviye liglerde ben kendi adıma daha genç bir takım görmek isterim. Ama benim keyfimle ilgili de değil bu. Doğru bir mali yapılanma bunu gerektirir. Dünyadaki doğru örnekler bunu gösteriyor. Oyuncu yetiştirmek… Bu coğrafyanın çocuklarını da böylece oyuna dahil etmek... Neyse, bu epey uzun bir tartışmanın konusu. Çünkü bütün ilişkiyi yeniden tarif etmekle ilgili.

Yukarıdaki iki meselede, yani her sezon yenilenen kadrolar ve yaş ortalaması yüksekliği ve benzeri diğer meselelerde Ali Fikri Işık’ın dediği gibi Amedspor, kendisini Türkiye liglerindeki takımlardan ayrı bir yere konumlandıramıyor. Böyle olunca onlara epeyce benziyor, onların hatalarına kendisi de düşüyor. Bu bakımdan bir tartışma ihtiyacı olduğunu ben de düşünüyorum. Amedspor’un isminin dahi bazı oyuncuların bu takımda oynamasının önüne geçtiğini de elbette unutmamak lazım. Ama en nihayetinde mevcut lig anlayışı, oyuncu yetiştirme anlayışı ve organizasyon anlayışını yeniden tarif etmek gerekiyor bence. Böylece benzeşme tehlikesinden kurtulmak mümkün.

UŞAKSPOR’A KARŞI OYUNUN KISA BİR ÖZETİ

Bir de kısaca oyuna değinmek isterim. Tribünden gördüğüm kadarıyla elbette... 4-2-3-1 ile çıktı sahaya Amedspor. 12. dakikada kornerden gelen topla ilk golü buldu. 21. dakikada ise yine bir orta ile ikinci gol geldi. Aslında bu iki golün biçimi Amedspor’un oyun kuramadığının kanıtları idi bana kalırsa. Geriden oyun kurmakta epey zorlandı takım. Hücum yöntemi 1. bölgeden 3. bölgeye atılan uzun toplardı genel olarak. Eğer goller o kadar erken gelmeseydi ilerleyen bölümde rakibe karşı zorlanabilirdi ki ona rağmen, ilk yarı bitmeden Uşakspor iki büyük tehlike yarattı. Birbirine benzeyen iki pozisyonda Tayyib, iki kez topla buluştu. Her ikisinde de kafa vuruşları yan direkten dışarı çıktı. Zorlanabilirdi derken bunu kastediyorum. İlk yarı beraberlikle bitseydi ikinci yarı çok daha zor olabilirdi. 2-0’dan sonra skorun rahatlığı ile Amedspor takım halinde geriye yaslanıp skoru korudu. Hatta ikinci yarı başlarında 3-0’ı da yakaladı takım. Neredeyse 40 dakika boyunca Uşakspor savunma hattı ikinci bölgede kaldı. Amedspor’dan başarılı bir savunma performansı izledik takım halinde. Yanlış hatırlamıyorsam yalnızca bir kez savunmanın sağ tarafından bir pozisyon verdi. Zaten Uşakspor’un golü de muazzam bir frikik golüydü. Amedspor’un oyunu oynama biçimine dair şimdilik benim gördüklerim bunlar. Önümüzdeki haftalarda merak ettiğim şey şu esasen; bu savunma performansı hücuma geçişte de görülebilecek mi? Yani 4-2-3-1 dizilişinin savunma performansı fena değil ama hücum performansı nasıl olacak? Bakalım.

BİZE DE Mİ MUCİZE LAZIM?

Yazıyı yeni teknik direktör Mesut Toros’un geçen seneki ilginç hikayesi ile bitireyim. Gazeteciler Fatih Çekirge ve Nuri İmre konuyla ilgili çok güzel bir haber yapmışlardı.  Geçen sezona Fethiyespor ile başlıyor Mesut Toros. 23. hafta sonunda takımı liderken o haftaki Büyükçekmece beraberliği sonrası görevden alınıyor. Üçüncü sıradaki Nazilli Belediyespor’un teknik direktörü de iki hafta sonra görevden alınıyor. Hemen peşinden de Nazilli Belediyespor, Mesut Toros’u göreve getiriyor. Göreve geldikten sonra ilk iki maçında 1 galibiyet ve 1 mağlubiyet alıyor takımı. Bitime 7 hafta kala liderle aralarında 9, ikinci sıradaki Mesut Toros’un eski takımı Fethiyespor’la aralarında 5 puan fark var. Bir sonraki haftayı bay geçen Nazilli Belediyespor’un her iki rakibi de maçlarını kaybediyor. Yani bitime 6 maç kala birinciyle 9, ikinciyle 5 puan fark var. Ve o Nazilli Belediyespor çok büyük bir zorluğu aşarak bu tablodan sonra ligi şampiyon bitiriyor. İşte Mesut Toros’un ‘mucize’ diye tabir edilen şampiyonluk hikayesi bu.

İşte böylesi bir şampiyonluktan sonra lig bitiminde Nazilli Belediyespor, onunla yola devam etmedi ve Amedspor’la sözleşme imzaladı Toros. Bu hikayeden sonra bir ‘mucize’ arıyor herhalde Amedspor, diye düşünüyor insan. Yıllardır üst lig hedefiyle lige başlayan Amedspor’un bir mucizeye ihtiyacı olup olmadığını yakinen takip edeceğiz.

Evrensel'i Takip Et