08 Eylül 2021 10:55

Gerekçe başka, niyet başka

"İthalat karşısında ezilen üretici köylü artan girdi maliyetleri karşısında üretim yapmaya zorlanırken ürününü değerinde satamadığı için ya daha çok borçlanacak ya da tarımdan kopacak."

Fotoğraf: MA

Paylaş

Sedat BAŞKAVAK

AKP iktidarı tarım ürünleri ithalatında gümrük vergilerinin sıfırlanmasına ilişkin aldığı kararın gerekçesinde, Kovid-19 hastalığı nedeniyle hububat ve bakliyat fiyatlarındaki artışın önüne geçilmesi iç piyasa fiyatlarının makul seviyede tutulması; spekülatif hareketlere izin verilmemesi için buğday, arpa, mısır, çavdar, yulaf, mercimek, nohut vs. için gümrük vergisini sıfırlandığını iddia etti. Koronavirüs salgınının gıda fiyatlarının artmasına yeni sebep olmadı. Geçtiğimiz yıl pandemi ilan edildiğinde hem tarımsal üretimin devam etmesi için üretici köylülerin desteklenmesi hem de tarımsal üretimdeki maliyet artışlarının düşürülmesi dolayısıyla ilaç, gübre, yem gibi bitkisel ve hayvansal üretim girdilerinin ucuz temini için desteklerin artırılması gerektiğini dile getirmiştik. Fakat Erdoğan’ın AKP iktidarı tarım ve gıda tekellerinin çıkarlarını ülke tarımı ve üretici köylüsünün önünde tuttuğu için bu uyarıları dikkate almadılar. Pek çok ülke koronavirüs salgını nedeniyle tarım üretiminde ve gıdada korumacı önlemleri başvurup, ihracatı kısıtlayıp kendi gıda güvencesini sağlamaya çalışırken AKP iktidarı o günlerde de ithalata sarılmıştı. Hal böyle olunca tarım ürünlerinde fiyatlar ve dolayısıyla da gıdada fiyatları artarak devam etti. Çünkü üretimde belirleyici olan ülkelerin tarım tekelleri fiyatlar açısından da belirleyici oluyor.

TARIM TEKELLERİ HAKİM

Buğdayda dünya üretiminin yüzde 60’ını dört ülke kontrol ediyor. Avrupa Birliği, Çin, Hindistan, Rusya. Rusya dünya ihracatının yüzde 20’sini yapıyor ve hatırlanacak olursa pandemi ilan edildiğinde Rusya buğday ihracatını durdurduğunu açıklamıştı. Dünyadaki mısır üretiminin yüzde 65’ini 3 ülke yapıyor: ABD, Çin ve Brezilya. Soya üretiminin yüzde 82’si Brezilya, ABD ve Arjantin üçlüsü tarafından yapılmaktadır. Dünya ayçiçeği üretiminin yüzde 73’ü Rusya Ukrayna ve Avrupa Birliği ülkeleri tarafından yapılmaktadır. Mercimekte ise dünya üretiminin yüzde 60’ı Hindistan ve Kanada tarafından yapılırken; ihracatın yüzde 58’i Kanada tarafından yapılmaktadır. “Üretmesek ne olacak, satın alırız” dediğinizde muhtaç kaldığınızı gören tarım tekelleri istedikleri fiyatı size dayatıyor. İşte o zaman temmuz ayında 237 dolara aldığınız bir ton arpayı eylül ayında 300 dolara haziran sonunda 260 dolara aldığınız 1 ton buğdayı eylül başında 330 dolara alıyorsunuz. Üretici köylü buğdayını 2.2 liradan sattı bugün ise ithalata 2.8 hatta 3 lira ödeniyor. Ülke köylüsü buğdayını ucuza satarken tekeller pahalıya satıp kârına kâr katıyorlar.

İTHALAT ŞİRKETLERE YARIYOR

Bu işin bir yanı, diğer yanı da 2020'nin sonu kurak geçerken 2021'in kurak bir yıl olacağı bilinmesine rağmen tarımsal üretimin zarar görmemesi için gereken önlemleri de almadılar. Tarım ürünleri üretimi kuraklık nedeniyle azaldı. Buğday, arpa, mercimek üretimi en çok düşen ürünler oldu. Azalan üretim ithalatla karşılanmaya çalışılıyor. Bu durumda tanım tekellerinin işine yarıyor.

Yaşanan bu sürecin tarım üretimine pek çok olumsuz etkileri olacaktır. Birincisi"Daha çok borçlanan köylünün durumu da ortada. Çünkü her gün sayısı daha çok artan kullandığı krediyi ödeyemediği için traktörüne, tarlasına, hayvanına haciz gelen köylü var.

Bunun sonucu da yine üretimde azalma ve gıda fiyatlarında artış olarak karşımıza çıkacaktır.

İkincisi; halk pahalı tüketecek çünkü bu güne kadar yapılan ırgalarlar sonucu ne fiyatlardaki artışın önüne geçildi nede fiyatlar makul seviyede tutuldu. Aksine hep arttı. Yanı halk da pahalıya tüketti.

ÖNCEKİ HABER

Doç. Dr. Aslı Davas: Kovid-19 aşıları doğurganlığı ve hamileliği olumsuz etkilemiyor

SONRAKİ HABER

Meslek örgütleri: Gazetecileri engelleyenlere ceza verilsin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa