Asuman’dan Antonis’e Ege’nin iki yakası
Ölüm merdiveni Avusturya’nın kuzeyinde yer alan Mathausen kasabasındaki granit taş ocağını kasabaya bağlayan 186 basamağa verilen isim.
Mathausen toplama kampındaki ölüm merdiveni | Fotoğraf: Bundesarchiv, Bild 192-269 / CC-BY-SA 3.0
Ferhan Şensoy 30 Ağustos 2021 gecesi ardında onlarca kitap, oyun, televizyon dizisi, film ve ödül bırakarak bu dünyadan göçtü. İmzasını attığı eserlerinde kendi dilini oluşturmayı başarmış ve bu dille de yolunun kesiştiği herkesin yaşamında küçük ya da büyük iz bırakabilmiş bir insandı.
Ferhan Şensoy benim yaşamıma belki de en çok Pardon filmi ile çentik atmıştır. Pardon filmi aslında Ferhan Şensoy’un gerçek bir olaydan esinlenerek yazdığı ve sahnelediği Çok Tuhaf Soruşturma adlı oyundan sinemaya uyarlanmıştır.
Filmin esas oğlanı İbrahim Şatıroğlu’dur (Ferhan Şensoy). Yıllar sonra askere giden İbrahim dağıtım için İstanbul'a gelir ve geceyi arkadaşı Muzaffer'de (Rasim Öztekin) geçirmeyi planlar. Fakat otobüs garajında nedensiz yere polisten kaçmaya başlayan İbrahim, arkadaşı Muzaffer'in evinde yakalanır ve birlikte göz altına alınırlar. Neden gözaltına alındıklarını bilmeyen 2 arkadaş tehdit ve kötü muamele ile işlemedikleri suçları üstlenirler. Üstlerine atılan suçlar için kolluk güçlerinin bir üçüncü isme ihtiyaç duymaları nedeniyle Taksim’de büfe işleten arkadaşları Aydın'ı da (Ali Çatalbaş) sürece dahil ederler. Aydın'ın da işkenceyle asılsız suçlamaları kabul etmesi ile üç kafadarın Türk yargısı ile imtihanı başlar.
Filmin iz bırakan karakterlerinden biri de İbrahim’in takıntılı aşkı Asuman’dır (Şahnaz Çakıralp). Aslında Asuman İbrahim’i usta birliği için Siirt’e gitmeden önce bir mıknatıs gibi İstanbul’a çeken ve olay örgüsünün görünmez düğümünü oluşturan kadındır. İbrahim’in “Ben kahvede herkese Asuman benimki demişim artık. Ağızdan çıkmış bir laf var artık” cümlesi ile çaresizliğini dile getirdiği, takıntı ile taciz sarkacında yaşadıklarını aşk sandığı Asuman.
Filmde Asuman beşikte kertildiği astsubayla evlenir ve üç kafadar nedensiz yere 6 yıl 3 ay hapis yatar. Cezaevinden çıkarken müdürün “Pardon” demesinin alıp alacakları tek tazminat olacağını öğrenen İbrahim filmin kilit cümlesini söyler; “Adalet dediğiniz o kadar da adil bir şey değilmiş demek ki...”
Evet bu ülkede adalet o kadar da adil bir şey değil. Kimine kırmızı halı serili uçaklarla yurtdışı, kimine de parmaklıklar arkasında görüş için 1680 km. Selahattin Demirtaş 4 Kasım 2016 tarihinde "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "terör örgütü üyesi olmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "örgüt adına suç işlemek" iddialarıyla gözaltına alınıp, ardından da tutuklanarak karısına, çocuklarına, anasına, babasına 1680 km uzaktaki Edirne F Tipi Cezaevi'ne götürüldü. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş'ın ifade, özgürlük ve güvenlik, serbest seçim haklarının ihlal edildiğine hükmetmesine ve derhal serbest bırakılmasına karar vermesine karşın Demirtaş’ın tutukluluğu halen sürmektedir.
Cezaevine girdiğinden beri öykü, şiir ve resimle ilgilenen Demirtaş'ın ilk öykü kitabı Seher 2017 yılında yayımlanmıştır. Bu kitapta Demirtaş’ın da bir Asuman’ı vardır. İşte Ah Asuman’ın öyküsü Ümit Kıvanç tarafından kısa film olarak çekilmiş ve 1 Eylül 2021 günü izleyiciyle buluşmuştur. İyi ki de çekilmiştir. Otobüs şoförü Fahri (Settar Tanrıöğen) ve hukuk fakültesini yeni bitirmiş Ahmet’in (Halil Babür) bir kamyon arkası resmine konu olan Asuman’ın etrafında dönen yol hikayesidir. Bu filmdeki kilit soruyu Fahri sorar, “İnsan hayal kurarken niye gözlerini kapatır bilir misin?” diye, cevabını da yine Fahri’den öğreniriz. “Hayallerini başkası görmesin diye...”
Ara ara gözlerini kapatarak Nazi subaylarının hayallerini görmesini engellemeye çalışan kaburgaları tek tek sayılacak kadar zayıflamış bir tutsak erkek merdivenleri tırmanmaya çalışıyor. Sırtına kendinden ağır bir granit parçasını taş ocağından yüklenmiş dizleri titreyerek ölüm merdiveninden düşmeden sağ kalmaya çalışıyor. Ölüm merdiveni Avusturya’nın kuzeyinde yer alan Mathausen kasabasındaki granit taş ocağını kasabaya bağlayan 186 basamağa verilen isim. Mathausen Toplama Kampındaki Yahudiler ve partizanlar her gün defalarca sırtlarındaki ağır taş kütleleriyle bu merdiveni düşmeden çıkmak zorunda. Tökezleyip düşerlerse ağızlarına sokulacak soğuk bir çelik parçası ile sadece kendi yaşamlarının sona ermeyeceğinin, sırtlarından aşağı doğru yuvarlanacak ağır granit parçası ile birçok merdivendaşlarının da ölümüne neden olacaklarının bilincindeler.
Bir deri bir kemik kalmış adam hayallerinin titreyen bacaklarına derman olmayacağını hissettiğinde son takatiyle bir başka tutsaktan yardım ister. Yardım ki ölüm merdivenlerinde lanetlenmeyle eş anlamlıdır. Yardım için uzatılan el Nazi subayı tarafından kırılmaya yazgılıdır. Buna rağmen bir başka tutsağın eli sırtındaki granite uzanır ve yükü sırtlanır. Ardından gelen merdivendaşlarının yaşamını kurtaran bir deri bir kemik adam ağzına giren soğuk çelik ile oracıkta yaşamından olur.
Yardım elini uzatan tutsak artık lanetlenmiştir. Yeniden taş ocağına yükünü sırtlanmak için indiğinde Nazi subayı ceza olarak her zaman taşıdığı yükten iki kat daha ağır bir granit parçasını sırtlanmasını ister. Adam subayın gösterdiği taş parçasını sırtlanmaz ve adeta meydan okuyarak subayın gösterdiğinden daha ağır bir taşı sırtlanarak merdivenleri tırmanmaya başlar. İşte bu cesur adamın adı Antonis’tir.
Bu hikâyeyi bize dizeleri ile aktaran kişi Mathausen Toplama Kampından sağ kurtulmayı başarabilmiş Yunanlı oyun yazarı ve şair Yakovos Kambanellis’tir. Kambanellis’in toplama kampına dair yazdığı Şarkıların Şarkısı, Antonis, Kaçak ve Savaş Bittiğinde adlı şiirleri bestelenerek Nazi Soykırımı üzerine yapılmış en iyi müzik olarak kabul edilen Mathausen Baladı haline gelir.
İşte bu baladın besteleri 2 Eylül 2021 günü kaybettiğimiz Yunanlı “dev” müzisyen Mikis Theodorakis’e aittir. Her ne kadar Theodorakis denilince ilk aklımıza Kazancakis’in romanından uyarlanan Zorba filminin müzikleri gelse de Antonis’te Costa Gavras’ın Z filminde kendine unutulmayacak bir yer bulmuştur.
Anne tarafından Çeşme’li, baba tarafından Sakız’lı olan Theodorakis sadece coğrafi olarak Ege Denizinin iki yakasını bir araya getirmez. Müziği ile de Ege Denizinin iki yakasını bir arada tutar. Theodorakis’in Antonis bestesi, Nazım Hikmet’in Veda şiirine hüzünlü bir yuva olur ve Grup Yorum’un Hoşçakalın Dostlarım şarkısında ete kemiğe bürünür.
Yazıyı Nazım Hikmet’in Veda şiirinden dizelerle sonlandıralım;
“Yine görüşürüz dostlarım benim yine görüşürüz...Beraber güneşe güler,
beraber dövüşürüz...”
Meraklısında not: O Antonis şarkısını Maria Farantouri yorumu ile buradan ve Hoşçakalın Dostlarım şarkısını da Grup Yorum’dan buradan dinleyebilirsiniz.
- Vadedilmiş harfler 10 Ekim 2024 10:21
- Umut ayracı 26 Eylül 2024 10:24
- Fenike’den Marsilya’ya, uzodan rakıya… 12 Eylül 2024 12:41
- Bütün yollar Rom’a çıkar 29 Ağustos 2024 10:33
- Bitiş çizgisi 15 Ağustos 2024 04:54
- Çayın yolculuğu 01 Ağustos 2024 08:30
- Kafatası çağı 18 Temmuz 2024 10:00
- Çok kapılı oda 08 Temmuz 2024 10:44
- Yoldan sonra 28 Haziran 2024 09:23
- Bir “Yol” Hikayesi II 13 Haziran 2024 13:49
- Bir “Yol” Hikayesi 30 Mayıs 2024 13:20
- İçimizdeki İrlandalı 16 Mayıs 2024 12:53
- İşçiler marş söyleyerek sahneye girerler… 01 Mayıs 2024 10:10
- Emek bizim, söz bizim… 26 Nisan 2024 04:30
- Sol açık 18 Nisan 2024 11:30
- Kader kapıyı çalınca… 04 Nisan 2024 12:45
- Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin 21 Mart 2024 04:30
- İkiyüzlü ahlak kumkumalığı 07 Mart 2024 13:48
- Elde kaldı hüzün… 22 Şubat 2024 13:32
- Tüfenk üçlemesi: Mavzer 01 Şubat 2024 10:47
- Tüfenk üçlemesi: Aynalı Martin 18 Ocak 2024 11:50
- Tüfenk üçlemesi: Filinta 04 Ocak 2024 13:45
- Gayrı döner oldum 21 Aralık 2023 14:58
- Kayyum rejimi 07 Aralık 2023 12:54
- Kimdi giden kimdi kalan 23 Kasım 2023 11:01
- Eni vici vokke 02 Kasım 2023 13:04
- Şeytanın ışıltısından insanlığın karanlığına 19 Ekim 2023 09:52
- Dayanışma ezilenlerin inceliği midir? 28 Eylül 2023 12:20
- Amerikan İç Savaşı'ndan İngiltere'ye gariptos ağaçlarının hışırtısı 14 Eylül 2023 11:12
- Cehennemin kapısından Bakırköy’ün avlusuna… 31 Ağustos 2023 10:22
- Irgatın Türküsü 17 Ağustos 2023 11:32
- Yüksek Kaldırım’dan Leningrad’a bir şehrin faşizme karşı direniş senfonisi 03 Ağustos 2023 11:46
- Mississipi’den Feshane’ye derinlik ve güvenlik meselesi 20 Temmuz 2023 04:07
- Birimize bir şey olursa ne yaparız? 06 Temmuz 2023 11:31
- Mordan öte 22 Haziran 2023 12:22
- Hakikat bükücülüğü 08 Haziran 2023 11:11
- Umut yorgunluğu 25 Mayıs 2023 10:44
- “Winner” ceket mütevazı mutfağa karşı 11 Mayıs 2023 11:11
- Savaş naraları 27 Nisan 2023 10:10
- Bellek oyunları 13 Nisan 2023 10:50
- Maraş, bahtı gara Maraş 23 Mart 2023 10:48
- Aradığınız devlet bulunamadı 02 Mart 2023 12:22
- Deprem değil, binalar öldürürmüş (!) 16 Şubat 2023 08:42
- Katil uşak 02 Şubat 2023 11:01
- Suyun kokusu 19 Ocak 2023 13:45
- Timsah armudu 05 Ocak 2023 10:27
- Yılın sözcükleri 22 Aralık 2022 11:09
- Franco’dan bugüne Dünya Kupalarından elimizde kalanlar 08 Aralık 2022 11:45
- Şah mat 24 Kasım 2022 09:19
- “Gördük biz bu filmi” 10 Kasım 2022 10:54
- Hakikat yolcusu 30 Ekim 2022 11:20
- Anlatılamamış masallar 27 Ekim 2022 10:14
- "In vino veritas" diğer bir deyişle "Hakikat şaraptadır" 13 Ekim 2022 11:07
- Suskun notalar 29 Eylül 2022 11:12
- Güney Kutbunun yeniden keşfinin hüzünlü hikâyesi 15 Eylül 2022 11:09
- “Sen ben Lenin” Bir de Ahmet Abi. 01 Eylül 2022 10:39
- Börklüce’den günümüze Eyyamı Bahur ya da namı diğer Köpek Günleri 18 Ağustos 2022 10:59
- Dünyanın eksenini kaydıran Hindistan’ın küçük cevizi 04 Ağustos 2022 10:39
- Dünyanın tadı baharı 21 Temmuz 2022 08:40
- Menekşe kokusu 07 Temmuz 2022 04:24
- İnsan kokusu 23 Haziran 2022 04:12
- Tiryak-i 02 Haziran 2022 11:37
- Bahar karşılama 19 Mayıs 2022 06:26
- Hıdırellez ateşi 05 Mayıs 2022 01:05
- Yelkenler fora 21 Nisan 2022 05:20
- Sözün gücü 07 Nisan 2022 06:05
- Lombardiya’dan Ukrayna’ya kemanın tınısı 24 Mart 2022 05:34
- Zeytinin hükmü 10 Mart 2022 05:55
- Geççek 24 Şubat 2022 05:15
- Allasen söyle nedir aşkın aslı astarı! 09 Şubat 2022 23:45
- Erguvan kokusu 27 Ocak 2022 05:49
- (N)isyan 13 Ocak 2022 04:53
- Yaşamın ağırlığı 30 Aralık 2021 05:42
- Kuşaklar boyu insan hakları 16 Aralık 2021 05:03
- Savaşı Durduran Kadınlar: Lili ve Marlen 02 Aralık 2021 04:23
- Herkesin bir Ahmet Kaya’sı vardır 18 Kasım 2021 04:00
- Şaka mı, şeker mi, yoksa patates mi? 04 Kasım 2021 05:43
- Memeli Zeus 21 Ekim 2021 06:51
- Son Bakış 07 Ekim 2021 05:30
- Kırmızı 22 Eylül 2021 23:43
- Her ekalliyeti düşünüyorum 26 Ağustos 2021 04:04
- Dezenfektan aşkı 12 Ağustos 2021 06:12
- Nomadland’den Rosetta’ya Göçebe Ruhlar 29 Temmuz 2021 06:35
- Lavinia 14 Temmuz 2021 23:08
- Ruhumda Sızı* 01 Temmuz 2021 06:46
- “Y” 17 Haziran 2021 06:06
- Vurmayın öldüm 03 Haziran 2021 03:56
- Gözümün nuru 20 Mayıs 2021 06:11
- İmgenin suskunluğu 06 Mayıs 2021 05:56
- Ruhlar Mezbahası İyi Günler 22 Nisan 2021 03:34
- Şiirci Geldi Haaanıım… 08 Nisan 2021 00:00
- Ata Abi 25 Mart 2021 05:08
- “Yurtsama”dan “gündedün”e “nostalji”nin çağrıştırdıkları 10 Mart 2021 23:20
- Gönülçelen kelimeler atlasım 25 Şubat 2021 05:00
- Harfiyat 10 Şubat 2021 22:41
- Utanç ne yana düşer usta... 28 Ocak 2021 04:20
- “... Ve Herkes için Adalet” 13 Ocak 2021 23:15
- Yattığınız yer incitmesin… 31 Aralık 2020 04:38
- San(a)saryan’dan Su’ya Mahsus Mahaller 09 Aralık 2020 22:44
- Ölüm, adın kalleş olsun… 26 Kasım 2020 04:03
- Depremin ruhsal sarsıntısı 12 Kasım 2020 04:59
- Notaların savaşla hesaplaşması 29 Ekim 2020 05:11
- Hırsızlar mağarası 15 Ekim 2020 00:00
- İyi ki TTB var! 01 Ekim 2020 06:30
- Heybeliada Sanatoryumundaki Hayalet 17 Eylül 2020 00:02
- Otokinetik etki ve norm oluşturma 03 Eylül 2020 05:06
- Ödemişli Muzaffer’den Amerikalı Sherif’e 20 Ağustos 2020 00:51
- Uygun adım marş!… 06 Ağustos 2020 05:18
- ERK-EK 23 Temmuz 2020 04:57
- İçimdeki yangın 09 Temmuz 2020 05:18
- Dededen toruna “Barış”ın inşası 25 Haziran 2020 01:00
- Esaretten kaçan köleden hasta, kamçıdan tedavi üretmek 11 Haziran 2020 00:00
- Kerli ferli yalanlar ve sosyal uyum 28 Mayıs 2020 00:00
- Elma dersem çık… 14 Mayıs 2020 00:30
- Yaşam için ölüme yatanlar 30 Nisan 2020 02:08
- Bastırılan geri döner 16 Nisan 2020 00:00
- Miasmadan Covid-19’a sağlıkçıların salgından korunma önlemleri 02 Nisan 2020 02:49
- Şimdiki zamanda bir distopya: Covid-19 18 Mart 2020 20:30
- Şehitler tepesi 05 Mart 2020 00:30
- Özlerimize kıymayın efendiler! 20 Şubat 2020 00:30
- Acının tonu 06 Şubat 2020 00:00
- Başlarken… 29 Ocak 2020 23:20