09 Eylül 2021 11:52

Cezaevlerinde son 6 yılda 103 hasta tutuklu hayatını kaybetti

Son 6 yılda, “veda” hakkı bile tanınmayan 1000’i aşkın tutukludan en az 103’ü yaşamını yitirdi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Gökhan ALTAY

Yakınlarını dahi tanımayacak hale gelen hasta tutuklular ya ölüm eşiğinde tahliye ediliyor ya da cezaevinden tabutla çıkıyor. Son 6 yılda, “veda” hakkı bile tanınmayan 1000’i aşkın tutukludan en az 103’ü yaşamını yitirdi.

Koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde insan hakları ihlallerinin daha da arttığı cezaevlerinde hasta tutukluların sağlık durumu her geçen gün daha da kötüye gidiyor. İHD 2020 raporuna göre, şu an cezaevlerinde 604’ü ağır toplam 1605 hasta tutuklu bulunuyor. Bunlardan 249’u kadın tutuklulardan oluşuyor. İHD’ye yapılmayan başvurular ve son bir yıldaki artış da göz önünde bulundurulduğunda, bu sayının daha yüksek olduğu düşünülüyor.

REVİRDE ‘KALBİN BOMBA GİBİ’ DENİLDİ

Birçoğu politik nedenlerle cezaevinde olan tutuklular, çok sayıda hastalığa karşı yaşam mücadelesi veriyor. Kalp, tansiyon, kanser, kronik rahatsızlıklar, böbrek yetmezliği, şeker, unutkanlık, görme, yürüme, duyma, felç, psikolojik sorunlar... Tutuklular bir yandan bu hastalıklarla, diğer yandan cezaevlerinin kötü koşullarına karşı mücadele veriyor.

Son süreçte neredeyse tüm sosyal aktivite hakları askıya alınan tutuklular, sağlığa erişimde de bir o kadar sorun yaşıyor. Revire ya da hastaneye götürülen tutuklular çoğu zaman kelepçeli bir şekilde tedavi edilmek isteniyor. Ya da “Turp gibisin”, “Kalbin saatli bomba gibi” ve “Soğuk su iyi gelir” denilerek, 5 dakika dahi sürmeyen muayenenin ardından dört duvar arasında geri gönderiliyor. Bu da yetmiyor hastaneden döndükten sonra iki hafta boyunca karantinada tek başına tutuluyor.

"TAHLİYELERİ YA ADLİ TIP KURUMUNA YA DA SAVCILAKLARA TAKILIYOR"

Türkiye’nin de imzacısı olduğu kimi uluslararası sözleşmelere rağmen sağlığa erişimde sorun yaşayan tutuklular tüm bu yaşadıklarına rağmen ısrarla tahliye edilmiyor. Tutukluların tahliyesi ya hastaneye ya adli tıp kurumuna (ATK) ya da savcılıklara takılıyor. İki eli olmayan, görme yitisini yitiren, yürüyemez halde olan hasta tutuklular dahi birçok kez “Cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen savcılıkların “Toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmak” ya da “devlet güvenliğine tehdit” kararları gerekçe gösterilerek özgürlüklerine kavuşamıyor. İki eli olmayan ve KOAH hastası Ergin Aktaş ile 26 yıldır cezaevinde olan, yürüyemeyen, duymayan ve görmeyen 83 yaşındaki Mehmet Emin Özkan da bu tutuklardan sadece ikisi.

TABLO AĞIRLAŞIYOR

Kamuoyu ve insan hakları örgütlerinin baskısı üzerine tahliye edilen tutuklular ise kısa bir süre sonra yaşamını yitiriyor. Bunun son örneği kanser hastası 70 yaşındaki Mehmet Ali Çelebi. Tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevinden 25 Ağustos’ta tahliye edilen Çelebi, 10 gün sonra tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. İHD’nin 2020 yılı raporuna göre, 16 ağır hasta tutuklu cezaevinde, 5’i de tahliyelerinden kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi. Bu yılın ilk 3 ayında ise 2 ağır hasta tutuklu cezaevinde, 1’i de tahliye edildikten kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi. Yine İHD’nin 2018 mart ayı raporuna göre son 17 yılda 3 bin 500 hasta tutuklu yaşamını yitirdi.

ÖLÜM DÖŞEĞİNDE TAHLİYE EDİLDİLER

İsa Gültekin (67): Mersin Üniversitesi Hastanesi, Gültekin için “Cezaevinde kalabilir” raporu düzenledi. Pankreas ve safra kesesinde bulunan tümörlerin bütün vücuduna yayılması sonucu sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine kaldırıldığı Tarsus Devlet Hastanesinde 22 Nisan’da yaşamını yitirdi. 

Hadi Yalçın: Mide kanseri teşhisi konuldu. Hastalığı nedeniyle mama ile beslenen Yalçın, “Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen tahliye edilmedi. Yalçın, tahliye edildikten 3 gün sonra, 8 Ocak 2021 tarihinde yaşamını yitirdi.

Hayrettin Yılmaz (65): 14 Mart 2021’de cezaevinde yaşamını yitirdi. Yılmaz’ın, akciğer kanserinin yanı sıra, ülser, gastrit ve reflü gibi mide hastalıkları, tiroid bezinde nodül ve önemli diş sorunları bulunuyordu. Yılmaz’ın, cezasının 1 yılın altına düşmesine rağmen tahliye edilmediği ortaya çıkmıştı.

Ali Haydar Yıldız: Metris R Tipi Cezaevinde yatağa bağımlı tutuklu bulunuyordu. ATK’nin 2012 yılında “Sakatlık nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyeceği, başkasının desteği ile bakımına muhtaç” olduğu yönünde raporuna rağmen “Tahliyesi mümkün değildir” yönünde karar verildi. Ataş, Şubat 2019’da yaşamını yitirdi.

Tahir Çetinkaya (67): Beyninde tümör vardı. Geçirdiği felç sonrası bir bacağını kullanamadığı için bakıma muhtaç hale gelen Çetinkaya’nın infazının ertelenmesi için yapılan başvuru reddedildi. Çetinkaya,  2 Ağustos 2019’da tedavi gördüğü Ankara Şehir Hastanesinde yaşamını yitirdi. (MA)

ÖNCEKİ HABER

Antalya'da çıkan orman yangını kontrol altına alındı

SONRAKİ HABER

AB: Taliban'ın geçici hükümeti, verilen sözleri karşılamıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa