TCDD'de yaşanan kazalar: Yönetemiyorlar, bedelini halk yaşamıyla ödüyor
TCDD'de yaşanan tren kazalarını konuştuğumuz BTS Genel Başkanı Murat Oral: "Demiryollarından anlamıyorlar. Yönetememenin bedelini insanlara ödetiyorlar. Kazalar ve ölümler yaşıyoruz"
Fotoğraf: DHA
Cihan ÇELİK
İstanbul
İki gün önce Tuzla Tersane istasyonunda, Adapazarı -Pendik seferini yapan tren ile kırmızı ışıkta bekleyen Söğütlüçeşme-Konya seferini yapan Yüksek Hızlı Tren (YHT)'in çarpışması sonucu 7 kişi yaralandı. Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) kazanın ardından yaptığı açıklamayla önümüzdeki süreçlerde benzer kazaların yaşanabileceği uyarısında bulundu. BTS Genel Başkanı Murat Oral, "prestij ve oy için" alınan kararların, liyakatsiz ve kadrolaşma isteği ile yapılan atamaların bedelini halkın yaşamıyla ödediğini belirterek "Demiryolları özelleştirilecek bir alan değil. Anlayan insanlar bu işin başına getirilmeli. Demiryollarında önce emniyet önce güvenlik önemlidir. Trencilik oynamıyoruz" diye vurguluyor.
PAMUKOVA, ANKARA, ÇORLU...
Mural Oral, dikkate alınmayan uyarılarının ardından yaşanan kazaları sıralayarak başlıyor konuşmasına:
"2004 yılında Pamukova’da prestij trenini çalıştırmayın diyen tek sendikayız. Çünkü ne yol çalışması yenilenmişti, ne makine ne vagon yenilenmişti. Ona rağmen hızı artırdılar. 'Hızı artırırsanız treni devirirsiniz' dedik. Bunu Süleyman Karaman yaptı, kendisi İstanbul Belediyesi’nden gelmişti. Treni, otobüsü benzeten biriydi ve 'Bu hızla gider, gidecek' dedi. 41 tane insan hayatını kaybetti. 'Aşırı hız yapmışsın' diyerek suçu makiniste yüklediler. Hızlı gitmesini isteyen sizdiniz.
Ankara- İstanbul arasındaki hızlı treni, “Ankara-Sincan arasında sinyal daha bitmedi, çalıştırmayan” diyen yine bizdik. Onlar seçim, kamuoyu ve prestij için çalıştırdılar. 2018'de 9 yurttaşımız hayatını kaybetti.
2020'de Kalecik’te iki meslektaşımızı kaybettik.
Çorlu’da “Bu yolların bakımını yapın, yeni iklim koşullarına uygun yenileyin, menfezlere bakın, yol bekçilerini kaldırmayın” dedik. Yapmadılar, 8 Temmuz 2018'de 25 yurttaşımız öldü.
Tuzla'da 8 Eylül'de yaşanan son kazaya gelirsek; Ankara- İstanbul arası ortalama 500 km. 250 km sürat yapan bir trenin 2 buçuk saatte varması gerekir. Peki neden hızlı tren 4,5- 5 saatte varıyor? Çünkü İstanbul- Ankara arasındaki hattın tamamı hızlı tren hattı değil. Bitmedi. Kaza yapılan yer; hızlı tren hattı değil, eski konvensiyonel hattır; orada yük ve yolcu trenleri çalışır. Yani bu hat yüksek hızlı tren hattı değil. Yüksek hızlı tren kırmızı ışıkta duruyor. Adapazarına giden bölgesel tren de yüksek hızlı trenle kafa kafaya çarpışıyor. 7 kişi yaralanıyor. Bu iki trenin hareketli olduğunu düşünebiliyor musunuz? Öyle bir durumda bugün hala hayatını kaybeden insanları arıyor olurduk"
Yargılamalarda TCDD Genel Müdürünü koruyan ve soruşturma izni vermeyen Ulaştırma Bakanlığını eleştiren Oral, 25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu tren kazasında oğlunu yitiren Mısra Öz'e açılan davayı hatırlatıyor.
"İLAHİYAT MEZUNU, TRAFİK DAİRESİNİN BAŞINA GETİRİLDİ"
TCDD yönetimine ve son atamaya dair değerlendirmelerde bulunan Mural Oral, eski TCDD müdürü Ali İhsan Uygun'u demiryollarına gelen "en kötü müdür" olarak tanımlıyor. TCDD'nin özelleştirilmesiyle Sayıştay denetiminden kaçmanın, ihale yasasına tabi olmamanın ve iş güvencesini ortadan kaldırmanın yolunun arandığını belirten Oral, "Hem özelleştirecek hem güvencemizi elimizden alacaklar. Bize kölelik dayatıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz" diyor:
"Belediyeden TCDD’ye gelen Ali İhsan Uygun (Eski TCDD Genel Müdürü), bizi belediyedeymiş gibi yönetmeye çalıştı. 'Gel, gel git git'… Biz demiryolcuyuz, aidiyet bağımız var, 'Niye bu kadar aidiyet hissediyorsunuz' diye bizi eleştiriyorlardı. Kuruma bağlı olmamak; bu kurumun başına ne gelirse gelsin ses çıkarma, satayım, özelleştireyim, ihale edeyim sesini çıkarma demektir. Bunları söylediğimiz zaman sürgünlerle karşılaştık. En son pandemide seyrüseferle ilgili sıkıntılara dair dilekçe verdiler diye trafik kontrolü arkadaşlarımızı sürdüler. Kibirli, vicdansız, çağdışı işler yapan bir kişiydi Ali İhsan Uygun. Sürdüğü insanların eşlerini, çocuklarını lojmandan atmaya çalıştı. Demiryollarına gelmiş gitmiş en kötü genel müdürdür kendisi.
Büyükşehir Belediyesi kaybedildikten sonra, çok sayıda kişi Ulaştırma Bakanlığı’na ve demiryollarına atandı. İlahiyat mezunu, başkanlık şartlarını taşımamasına rağmen Trafik ve İstasyon Yönetimi Dairesi başkanı oldu. Trafik Dairesi başkanı trenlerin işletilmesini sağlar, bu kişi şimdi kafasına göre 6 kişilik kadroyu 3’e düşürüyor. Sen şuraya, buraya gideceksin diyor.
"DEMİRYOLLARINI YAĞMALAMANIZA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Şimdi ise demiryollarını ikiye böldüler ve memnun değiller, Holding yapmak istiyorlar. Neden? Holding olursa Sayıştay denetiminde çıkacak, İhale Yasasına tabi olmayacak, Harcırah Kanununa tabi olmayacak. Devletin, kamunun malını böyle ticari esaslara göre çalıştıracaklar.
Demiryollarının statüsünü değiştirip, kamunun parasını bu şekilde kullanamazsınız. Demiryollarına ait işlerimizi, mülklerimizi, arsalarımızı, istasyonlarımızı yandaşlarınıza yağmalatmayız."
SÖZLEŞMEYE TEPKİ: KÖLELİK DAYATIYORLAR
Demiryolu işçilerine MKE’dekine benzer bir sözleşmenin dayatıldığını ifade eden Oral, "Kamu güvencesi elimizden almak istiyorlar. Sözleşmede 'Haftalık çalışma 45 saattir, isteğimiz işi yapacaksınız, maaşınızı birbirinize söylerseniz işten atılma sebebidir' yazıyor. Hem özelleştirecek hem güvencemizi elimizden alacaklar. Bize kölelik dayatıyorlar" diyerek tepki gösteriyor.
"KAMUNUN MALINA SAHİP ÇIKACAĞIZ"
Atamalardaki liyakatsizlik, siyaseten kadrolaşma amacıyla atanan üst düzey yöneticilerin demiryollarını yönetemediğini belirten Oral, "Demiryolcu değiller. Demiryollarından anlamıyorlar. İstanbul Bölge Müdürü belediyeden gelen biridir. Teknik bir soruya yanıt veremez. Yönetememenin bedelini insanlara ödetiyorlar. Kazaları ve ölümleri yaşıyoruz. Demiryolları özelleştirilecek bir alan değildir. Uzmanlık isteyen bir alandır. Demiryolundan anlayan insanlar bu işin başına getirilmeli. Demiryollarında önce emniyet önce güvenlik önemlidir. Trencilik oynamıyoruz. Demiryollarına sahip çıkacağız. Özelleştirmeye izin vermeyeceğiz. Fiili, hukuki, sınıfsal bütün mücadelemizi vereceğiz. Kamunun malına sahip çıkacağız. Ceza da verseler, sürseler de lojmandan da çıkarsalar mücadele edeceğiz." sözleriyle konuşmasını sonlandırıyor.