10 Eylül 2021 12:01

Mevsimlik tarım işçilerinin çocukları 2 ay daha eğitimden uzak kalacak

Urfa’dan Ankara’ya gelen mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocukları, tarım sezonu devam ettiği ve taşımalı eğitim sağlanmadığı için iki ay daha okullarından uzak kalacak.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (kovid-19) salgını nedeniyle yaklaşık bir buçuk yıl ara verilen yüz yüze eğitim, 6 Eylül’de tekrar başladı. Ancak pandemi sürecinde uzaktan eğitimden mahrum bırakılan mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocukları, yüz yüze eğitime de erişemedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Emek Komisyonu’nun sahadan edindiği bilgilere göre, bu yıl sadece Urfa’dan 20 bin çocuk aileleriyle birlikte mevsimlik tarım işçiliği için başka illere gitti. Eski Mili Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un Temmuz ayında bir soru önergesine verdiği yanıta göre, mevsimlik tarım işçi ailelerinin okula kayıtlı 16 bin 193 çocuğu var. Ülke genelinde ise, 720 bin çocuk ya okulu bıraktı ya da okula başlayamadan eğitimlerini sonlandırmak zorunda bırakıldı.

Aileleriyle birlikte Urfa’dan mevsimlik tarım işçiliği için Ankara’nın Bala ilçesine gelen çocuklar, hafta başında başlayan eğitim ve öğretimden 2 ay daha uzak kalacak. 6-17 yaş aralığında olan 30 mevsimlik tarım işçisi çocuk, Bala’da günde 12 saat soğan tarlasında çalışıyor.

"OKULA DÖNMEK İSTİYORUM"

Yaklaşık 6 aydır tarlada çalıştıklarını bir ay önce de Bala’ya geldiklerini belirten 14 yaşındaki M.E., bu yıl lise 2’ye geçtiğini ancak hasat devam ettiği için okula gidemediğini söyledi. Avukat olmak isteyen M.E., "Durumumuz kötü olduğu için çalışmak zorundayız. Bir an önce hasat bitip okuluma dönmek istiyorum” dedi. Ailesiyle çadırda kalan M.E., yağışlı günlerde çadırlardan su sızdığını ve çamur içinde kaldıklarını dile getirdi. M.E., koşullarına dair şunları aktardı: “Çalışma koşullarımız çok kötü, sabah saat 06.00’da kalkıp akşam 19.00’a kadar çalışıyoruz. Eve gidince yemek yapmaya dahi vaktimiz olmuyor, kahvaltılıkla geçiştiriyoruz. Hastane buraya uzak. Rahatsızlandığımızda kendi imkanlarıyla iyileşmeye çalışıyoruz. Örneğin; soğuk algınlığında nane, limon kaynatarak, geçmesini bekliyoruz. Havalar soğudu, bu yüzden ancak haftada bir banyo yapabiliyoruz."

Pandemi sürecinde çadırda elektrik olmadığı için uzaktan eğitime katılamayan 12 yaşındaki N.H. de, derslerinden uzak kalan çocuklardan. Yüz yüze eğitimin başladığını ancak işleri devam ettiği için okula gidemediğini aktaran N.H., her çocuk gibi okulunu ve arkadaşlarını özlediğini ifade etti. Akşam eve gittiklerinde yine dinlemediklerini söyleyen N.H., doktor olup çocukları iyileştirmek istediğini dile getirdi.

"SEFALET İÇİNDEYİZ"

Ailesiyle birlikte tarlada çalışan çocuklardan biri de 9 yaşındaki B.Ş. sabahın erken saatlerinde tarlada 12 saat çalışan B.Ş., “Kaldığımız çadır tarladan uzak, elektrikler yok, telefon ışığı ile yemek yiyoruz sabahları uyanmak zor oluyor“ dedi. 7 çocuğuyla Urfa’dan gelen anne Dilşa Ş. de, yaşadıkları sıkıntıları şöyle anlattı: “Okullar açılmış çocuklarımı gönderemiyorum, çok üzülüyorum bu duruma. Urfa’da bakacak birileri olsa onları erkenden gönderirim ama kimsem yok. Memlekete dönene kadar mecburen bizimle kalıyor, çalışıyor. Sigorta yok, hastaneye gidemiyorum. Bir hafta hastalandım gidemedim. Eşim de burada değil, rezillik içindeyiz. Çocuklarımla beraber evimizde olmamız gerekirken, burada sefalet içindeyiz."

"TAŞIMALI EĞİTİM İÇİN BAŞVURDUK, DÖNÜŞ ALAMADIK"

Mevsimlik tarım işçileriyle ilgili çalışma yürüten HDP Emek Komisyonu üyesi Asrın Keleş, çocukların yerinin tarla değil okul bahçesi olması gerektiğini vurguladı. Çok sayıda çocuğun bu yıl da eğitime katılamadığını söyleyen Keleş, “Çocukların eğitime erişimini sağlamak adına taşımalı eğitim için birçok yere başvurduk fakat dönüş alamadık” diye belirtti.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gündeme getirilen gezici mobil eğitimin uygulanmadığını belirten Keleş, şöyle devam etti: “Politikasız, ticarileşmiş bir eğitim sistemi yürütülüyor. Çocukların aileleri Urfa’da iş bulamadıkları için mecburiyetten bu işi yapmak zorunda kalıyorlar. Mevsimlik tarım işçileri için de bir politikanın geliştirilmesi, iş istihdamının artırılması gerekiyor. Mevsimlik işçiler için konteyner kent kurulması gerekiyor. Bu konuda belediye ve bakanlıklara iş düşüyor. Çadırlarda kalan mevsimlik tarım işçisi çocuklar içme suyundan dolayı hastalanıyor. Sağlık personellerinin de, düzenli bir şekilde mevsimlik işçilerinin yaşam alanlarını kontrol etmesi gerekiyor.” (Ankara/MA)

ÖNCEKİ HABER

Opportunity a fuel crisis provided for Damascus

SONRAKİ HABER

Prof. Dr. Oğuz Oyan: İthalata bağımlı bir ekonomi enflasyonu da ithal eder

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa