‘Masraflar arttı okuyamıyoruz, okusak bile iş bulamıyoruz’
Eğitim gereçlerine gelen zamlar nedeniyle kimi eline para geçtikçe kırtasiyenin yolunu tutarken kimi ihtiyaçları veresiye yazdırıyor.
Fotoğraf: Evrensel
Berat Can DEMİR
Diren GÖKTEPE
İstanbul
Okul araç ve gereçlerine iki yılda gelen yüzde 50 zam, eğitim masrafları karşısında bütçesini denkleştirmekte zorlanan işçi ve emekçiler, kara kara ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyor. Düşük gelir ve yüksek eğitim masrafları nedeniyle yoksul ailelerin çocukları ya eğitimden uzaklaşarak çalışmaya başladı ya da eğitimini sürdürürken eş zamanlı çalışmak mecburiyetinde kaldı. Artan masraflar ve geçim sıkıntısı nedeniyle eğitimden uzaklaşan gençlerin yaşadığı mahallelerden biri Avcılar Yeşilkent.
VERESİYE YAZDIRAN OLUYOR
İsa’nın ilkokul karşısında küçük bir kırtasiye dükkanı var. Kırtasiyeci olarak gözlemlerini, veli olarak yaşadığı zorlukları anlatıyor: “Alışveriş için eskisi gibi gelen olmuyor. Pandemide işten çıkarılanlar oldu. Hepsini bir seferde alamıyorlar, eline geçtikçe parça parça alıyor. Durumları olmadığından hiç alamayanlar da var. Bakkalda, markette olduğu gibi bize de veresiye yazdıran oluyor.”
Ahmet’in 6 çocuğu var, 4’ü okula gidiyor. Koltuk döşeme işi yapan Ahmet, okullarda çeşitli adlar altında istenen paralardan şikayetçi: “Kayıt ücreti diye para istiyorlar. Okul idaresinden makbuz istedim, vazgeçtiler. Geçen yıl da öğretmen çocuğumu aidat parası için sıkıştırmış. Çocuk okula gitmek istemedi. Olayı öğrenince öğretmen ile görüştüm, makbuz isteyince ‘bağış’ dedi. Ben 4 çocuk okutuyorum, bana kim bağış yapacak?”
‘DEFTER 10 LİRA OLMUŞ, ALAMIYORUZ ARTIK’
Yeşilkent’te gençlerin sosyalleşebileceği alan parklarla sınırlı. Parka giderek onların sohbetine dahil oluyoruz. Lisede okuyan Tamer, işçi bir ailenin 5 çocuğundan biri: “Diğer kardeşlerim de okuyor. Kırtasiye masraflarımız kişi başı 200 TL civarı tuttu. Yetişemiyoruz artık.”
Defter fiyatlarından şikayet eden Mahir, “Bir defter olmuş 10 lira. İki tane alabildim. Daha 8 defter, 3 kalem almam gerekiyor. Her öğretmen ayrı defterler istiyor, yetiştiremiyoruz” diyor. Online eğitim sürecini soruyoruz Mahir’e: “Hiçbir şey anlamadık derslerden, çoğundan sorumlu kaldım, şimdi sorumluluk sınavlarına gireceğim. Yüz yüze eğitimde de önlemler alınmıyor. Maske yok, dezenfektan kutuları boş, tuvaletlerde kağıt havlu bile yok. Eğitim sistemi iki şekilde de işlemiyor.”
Liseden mezun olan Volkan ise yeniden sınava hazırlanacak bu sene. Online eğitimdeki başarısızlıklardan dolayı mezuna kaldığını söyleyen Volkan, “Online eğitimde hiçbir bilgi sunulmadı, internet erişimi sağlanamadı, EBA’da sürekli donmalar yaşadık. Okul online olduğu için çalışmak zorunda kaldım. Dershaneye de gidemedim. Çünkü en kötü dershane bile 7-8 bin lira istiyor, gidemedim. Bu sene yine baktım dershane fiyatlarına, daha da artmış” dedi.
‘OKUSAK DA İŞ BULAMIYORUZ!’
Liseli gençler, okulu bitirseler de sorunlarının bitmediğini anlatıyor. Volkan bunu “Gelecek planım yok. Beden öğretmeni olmak istiyorum ama atanmak zor, o nedenle yurt dışına gitmek istiyorum” diye özetliyor. Mahir ise “Okusak da iş bulamıyoruz. İki üniversite bitirmiş insanlar bile iş bulamıyor, gidip restoranlarda, mağazalarda ve depolarda zor koşullarda çalışıyorlar” dedi.