Rıza bey apartmanı davası avukatları: Kamu sorumluları yargı önüne çıkarılmalı
Rıza Bey Apartmanı davası avukatları asıl kamu görevi sebebiyle olaydan sorumlu olanlar hakkında dava açılmadığını hatırlatarak sorumluların yargı önüne çıkarılması gerektiğini belirtti.
Fotoğraf: Dilek Güzel'in kişisel arşivi
Ramis SAĞLAM
İzmir
İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen ve 119 kişinin yaşamını yitirdiği depremde 37 kişinin hayatına mal olan Rıza Bey Apartmanı davası geçtiğimiz hafta görülmeye başlandı. Davanın ikinci duruşmasında 4 tutuklu sanıktan biri serbest bırakılırken, sorumluluğu bulunan hiçbir kamu sorumlusunun yargılanmaması tartışma konusu oldu.
Dava avukatlarından Zeynep Sedef Özdoğan ve Dilek Güzel ile Türk Ceza Kanunu’nun davaya yansımalarını konuştuk.
AKP’nin iktidara geldikten sonra ‘reform’ olarak öne sürdüğü değişikliklerden biri de Türk Ceza Kanunu’ydu. 2005 yılında TCK’de yaptığı değişikliklerle “İnsanın ön plana çıkarılacağı” iddiasının üzerinden 16 yıl geçti. 1889 yılında İtalyan Zanardelli Yasası esas alınarak hazırlanan Türk Ceza Kanunu (TCK), 1926 yılında TBMM’de onaylanarak yürürlüğe girdi. Türk Ceza Kanunu bugüne kadar 54 kez değişikliğe uğramasına rağmen hâlâ tartışılmaya devam ediyor.
"TWEET ATAN TUTUKLANIYOR"
Depremde yaşamını yitiren Avukat Ekrem Özgür Duman ve Babası Ferda Murat Duman’ın avukatlığını üstlenen Avukat Zeynep Sedef Özdoğan, 2005 yılında değişen TCK’yi değerlendirerek, yapılan değişiklikte insanlığa karşı işlenen suçların yasadaki maddelerde öne çekildiğini söyledi.
Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikle “önce insana yönelik suçlar” olmasına rağmen, pratikte öyle olmadığına vurgu yapan Özdoğan, “İnsan nerede, insan onuru nerede yine yok. Bugün siyasi bir eleştiri sebebiyle Twitter’da açıklama yapan biri ertesi günü gözaltına alınıp tutuklanabiliyor. Aylar sonra hakim önüne çıkabiliyor” dedi.
"DENETİM GÖREVİNİ YAPANLARA DAVA YOK"
Özdoğan, 37 kişinin yaşamını yitirdiği, birçok insanın hem ruhen hem de fizikken yaralandığı olayda kamu görevlileri hakkında henüz izin süreçleri tamamlanıp bir davanın açılmadığını söyledi.
Denetim görevi yapmaktan imtina edenler hakkında bir dava açılmamasını eleştiren Özdoğan, “Bizim beklentimiz bu davada insana yönelik unsurları görmek. Biliyoruz ki ceza yaptırımları ölenleri geri getirmeyecek ama en azından insan hiçleştirilmesin. İnsana, insan onuruna insan yaşamına saygı duyulsun” dedi.
"ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI YETKİLELERİ HAKKINDA SORUŞTURMA YOK"
Rıza Bey Davasında 4 çocuğunu ve annelerini kaybeden Yücel ailesinin avukatlarından Dilek Güzel ise, öncelikle iddianamenin eksik hazırlandığını iddia etti. Güzel, “Rıza Bey Apartmanı’nın yıkılmasında sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin öncelikli olarak yargılanması gerekir. Bunu defalarca kez duruşmada ve kamuoyu önünde belirttik, belirtmeye de devam edeceğiz” diye konuştu.
Asıl kamu görevi sebebiyle olaydan sorumlu olanlar hakkında dava açılmadığını hatırlatan Güzel, “Bornova Belediyesi, Bayraklı Belediyesi, İnşaat Mühendisleri Odası yetkililerinin bir kısmı hakkında soruşturma var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri hakkında ise henüz bir soruşturma dahi yok. Bizim suç duyurumuzla belki yeni başlayacak” dedi.
"SÜRVEYAN TAHLİYE EDİLDİ, YAŞAM HAKKI TUTUKLANDI"
Davanın ikinci duruşmasında tahliye edilen tutuklu sanık “Sürveyan” Durak Kaya’nın tahliyesini de değerlendiren Güzel, “Duruşma salonunda kağıt üzerinde sorumlu olduğunu ve inşaata hiç gitmediğini beyan etmesine rağmen, bilirkişi raporunda 37 kişinin ölümünden sorumlu tutulan bir kişinin tahliyesine karar verilmesi, yaşam hakkının ve yaşanan acıların görmezden gelindiği anlamına gelmektedir. Mahkemeden, verilebilecek en yüksek cezanın verilmesini talep eden, müşteki aileler, bu tahliye kararıyla hayal kırıklığına uğramış adalete olan güvenleri sarsılmıştır” diye ekledi.