13 Eylül 2021 14:00

Eğitim Sen: Kamusal, parasız ve nitelikli bir yükseköğretim mümkün

Eğitim Sen: Nasıl ve hangi koşullarda öğrenim göreceği kaygısına sürüklenen öğrenciler belirsiz ve sancılı bir süreçle karşı karşıya.

Eğitim Sen: Kamusal, parasız ve nitelikli bir yükseköğretim mümkün

Fotoğraf: itu.edu.tr

Üniversitelerin açılışı ile ilgili açıklama yapan Eğitim Sen, hayat pahalılığının öğrencilerin eğitim hayatını zorlaştırdığını, kamusal, parasız ve nitelikli bir yükseköğretim talebinin daha yüksek sesle dillendirilmesi gerektiğini belirtti.

Eğitim Sen yaptığı açıklamada, “Çocuklarının üniversiteyi bitirebilmesi için tüm ekonomik gücünü seferber etmek zorunda kalan aileler ağır, belirsiz ve sancılı bir süreçle karşı karşıya” dedi.

Eğitim Sen’in açıklaması şöyle:

Salgın koşullarında üniversitelerin açılmasına az bir zaman kaldı. Üniversiteyi kazanmasına sevinemeyip, nasıl ve hangi koşullarda öğrenim göreceği kaygısına sürüklenen öğrenciler ve çocuklarının üniversiteyi bitirebilmesi için tüm ekonomik gücünü seferber etmek zorunda kalan aileler ağır, belirsiz ve sancılı bir süreçle karşı karşıya.

Öğrencilerin kamusal, parasız ve nitelikli bir yükseköğretim hizmetinden yararlanma talebi, içinden geçtiğimiz salgın koşullarında hayati önemini daha da arttırdı. Öğrenciler, yetersiz ve niteliği düşük devlet yurtları nedeniyle, tarikat ve cemaat yurtlarına fiilen yönlendirilmekte ya da yüksek yurt ücretleri, yanına dahi yaklaşılamayan kira tutarları baskısı altında yükseköğretim görmeye çalışmaktalar.

Gençlik ve Spor Bakanlığı 2020 Faaliyet Raporu’na göre 2020 yılı itibarıyla; Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü bünyesindeki 781 yurdun toplam yatak kapasitesi 698 bin 289’dur. 2145 tane özel yurt, pansiyon ve apart dairenin toplam kapasitesi ise 306,152’dir.

Basında yer alan haberlere bakıldığında, yıllık özel yurt ücretlerinin 10 bin TL ile 60 bin TL’ye ulaşabilen rakamlar arasında olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra yıllık ortalama 60 bin TL ile 90 bin TL fiyatı olan vakıf üniversiteleri gerçeği de göz önüne alındığında yükseköğretimdeki ticarileşmenin boyutları ortaya çıkmaktadır.

"TOPLUM VE DOĞA YARARINA ÜNİVERSİTE MÜCADELESİ"

Üstelik bu da yetmezmiş gibi kamu hizmeti sunan ve kâr-zarar mantığı çerçevesinde hareket etmemesi beklenen vakıf üniversitelerini yeterli bulmayan siyasi iktidar, her fırsatta doğrudan şirket üniversiteleri açılabilmesini hedeflediğini belirtmektedir.

Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki, yükseköğretim sistemimizin acil sorunlarından birisi üniversitelerde niteliği düşüren, birçok bölümün öğrenci dahi bulamadığı bir sistemi yaratan, öğrencisinden akademisyenine kadar üniversite bileşenlerinin haklarını gözetmekten ziyade şirketleştirilen üniversitelerin ekonomik çıkarlarını gözeten, yoksul ve emekçi ailelerin çocuklarının geleceğine fiili olarak ipotek koyan yükseköğretim politikalarındaki siyasi tercihtir.

Halbuki kamusal, parasız, demokratik ve nitelikli bir yükseköğretim hizmeti sunabilmek mümkündür. Çözüm önerilerimizi YÖK’e defalarca sunduğumuz üzere insan, toplum ve doğa yararına üniversite perspektifiyle kamusal finansman, iş güvencesi, bilim özgürlüğü, demokratik bir yönetim ve denetim sistemi kolaylıkla örgütlenebilecektir. Ancak ne yazık ki bu tercih edilmemekte, öğrenciler ve aileleri böylesine ağır bir yükün altında ezilmeye bırakılmaktadır.

Sendikamız bu tabloyu kabul etmeyecek ve ısrarla insan, toplum ve doğa yararına üniversite mücadelesini sürdürecektir. (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et